Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

M. Taha Tunç

M. Taha TunçMimarlar Neden Bachelard Okur? yazarı
Yazar
Çevirmen
6.0/10
1 Kişi
3
Okunma
0
Beğeni
267
Görüntülenme

Öne Çıkan M. Taha Tunç Gönderileri

Öne Çıkan M. Taha Tunç kitaplarını, öne çıkan M. Taha Tunç sözleri ve alıntılarını, öne çıkan M. Taha Tunç yazarlarını, öne çıkan M. Taha Tunç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dolayısıyla insan içine dönerken dünyasını, dünyaya açıldığında kendisini tanır.
yaşanırken (eşik üzerinde) edinilen tecrübeler odak noktasına geldiğinde (eşiğin berisi) , yaşanıp bitmiş (eşiğin ötesi) , yalnızca izi kalmıştır
Sayfa 39
Reklam
Yaşamak istiyorsak, hayaletlerimize mütemadiyen ihanet etmeliyiz...
Sayfa 29
280 syf.
6/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Kitap Türkçe'ye çevrilerek oluşturulmuş derleme bir eser. Genel olarak mekan, an, imge, atmosfer gibi konuların üzerinde duruyor ve çeşitli alıntılarla beraber sorgulamalarda bulunuyor. Çoğu zaman bu sorgulamalar Bachelard çevresinde toplanıyor. Ancak dil ve çeviri konusunda büyük sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. Çeviri çoğu yerde eksik ve dil de bu sebepten dolayı çok karmaşık. Konunun derinliğiyle beraber bu durum kitabı çıkmaza sokuyor. Bitirmek ve anlamak için çok çaba sarf ettiğim bir kitap oldu. Aynı zamanda kitabın mimariyle bağlantıya girmesi için 100 sayfadan fazla okumak gerekiyor. Bachelard severlere ve mekan kavramının felsefesi üzerinde derin okumalar yapmak isteyenlere tavsiyemdir ancak benim için 2022 yılının son kitabı olan bu eserin mimarlık öğrencileri için çok gerekli olmadığını düşünüyorum
Mimarlar Neden Bachelard Okur?
Mimarlar Neden Bachelard Okur?Sümeyye Yıldız · Ketebe Yayınları · 20213 okunma
Anidenlik, ânın temel bir boyutudur: bizzat ânı nitelendirir. Her bir an, bir anda vuku bulur; uzayan anlar yoktur: distentio animi içinde uzayan (Aziz Augustinus), daha çok esnadır (moment), der Augenblick'tir, her ânın sunduğu şey, yani ânın özel içeriğidir: Pek de bu şekilde olmasını beklemediğimiz bir şeyin hızlıca vasıl olmasıdır. (Buradan hiçbir beklentinin kusursuz bir şekilde karşılanmadığı sonucu çıkar: Bizi hayal kırıklığına uğratan ya da memnun eden fazlalık ya da noksanlığın yarattığı boşluklar, her halükârda işin ehlinin bile başına üşüşür.)
"İskân etmek için, bir yerde oturmak için inşa etmeyiz; aksine, hâlihazırda oturduğumuz, yerleştiğimiz için inşa ederiz." Yani içinde ikamet edeceğimiz, iş göreceğimiz, üzerinden geçeceğimiz, zaman geçireceğimiz bir mekân, zaten iskân ettiğimiz bir yerde, bulunduğumuz, yaşadığımız, hayatımızı idame ettirdiğimiz dünyada kurulur.
Reklam
Belardi, çizimin yalnızca "yeniden üretmek" anlamına gelmediğini, tersine Paul Gauguin'in de "Görmek için gözlerimi kapatıyorum" derken söylemeye çalıştığı gibi, iç dünyamızı yoklamak anlamına geldiğini ifade eder. Çizim bu bağlamda geçmiş tecrübelerden doğan, zihinsel birikimin ve arzuların şekil verdiği bir düşsel eylem olarak açığa çıkar.
Sayfa 210Kitabı okudu
Bir yıldız parlıyorsa, uyuyan bir onu seyrediyordur: uyuyan retinadaki ufak bir ışıltı, yıldızlı bir gecenin karmaşık hatırasını çağrıştıran gelip geçici bir takımyıldızının resmeder
Sayfa 20
Bachelard, kişinin kendisine dönen yolları ararken, önce kaybolması, kendini kaybetmesi gerektiğini de telkin eder. Yolculuk esnasında ışığın bir gelip bir gitmekte olduğu, okurun, içinde bulunduğu karanlıkta yolunu ancak ve ancak anlık çakan şimşeklerle bulabileceği anlaşılmalıdır. Yani her bir işık parlaması yolu bir anlığına gösterirken, okur, yolunu o parlama anında gördüklerini hatırladıklarıyla bulmaktadır. İşte karanlığın ortasında bu belli belirsiz ilerleyişi daha doğru gerçekleştirmek için okurun bahsedilen yol gösterici parlamalara daha çok ihtiyacı vardır
Sayfa 39
Yaşamak istiyorsak, hayaletlerimize mütemadiyen ihanet etmeliyiz...
Dikey zaman yükselir. Kimi zaman düşer de. Poe'nun Kuz gun'unu okumayı bilenlere geceyarısı artık hiç yatay olarak gelmez. Ruhun içinde alçalır da alçalır... En dibe, on ikinci vuruşa, on ikinci yaraya, on ikinci aniya dek dalma cesa- retine sahip oldugum geceler enderdir... Çok geçmeden dönerim yüzeysel zamana; zincirlerim kendimi, tekrar zincirlerim, yaşayanlar arasına, yaşama dönerim. Yaşamak istiyorsak, hayaletlerimize mütemadiyen ihanet etmeliyiz...
Sayfa 29
Reklam
Bir kentin geçmişinin köklü temelle re dayanıyor olması ve içinde yaşayanların bunun farkında olmasıdır onu anlamlı kılan. Geçmişten taşıdığı mimari değerler ve bir ayrıcalık olarak sahip olduğu asude coğrafi özellikler, plansız büyüyen biz yeri nereye kadar taşıyabilir? Üst üste, iç içe, plansız ve kendiliğinden bir yığın oluşturan kentlerde olup bitenlerden bihaber yaşanan hayatlar, kentin içinde barındırdığı geçmişin izlerini bu yığınlar arasında fark edebilir mi?.
Sayfa 33
Ve şairin yatay zamanı reddettiğinde keşfettiği, bu dikey zamandır; yani başkalarının olması, yaşamın olması, dünyanın olması. o halde yatay zamana zincirli varlığı bağlarından kurtaracak ardışık üç deneyim düzeni şöyle: 1. Kendi zamanını başkalarının zamanına havale etmemeye alışmak - sürenin toplumsal çerçevelerini kırmak 2. Kendi zamanını eşyanın zamanına havale etmemeye alışmak - sürenin fenomenal çerçevelerini kırmak; 3. Kendi zamanını yaşamın zamanına havale etmemeye alışmak (zor iş): Kalp atıyor mu, sevinç sürüyor mu ar- tık bilmemek-sürenin yaşamsal çerçevelerini kırmak. Ancak böyle kendi merkezimizde yer alan, çevredeki yaşamdan azade otosenkronize referans noktasına erişebiliriz. Bütün düz yataylık birdenbire silinip gider. Zaman artık akmaz. Fışkırır.
Sayfa 28
"Artık zaman akıyor cümlesini kuramayız. Çünkü zaman çeşitleniyor."
Sayfa 243Kitabı okudu
Mekânın sınırları ve boşlukları ile anılar kendine yerleşecek aralıklar bulabilmekte; düşler, birer kurulum zeminine sahip olabilmektedir. Bachelard da bu durumu yadsımaz; öyle ki, bir evi üzerinde ürettiğimiz tüm hayallerden özgür bıraksak bile fiziksel durumuyla bir yaşam öyküsünü çağıracağını söyler.
Sayfa 206Kitabı okudu
"Paris'te ev yoktur. Büyük kentte oturanlar, üst üste konmuş kutularda yaşarlar.
Sayfa 191Kitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.