"Daha özgür olmaktan ne anlıyorsunuz?" Bir kişi şu örneği vermiş:
"Kişi önemli ölçüde dünyasal hırsa sahip olabilir ve bunu peşinde koşarken, bu hırsı ilerletebilecek başka insanlar üzerinde ters bir etki yaratmanın korkusuyla sürekli işkence çekebilir. Ardından, bu tür uğraşların ne kadar boş olduğunu ve bu tutkuların anksiyete ve sıkıntı dışında hiçbir şey vermediğini görecek noktaya gelebilirse ve daha yüksek bir yasaya itaat ederek bunlardan kurtulabilirse, bu hırsın gücü kırılır ve kişi bundan ve yarattığı kaygılardan derhal özgürleşebilir.
Evet, bu çok doğrudur. Hayatla ne kadar özdeşleşirseniz, o kadar çok korku hissedecek, dışsal şeylerin mevcuduyetine bağlı olduğunuzu o kadar çok hissedeceksiniz.
"Bizim gelişimimiz bir kelebeğinkine benzer. Tıpkı yumurtanın ölüp tırtılın doğması gibi biz de "ölmeli ve yeniden doğmalıyız"; tırtıl ölür ve krizalite dönüşür, krizalit ölür ve kelebek doğar. Bu uzun bir süreçtir ve kelebek ancak bir veya iki gün yaşar. Fakat kozmik amaca ulaşılmıştır. İnsan için de aynı şey geçerlidir, korunaklarımızdan kurtulmamız gerekir. Çocuklarda korunak yoktur, bu yüzden küçük çocuklar gibi olmalıyız."
Negatif bir şekilde çalışmak yararsızdır. Bir insan sadece bir tür sevinç, biraz neşe ve memnuniyet hissi ya da biraz hakiki etkilenme ya da istekle çalışabilir ve kendisinde bir varlık değişimi meydana getirebilir.
Bu çalışma, niçin var olduğunu ve ne anlama geldiğini gördüğünüzde güzeldir. Özgürleşme hakkındadır. Sanki yıllarca hapishanede kilitli kaldıktan sonra, size anahtar getiren bir yabancının içeri girdiğini görmek kadar güzeldir.