En Beğenilen Lamii Çelebi Gönderileri
En Beğenilen Lamii Çelebi kitaplarını, en beğenilen Lamii Çelebi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Lamii Çelebi yazarlarını, en beğenilen Lamii Çelebi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gurur şarabını içip de dünya meclisinde sarhoş gezme!
FATİH İLE İRANLI TÜCCAR
Lâmiî Çelebi anlatıyor:
Babam şöyle anlatmıştı: Bir gün Fatih Sultan Mehmed huzurunda defterdarlık işiyle uğraşıyorduk. Sohbet esnasında vezirleri ve diğer bürokratlar, zehirli böcekler ve can yakıcı hayvanlardan bahsetmeye başladılar. Kimi Türkistan yılanından, kimi Arabistan kenesinden, kimi de Anadolu'nun akrep, çıyan, sivrisinek ve piresinden söz açtı. Bir ara Acem defterdarı olan bir arkadaşım dedi ki:
- Sultanım! Horasan'da bir şehir var. Havası son derece iç açıcı, suyu berrak ve tatlıdır. Ama o şehirde son derece zehirli bir yaratık vardır. Soktuğunu kimse anlamaz, sadece izinden anlarlar. Kimi sokarsa, soktuğu yerde ateş yanıyor zanneder. Bir süre sonra da o kişi tulum gibi şişer, oracıkta canını teslim eder. İmdi, o şehir halkı bu böceğin hassasını bildikleri için ona karşı bir ilaç geliştirmişler. Ne zaman içlerinde bir çocuk dünyaya gelse ya da bir yolcu o diyara uğrasa, hemen köpek dışkısını sütle veya suyla ezip içirirler. Böylece o kişi, bu bela ve afete uğramaktan kurtulur. Her kim ayda bir kez bundan yese sonsuza dek o yaratığın zararından güvendedir, isterse günde bin kez soksun zarar görmez.
İranlı defterdarın hikâyesini dinleyen Fatih Sultan Mehmed ona:
- Bu hikâyeyi kendin görüp mü söylüyorsun, yoksa sadece başkasından duyduğun bir efsane mi? diye sordu.
İranlı defterdar:
- Hayır devletli hünkârım! Bendeniz o şehirde iki yıl kadar bulundum. Bu anlattıklarımı bizzat gözümle gördüm, cevabını verdi.
Sultan gülerek dedi ki:
- Anlaşıldı, sen de o ilacı tecrübe etmiş, o devanın tadına bakmışsın demek!
Orada bulunanlar epey gülüştü, İranlı defterdar ise utancından kıpkırmızı kesildi.
Yüzün yahut bedenin çirkin olursa sıkıntı değil. Kalbin çirkin olursa, işte asıl sıkıntı budur. Gizli ve açık bütün günahların ortaya çıkacağı günü düşün! Asıl güzellik budur.
Ölmeden Evvel
Ölmezden evvel öl ki hisabın tamam ola
Bunda sorun ki anda cevabın tamam ola
Dünyada çek azabını kıl nefsine ităb
Ukbada ta azăb u ităbun tamam ola
Sayfa 170 - Büyüyen Ay Yayınları 1.baskı
NE KADAR DAYAK YİYECEKSİN KİM BİLİR?
Bir gün Behlül-i Dânâ, Harun Reşit'in tahtında olmadığını görür. Hemen onun yerine oturur. Ansızın görevliler gelince Behlül'ün halifenin yerine oturduğunu görürler. - Bre edepsiz, ne yapıyorsun? deyip bir iki tane vururlar.
Behlül'ün gözlerinden sel gibi yaş boşanır. Tam bu sırada halife çıkagelir. Behlül'e iyi davranıp onu sakinleştirir. Sonra da:
- Niçin ağlıyorsun? diye sorar.
Cevap alamayınca görevlilere:
- Buna ne oldu? Neden ağlıyor? diye sorar.
Görevlilerden biri der ki:
- Ey müminlerin emiri! Sizin yerinize geçmiş oturuyordu, görünce kızdık ve terbiye etmek için bir iki kez vurduk. O yüzden ağlıyor.
Bunun üzerine Behlül dedi ki:
Hayır, ben onların vurması yüzünden ağlamıyorum. Sana üzüldüğüm için ağlıyorum. Ömrümde bir kez bu makama oturdum ve bu yüzden o kadar dayak yedim. Sen her gün oturuyorsun, ne kadar dayak yiyeceksin kim bilir?
Akıllı deli
Bir gün Abbasi Halifelerinden Harun Reşit, Behlül-i Dânâ Hazretleri'ne:
- Ey Behlül! Bize şehrin delilerinden haber ver bakalım! der.
Behlül-i Dânâ der ki:
- Delilerin haddi ve hesabı yok ama birkaç tane akıllı var, isterseniz onları sayabilirim.
Kisinin bir işteki başarısı, ona yardım edenlerin yetkinliğine bağlıdır. İyi arkadaş doğru yola götürürken, kötü arkadaş yoldan çıkarır.
Niçin taparsın
Ebu'l Gayna'nın kızı baba hergün vezire gidiyorsun hiç halini söylüyor musun.Fakirliğini anlatıyor musun?
Ebu'l Gayna:Söylüyorum ama kulağına gitmiyor
Hiç bir gün sana yanılıp bir şey verdi mi
Ebu'l G: vermedi
Kızı şöyle konuştu:Ey baba, sözünü işitmeyen, yüzüne bakmayan ve sana faydası dokunmayan şeye niçin tapıyorsun . (Meryem suresi 43)
Sayfa 96 - Büyüyen Ay Yayınları 1.baskı