Zaten eğer bu kadar az okursak hepimiz aptallaşacağız düşüncesinden bir türlü sıyrılamıyordu.(Diktatörlük süresince fazla dokunamadıkları bazı 'vatan düşmanlarını' ev hapsine mahkum etmişlerdi. O zamanlar Floreana çok önemli biri olduğunu ve izlendiğini düşlerdi. Böylece edilgenliğe mahkum edilecek ve bol bol okuyacaktı. Kimseyle paylaşılamayacak ya da kimseye anlatılamayacak uçarı bir düşlem)
Ütopik bir boyut olmadan, geçici olan beni çevreliyor, beni tuzağa düşürüyor ve bana hayatın bundan ibaret olduğunu söylüyor: gördüklerim ve dokunduklarım. Daha fazlası değil.Ütopya hâlâ mümkün mü?
"Sana bir adamın ellerinden söz etmeyi unuttum.Bir çift el taslağını kaç sayfaya çizebilirsin?Benim gördüklerım çok büyük,çok kareydiler;tıpkı bir cetvelle çizilmiş gibi.
Kurtarıcı eller.Içlerine bir ev,bir ağaç,büyük ve yaşama ilişkin temel her şeyin sığabileceği eller.Ve Merhametin."
"Kadınlar artık erkeklerin anneleri olmak istemiyorlar....
ne de onların kızları,
-"Peki ne olmak istiyorlar?"
-Eş.Içinde şefkat ve sevgiye yer olan,iki kişinin de eşit olduğu ilişkiler kurmak istiyorlar?"
Duyguların azar azar yok olduğunu düşündü, içinde yaşadığımız yüzyıl yüreklerimizi dondurarak bitiyordu.
Her gün, herkes daha az konuşuyordu.
Her gün herkes daha az hissediyordu.
Her gün herkes daha az seviyordu
"Tamam...belki sana çok kuru,ne bileyim ters gelebilir ama yemin ederim bir daha asla sevgilim olmayacak,kimseyle birlikte yaşamayacağım dedim. Içgüdülerim beni erkeklere yaklaştırıyor,bu da canımı sıkıyordu,hem de epeyce;sonunda onlardan vazgeçtiğim zaman kavgayı kazanıyor ve yeniden huzura kavuşuyordum. Onlarsa bedenlerini ,içinde sakladıkları mücevherler bir kez daha ortaya saçılmasın diye kilitledikleri ve açılması gereken bir kutu gibi ortaya koyuyorlardı.Bunu keşfettiğim gün artık "erdemli, aslında "iffetli" yaşamaya karar vermiştim."
"Pancho'yu tanıdığım zaman on beş yaşındaydım.On sekizimde de evlendik.Bir çiftlikte çalışıyorduk ve cinsellikten hiç bir şey anladığımız yoktu. Yıllar geçti,ve bir gün çiftlikte yangın çıktı,evimiz yandı. Ben ciddi şekilde yararlandım ve yataktan çıkamadım.Pancho sanki çocuğuymuşum gibi bana baktı.O benim yaralarımı yalarken benim nasıl olgunlaştığımı bilemezsin Floreana.Kendimi ona nasıl borçlu hissettiğimi,bağlandığımı anlatamam.Her gün tarladan dönmesini bekliyordum.O bana canımın yanıp yanmadığını soruyordu,ben de yandığını söylüyordum ve bu aramızda törene dönüştü sanki.
İlkimiz de canımın yanmadığını biliyorduk ama başka türlü davranmaya cesaret edemiyorduk. Eğer o yangın olmasaydı aşkın ne olduğunu hiç bir zaman öğrenemeyecektim. "