“Bir şey, tek bir şey tüm yıkıma rağmen ayakta durur: İnsanın insanla karşılaşması… Gün oldu, bir yabancının bize bakışıyla bize göz kırpmasıyla uçurumun kıyısından döndük..."
Cesare Pavese
"Bir şey, tek bir şey yıkıma rağmen ayakta durur: İnsanın insanla karşılaşması... Gün oldu, bir yabancının bize bakışıyla bize göz kırpmasıyla uçurumun kıyısından döndük..."
(Ceaser Pavese)
Dünyanın gerçekleri ve sorunlarıyla yüzleşmek, zengin bir edebiyat açısı ile sunulmuş kitapta. Türk edebiyatının değerli bir yazarını daha sahneye çıkarmasının tadını yaşadım diyebilirim. Manolya Gürocak’ın edebi dilini çok kuvvetli buldum ve kitapta olay örgüsü de oldukça sağlam planlanmış. Aradığımız şeyin aslında ne kadar yakında olduğunu ortaya koyan güzel bir kitap olmuş.
kitaphaber.com.tr/saganak-romanin...
“Evet azizim! Ben bu hayallerin arkasında
gizlenmiş olan hayalleri arıyorum.”
(A’mâk-ı Hayal)[1]
Platon’un “mağarası” nda bulunan insanlarla “izm” ler çarkına sıkışıp kalan günümüz insanı arasında ne fark vardır? Saramago’nun ‘Mağara’ eserini okuduktan sonra kitap
Feminizm düşmanı Manolya Gürocak'ın kitabını eleştiriler nedeniyle okumak istedim ve hicap duydum. Kadını ataerkinin kıskacından kurtarmak isterken onu yine ataerkinin normlarıyla konumlandırmak fecaat. Bu yüzyılda kadınların kazanımlarını sırf feminizme nefret kusmak için hiçleştiren, son derece kurnazlıkla ele alınmış bir eser. Efsun karakteri üzerinden bazen örtük bazen açık bir dille siyasi propaganda yapılmış. Biraz araştırınca yazarın İstanbul Sözleşmesi'ne karşı çıktığını öğrendim. Cumhuriyet kazanımlarını eleştirmeye bile kalkışan biri ancak böyle bir devirde kendine yer bulabilirdi. Eleştiri kisvesi altında sırf feminizmi kötülemek için boş bir ukalalık ve kifayetsiz muhterislikten başka bir şey değil. Yazarın kibri sayfalardan taşıyor maalesef.