Hakkında
1960 yılında Adana Ceyhan´da doğdu. İstanbul ve Isparta Süleyman Demirel Üniversitelerinde tarih eğitimi aldı. Eylül 1980´den beri Federal Almanya´da yaşıyor. İktisat ve siyasi tarih eğitimi gördü. “Türk Kültürünün Batı Kültürüne Etkileri“ konusunda uzun yıllar Türk ve yabancı basında makaleler yazdı. Almanya´da Türk İzleri ve Türkiye´de Alman İzleri adlı eserleri tarih araştırmacıları için kaynak eser haline geldi. Türk-Alman ilişkileri ve bu milletlerin ortak tarihi üzerine uluslararası dergilerde makaleler ve çeşitli ülkelerin üniversite ve akademik kuruluşlarında 50´den fazla konferans verdi. Türkiye, Azerbeycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Bosna –Hersek, Avusturya ve Almanya üniversitelerinde Türk-Avrupa ilişkileri konulu konferanslarında Oriantalizm, Alaturka, İslamofobi ve II. Viyana Kuşatması sonunda Avrupa içlerine esir olarak götürülen Türklerin izlerine dikkat çeken yazarın çalışmaları kitap, film ve tiyatro seklinde yayınlandı. Avrupa´da çok az bilinen Türk-Avrupa siyasi tarihine yeni bir bakış açısı getiren yazar, 30 yıldan bu yana Almanya´da göçmenler, demokratikleşme ve entegrasyon konularında makaleler yazıyor.
Avrupa´da 50. yılını dolduran Türkler ile ilgili sosyal problemler, göç ve entegrasyon konulu araştırma projeleri yürüten Dr. Çelik, Türkiye ve yurtdışında “GöçTürkler“ konulu bilimsel çalışmalarda bulunmaktadır. Özellikle Viyana´nın batısında kalan Türk İzleri ve savaş sonrası Avrupa içlerine esir olarak Türkler ve bu insanların akıbetleri konusunda kaynak gösterilen çok sayıda bilimsel çalışmada imzası vardır.
1985 yılında “Almanya´da Türk İzleri“ projesini hayata geçirdi.
1987 yılında Avrupa-Türk İslam Birliği Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
1990 yılında Türk-Alman Kültür Derneğini kurdu.
1992 yılında Birlik gazetesini yayınlamaya başladı.
1995 yılında Türk-İslam Kültür Derneği Başkanlığı yaptı
1997 yılında Türk-Alman İşadamları Derneği´ni kurdu.
2000 yılında Neue Ekonomi dergisini yayın hayatına geçirdi.
2001 yılında TZG – Almanya Türk Gazeteleri Birliği´ni kurdu.
2002 yılında Eura Türk dergisini yayınlamaya başladı.
2003 yılında TİDAF Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
2004 yılında Alp Media Yayıncılık Şirketi´ni kurdu.
2005 yılında “II. Viyana Kuşatması Sonrası Almanya´ya Getirilen Türk Esirlerin Kültürel İzleri“ adlı araştırma projesini başlattı.
2006 yılında İntegrasyon Gazetesi´ni kurdu.
2007 yılında IKG-Kültür, Tarih ve İntegrasyon Araştırmaları Enstitüsü´nü kurdu.
2007 yılında Avrupa Mevlana Kültür Vakfı kurucuları arasında yer aldı.
2008 yılında Almanya´da Türk İzleri kitabını yayınladı.
2008 yılında İstanbul'da Türk Dünyası´na Hizmet Ödülü aldı.
2009 yılında Türkiye´de Alman İzleri adlı kitabını yayınladı.
2009 yılında DITIB Kuzey Bavyera Yönetim Kurulu üyeliğine seçildi.
2009 yılında Azerbaycan Uluslararası İlimler Akademisi Yönetim Kurulu Üyeliği´ne seçildi.
2010 yılında Türkiye´de Alman İzleri kitabını yayınladı.
2010 yılında Türk-Alman Dostluk Ödülü aldı.
2011 yılında “50. Yılda Avrupa Türkleri Komitesi“ başkanlığına seçildi.
2011 yılında “Göçtürkler“ adlı araştırma projesini hayata geçirdi.
2012 yılında DITIB Eyalet Birliği II. Başkanı seçildi.
2012 yılından beri II. Dünya Savası yıllarını konu alan “Hitler-İnönü İlişkileri“ adlı yakın
tarih araştırma projesinin yürütmektedir.
II. Dünya Savaşı‘nda Türk Dış Politikası“ konulu tezi ile yüksek lisans,
„Hitler Ordularındaki Türkistanlı Askerler“ tezi ile de doktorasını yaptı.
“Türkiye Üniversitelerinde Görev Yapan Yahudi Asıllı Akademisyenler“ adlı araştırması ise devam etmektedir.
Latif Çelik Almanya´da yerleşik Alp Media Yayın Grubu‘na bağlı Birlik, Neue Ekonomi ve Intagrasyon adlı gazete ve dergilerin de yazı işleri müdürlüğünü yapmaktadır.
Gazeteci Aysel Çelik ile evli olan Dr. Latif Çelik, 3 erkek çocuk babasıdır
Tam adı:
Dr. Latif Çelik
Unvan:
Tarihçi
Doğum:
Adana, Türkiye, 1960
Okurlar
2 okur beğendi.
1 okur okudu.
4 okur okuyacak.
Editörlük Yaptığı Kitaplar
Sözler ve Alıntılar
Sovyet orduları zulmün her çeşidini Türkistan Coğrafyası’nda yaşayanlara iliklerine kadar hissettirmişlerdir. Milli değerlerini yaşayan, toplumsal önderlik gücü ve liderlik potansiyeli olan herkesi en basit suçlamalar ile yok etmeye çalışan Sovyet rejimi, emperyalist yüzünü saklamak için çeşitli baskılar ile bölgede hakimiyet sağlamaya çalışmıştır. Yakın akraba ve komşularından birini rejim karşıtı olarak kaybetmeyen hiç kimsenin kalmadığı 1925-1935 yılları arası dönemde din, dil ve kültür gibi milli değerlerin giderek aşındığını fark eden Türkistanlılar zaman zaman bölgesel bazda silaha sarılsalar da, artık bu kavgayı kaybettiklerini anlamışlardır. İslam Dünyası’nın güç odağı Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekildiği, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ise sadece ayakta durmaya çalıştığı bir döneme denk gelmesi Türkistan Türkleri’nin karşısındaki bir başka açmazdır.
Cebbar Ertürk Azerbaycan asıllı bir genç asker olarak Kızılordu saflarında savaşa katılmış ve daha sonra Almanlara esir düşerek Almanya içlerindeki kamplara getirilmiştir. Türk asıllı esirlerden oluşan lejyonlarda Azerbaycan Milli Komitesi’nde Kültür Sorumlusu olan Ertürk savaşın bitiminde Türkiye’ye gelmiş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı almıştır.
Bkz. Cebbar Ertürk, Anayurtta Unutulan Türklük, İkinci Baskı, Zafer Yayınları, Kayseri 1956, s. 142-143.
Gözel Türkistan senge ne boldi,
Sebeb vaqtsız güllerin soldi,
Cemenler berbad, quşlar hem feryad,
Hemmesi mezlum, bolmas midir şad?
İkinci Dünya Savaşı öncesi Türkistan bölgesi işgal edilmiş, aydınları hapsedilmiş, toplum sindirilmiş ve korkuyu her gün hisseden bir Türkistan gençliği ortaya çıkmıştır. Rusya içerisinde her devrin kaybedeni olan Türkistan Türkleri, kendi Sosyalist Cumhuriyetleri’ni kurarak Sovyetler Birliği içerisinde kültürel değerlerini yaşatacaklarına dair aldıkları “Bolşevik Sözü”nü bir anayasal teminata dönüşmesini beklerken yeni rejimin sert askeri güçleri ile karşılaştıklarında sadece iki şeyi anlamışlardır. Birincisi yeni rejimin Türkleri daha küçük ve özerk bölgelere ayırarak güçlerini etkisizleştirmek istediğini ve bunun içinde sadece uygun zamanı beklediğini fark edeceklerdir.
Kendi aralarında rekabet, çekişme ve tartışmalar olsa da Veli Kayyum Han’ın mahir yönetim anlayışı, Almanya’daki Türkistanlıları ortak kimlik, dil, edebiyat, tarih, kültür ve ülkü bağlamında savaş sonuna kadar bir arada tutmada önemli rol oynamıştır.
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
İkinci Dünya Savaşı’nın Kayıp TürkleriLatif Çelik · Kültür, Tarih ve Entegrasyon Araştırmaları Enstitüsü · 20181 okunma