"Ne vicdanını bağımlı kılmayı kabul etmiş, ne de korku zoruyla eyleme girmeye boyun eğmiş uzlaşmasız bir eleştirel düşünür, gerçekte, (devrimci pratikten) vazgeçmemiş olan kişidir... "
Eğer Aydınlanma ve entelektüel gelişmeden anladığımız şey, şeytani güçlerden, cinlerden ve perilerden, kör kadere duyulan batıl inançlardan insanın özgürleşmesiyse; yani kısacası korkudan kurtuluşu kastediyorsak, o halde şu anda akıl denilen şeyin teşhir edilmesi aklın verebileceği en büyük hizmet olacaktır.