Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. Akif Akalın

M. Akif AkalınToplumcu Tıbba Giriş yazarı
Yazar
Çevirmen
9.3/10
4 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
1.178
Görüntülenme

M. Akif Akalın Gönderileri

M. Akif Akalın kitaplarını, M. Akif Akalın sözleri ve alıntılarını, M. Akif Akalın yazarlarını, M. Akif Akalın yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sağlıkta eşitsizlikleri gidermek içim yapılacak müdahalelerin, toplumsal eşitliğe hitap etmemesi halinde sağlıkta eşitlik sağlanabilmesi olanaksızdır.
Hastalık “bireysel” değil, “toplumsal” bir olgudur (sorundur) ve hastalıkla mücadele etmek, hastaları iyileştirmek toplumun yükümlülüğüdür.
Reklam
Varlık nedenini insanların mülkiyet hakkını korumak olarak tanımlayan Alman devletine, işçi sınıfının emeğinden başka mülkü olmadığını ve bu mülklerin sağlıklı olmalarına bağlı olduğunu, eğer Alman devleti mülkiyet hakkını koruyacaksa, işçilere sağlık hizmeti sunması gerektiğini söylemiştir.
Diğer yandan kırlardan kentlere göçen emekçiler, sanayi kentlerinde sözcüğün tam anlamıyla kimsesizdir. İngiliz hükümetinin emekçileri sermayeye mahkum etmek amacıyla yoksullara yaptığı sosyal yardımlarda kısıntıya gitmesiyle birlikte (1830’larda kabul edilen yeni Yoksulluk Yasaları) işçiler cenazelerini kaldıramaz hale gelmişlerdir.
Sağlık hakkı, sağlık hizmetlerine erişebilme hakkı değildir. Sağlık hakkı, ancak yeni bir uygarlık altında olanaklı olan sağlıklı yaşam alanlarının çoğaltılmasıdır. Sağlıklı işyerleri, sağlıklı mahalleler, sağlıklı evler, sağlıklı okullar, sağlıklı kamusal ulaşım, sağlıklı oyun alanları, sağlıklı spor sahaları, sağlıklı pazar yerleri ve sağlıklı doğal çevre için, yeni bir yaşam tarzı için mücadele edilmelidir. Yeni yaşam tarzı, insanın onurluca çalışma, beslenme, kültürel kimliğini yaşayabilme, rekreasyon (eğlence-dinlence) ve spor olanaklarından yararlanma, bütüncül biyogüvenlik gereksinimine uyumlu olmalıdır. Yeni yaşam tarzı insan beden ve ruh sağlığını koruyan ve pekiştiren ekosistemlerle uyumlu olmalıdır. Sağlık hakkı mücadelesi, bunların hepsini kapsamalıdır.
Sağlık alanı, piyasa egemenliğinin araçları olarak kullanılan "maliyet-etkinlik" gibi toplumun ve bireylerin sağlığını tehdit eden kavramlardan arındırılmalı, mali kaygıların tıbbi kararları bireylerin sağlığını tehlikeye atabilecek şekilde etkilemesine izin verilmemelidir. Kaldı ki, sağlığın toplumsal belirleyicilerine yönelik iyileştirmelerle zaten toplumun genel sağlık düzeyi yükseltilecek ve tıbbi hizmetlere olan talep önemli ölçüde azalacaktır.
Reklam
Pazar kaygılarıyla hareket eden sermaye, piyasa içinde rekabet edebilmek ve karlarını azamileştirebilmek için bilime, etiğe ve insanların en temel hakkı olan sağlık hakkına müdahale etmekte ve kendisi bir halk sağlığı sorunu haline gelmektedir.
Sermayenin neoliberal politikalarının hiçbir sağlık sorununa çözüm olmadığı, aksine bizzat kendisinin bir sağlık sorunu haline geldiği her gün daha iyi anlaşılmaktadır. Kuşkusuz sağlığa kâr temelli yaklaşımın ortadan kaldırılması ve hak temelli yaklaşımın benimsenmesi sınıf savaşının sorunudur. Dünyada sağlıkta hak temelli yaklaşımın yeniden egemen olması, işçi sınıfının mücadelesiyle mümkün olacaktır.
Eğer birey diğerleriyle ilişkilerinin bir ürünüyse, dünyada ne olabileceğimiz veya olduğumuz arasındaki tüm farkı, şüphesiz, hangi sosyal kombinasyonda her kim olursa olsun, diğerleri oluşturur.
Sayfa 44
Sağlık hakkı, sağlık hizmetlerine erişebilme hakkı değildir.
Sayfa 23
33 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.