Dümdüz yaşayayım ben. Dahası bir kenarda unutulayım, kimsenin sesine ses vermeyim. Hatta üzerimde otlar bitsin benim, evet evet en iyisi o, üzerimde otlar bitsin.
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz sonunda bize döndürüleceksiniz diyor, Allahutaala. Peygamber Efendimiz önünden cenaze geçerken ayağa kalkarmış, bu bireye saygıdır. Ölen iyi olsun, kötü olsun amellerin karşılığını verecek olan Allah'tr. Olayın bizi ilgilendiren boyutu ölümün bir nasihat olması ve ona hürmet göstermektir sadece. Ortada mevta varken dünyaya dalmak kalp körleşmesinin alâmetifarikasıdır.
Kitap benim için bir miktar hayal kırıklığı oldu. Yirmi iki öyküden oluşan kitaptaki öyküler çok sıradan, basit üsluplu ve edebi nitelikten biraz yoksundu. Kitabı her gün iki öykü okuyarak on bir günde bitirdim ve öyküler kısacık olmasına rağmen iki taneden fazla okuyasım gelmedi. Yirmi iki öykülük kitaptan sadece Çığlıkçı Sebahat, Meyvesin Sen ve Şahin Gözlü öykülerini sevdim. Yazarın başka bir kitabını okumam muhtemelen.
Konusu 'ölüm' olan eserlerde çoğunlukla, hüzün, gerçekler, acı gibi kavramları hissetsek de bu öykü kitabında bu tip kavramları hissetmek zor. Çünkü yazar ölümü hayatımızda yaşadığımız acı dolu kapta eritip anlatmak yerine mizahı kullanarak yoluna devam etmiş. 20 hikayede ölüm mizahi unsurlarla ve yer yer gördüğüm iğnelerle yazılmış. Ve
Hayatı yolunda gidince bazılarını kaşıntı tutuyor böyle. Ne ottan çöpten bir mesele yüzünden gitti kim bilir? Şu tiplerden uzak duracaksın. Dağdan inme, gâvurdan görme, sonradan görme.