Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mary Evelyn Tucker

Mary Evelyn TuckerEvrenin Yolculuğu yazarı
Yazar
7.8/10
16 Kişi
66
Okunma
0
Beğeni
674
Görüntülenme

Mary Evelyn Tucker Sözleri ve Alıntıları

Mary Evelyn Tucker sözleri ve alıntılarını, Mary Evelyn Tucker kitap alıntılarını, Mary Evelyn Tucker en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Daha ne kadar ağzım açık okuyabilerim?
Mars büyüklüğünde bir gezegenimsi Dünya'yla çarpıştı ve Dünya'nın deneyimlediği en şiddetli karşılaşma olan gezegenimsinin Dünya yüzeyini yarıp geçme olayı ile Ay'ı meydana getiren süreç başlamış oldu.
Sayfa 49 - FOL
*** İki temel gezegen türü var: gaz hâlinde bulunan büyük gezegenler ve kayaç hâlinde olan küçük gezegenler. Güneş Sistemimizde Jüpiter, Satürn, Neptün ve Uranüs büyük gezegen kategorisine giriyor. Bunlar, en hafif elementlere dahi tutunabilecek bir kütle çekimine sahip oldukları için gaz formunda kalabiliyorlar. Fakat elementleri bir yıldızın oluşmasını sağlayacak füzyon süreçlerine zorlayabilecek kütle çekimine sahip değiller. Bu sebeple kayaç gezegenler ve parıldayan yıldızlar arasında bir denge kurarak gaz halinde kalabiliyorlar. Merkür, Venüs, Dünya ve Mars ise küçük gezegenler grubuna giriyor. İlk oluştuklarında daha çok ergimiş bir kayaç hâlinde olan bu gezegenler yüz milyarlarca yıl boyunca yavaşça soğudu. En sonunda, Merkür ve Mars katılaştı ve merkezlerine kadar tamamen sertleşti. Fakat Dünya ve muhtemelen Venüs de yarı ergimiş bir hâlde kaldı. ***
Sayfa 45 - FOL
Reklam
Ama ben kayan yıldız sanarken mutluydum ):
... gece vakti gökyüzünden hızla geçen bir meteora ait ışıklı yol, diğer bir deyişle kayan bir yıldız gördüğümüzde aslında dört buçuk milyar yıl boyunca sadece Güneş etrafında döndükten sonra yolculuğu sona eren Güneş Sisteminin erken dönemlerine ait özgün çakıl taşlarına şahit olmaktayız.
Sayfa 44 - FOL
Bir süpernovanın gücü, yüz milyar aktif yıldızıyla birlikte bütün bir galaksinin gücüne eşittir.
Sayfa 40 - FOL
Bir yıldızın aşırı uçlarda var olduğunu söyleyebiliriz. Bir yanda kütle çekimsel çökme, diğer yanda ise termonükleer füzyon ve dışa doğru baskı vardır. Yani bir yıldız denge değil, dengesizlik ortamında var olur. Yıldız kendini denge ortamından uzak tuttuğu için temel parçacıklardan helyum çekirdeğini meydana getirebilmektedir.
Sayfa 39 - FOL
Bir yıldızın kütle çekimi, yıldızı bütünüyle çökmesine neden olacak şekilde sıkıştırır. Proton ve nötronların birleştiği ve yıldızın merkezinde enerji açığa çıkardığı nükleer füzyon ise genişlemeyi hedefler. Çökmenin aksine madde, tam anlamıyla dışarı doğru itilir. Eğer bu iki kuvvetten biri daha baskın olsaydı, yıldızın yaşamı sona ererdi. Bir yıldızın varoluşu, bu iki kuvvetin milyonlarca yıl boyunca yaratıcı bir gerilimin içinde kalmasıyla mümkün oluyor.
Sayfa 39 - FOL
Reklam
Proton ve elektron arasındaki çekim, evrenin yaklaşık 14 milyar yıl sonra bizim de içinde olduğumuz çok daha büyük bir karmaşıklığı doğurmasına neden olmuştur.
Sayfa 27 - FOL
Dünyayla ilgili hayret verici olan şey, hiç donmamış olmasıydı. Dünyadaki çalkantılı dengesizlik durumu devam etti. Yoğun kütle çekimi kuvveti ve Dünya'nın içindeki radyoaktif bozunmadan kaynaklanan ısı, Dünya'nın genişliğinde bir magma akışı üretti.
Sayfa 47 - FOL
Evrenin bir parçası olma dürtüsü hikâye ve mit üretimini beraberinde getirdi. Gezegenler insan, yıldızlar akraba, Güneş ise tanrıları oldu.
Sayfa 45 - FOL
Evrenin tek bir karbon atomunu yaratmak için bütün bir yıldızı yok etmesi mi gerekiyor ya da yaşam çok büyük, gizemli ve sürekli devam eden bir dönüşüm olmadan sürdürülemez mi?
Sayfa 42 - FOL
Reklam
Abıy, desene külümü bile bulamazsın :D
Yıldızların doğuşunda doruk nokta, sıcaklığın 10 milyon dereceye ulaşmasıyla yaşanır.
Sayfa 38 - FOL
Bir yıldızın oluşabilmesi için çöken kocaman bir hidrojen ve helyum bulutu düşünün. Bir bulutun içeriye doğru patlamasına neden olan kütle çekimi aslında o bulutun kütlesi tarafından üretiliyor. Diğer bir deyişle, oluşacak yıldızın kütlesi bu oluşum için gerekli olan kütle çekimini yaratıyor. Bu anlamda yıldızların kendi kendini yarattığını söyleyebiliriz.
Sayfa 36 - FOL
yıldızlar
Onlar yalnızca geceleri gökyüzünde bulunan ve hiç değişmeyen parlak nesneler değiller, aynı zamanda ışınımlarını sağlayan çeşitli gelişim aşamalarından geçiyorlar.
Sayfa 36 - FOL
Bilim insanları gözlemlenebilir evrende yüz milyar galaksi olduğunu keşfettiklerinde şaşkına döndüler. Uçsuz bucaksız ve her daim gelişen bir evrende yaşadığımız gerçeğini kabullenebilmek sıradan insanlar için olduğu kadar bilim insanları için de devam eden bir mücadele aslında.
Sayfa 32 - FOL
Evren yaklaşık yarım milyon yaşındayken uçsuz bucaksız ve dalga dalga kabaran bir kümülüs bulutu gibiydi.
Sayfa 29 - FOL
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.