Marcus Steinweg

Aşikarlık Dehşeti yazarı
Yazar
7.3/10
9 Kişi
27
Okunma
5
Beğeni
1.050
Görüntülenme

En Beğenilen Marcus Steinweg Gönderileri

En Beğenilen Marcus Steinweg kitaplarını, en beğenilen Marcus Steinweg sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Marcus Steinweg yazarlarını, en beğenilen Marcus Steinweg yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Barışta savaş
Önceden, hasımlarımız vardı. Bugünse husumetlere tabiyiz.
Gömülmek geceye. Bazen düşüncelere dalmak için baş eğilir ya, onun gibi tıpkı, düpedüz gömülmüş olmak geceye. Dört bir yanda insanlar uyumaktadır. Ufak bir oyunculuk, masum bir kendini aldatış, sanki evlerde uyumaktadırlar , güvenli yataklarda, güvenli çatılar altında, döşekler üzerinde boylu boyunca uzanmış ya da kıvrılıp büzülmüş, çarşaflar üzerin­ de, yorganlar altında; gerçekte bir araya gelmişlerdir, o bir vak itler ve sonraları olduğu gibi metruk bir yerde, açıkta bir kampta, sayılamayacak kadar insan, bir ordu, bir kavim, so­ğuk bir gök altında, soğuk topraklar üzerinde, önce ayakta, şimdi savrulmuş yerlere, alınlar kollara bastırılmış, yüzler yere doğru, sessizce soluyarak. Ve sen uyanık durursun, nö­betçilerden birisindir, yanıbaşındaki çalı çırpı yığınından ya­ nan bir odun parçasını sallayarak sana en yakın kişiyi bulur­ sun. Neden uyanıksındır? Birinin nöbette olması gerekiyor işte, denir. Birinin orada olması gerekiyordur.
Reklam
Blaise Pascal
Deux excés: exclure la raison, n'admettre que la raison. [İki aşırılık: Aklı dışlamak ve yalnızca aklı kabul etmek.]
Düşünmemek için, kendinizi korkuyla donatıp bir mağdur gibi sunmak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsanız bir dallamasınızdır. Düşünmek kanaat karşısındaki itiatini, keyfiliğini ve tutarsızlığını ortaya koymak demektir....
İthaki
Çocuklarda çağırıcı kendi kendini oluşturmanın normalliği­ne ait olan davranışlar yetişkinlerde gerileyici narsisizm ola­rak devam eder: İlgi görmek ve onaylanmak için durmaksızın yaygara koparmak, teatral biçimde kendini merkeze koymak, başkalarının amansızca araçlaştırılması, karar vermede zor­lanma, gerçekliğin libidinal reddi, otokrasi, duyarlılık, kendi hislerini hodpesentçe göklere çıkarma, melodramatik beden ezoterizmi, kendini nesneleştirme, masumiyet pathosu, aşırı sulugözlülük. Bunların hepsi, ümitsizce sonsuza dek bir ço­cuk kalma isteğidir!
Tanrının ölmüş olması mutlak bir mimar olmadığı anlamına gelir. Ve felsefeciler hiç de onun yerine geçebilecek münasip adaylar değildir. Tanrının yokluğunun gölgesinde inşa eder­ler. Yunancadaki aikos kelimesi ev ya da kabir diye tercüme edilebilir. Felsefecilerin evleri aynı zamanda mezar yerleridir. Ölü tanrılar onlara tıpkı hayaletler gibi musallat olur. Dü­şünce asla bu hayaletin arşivlenmesinden daha fazlası olma­yacaktır.
Reklam
"Aşk, sahip olmadığımız bir şeyi onu istemeyen birine vermektir."
234 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.