Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Bayrakdar

Mehmet Bayrakdarİslam'da Bilim ve Teknoloji Tarihi yazarı
Yazar
Çevirmen
7.5/10
117 Kişi
505
Okunma
39
Beğeni
4.928
Görüntülenme

Mehmet Bayrakdar Sözleri ve Alıntıları

Mehmet Bayrakdar sözleri ve alıntılarını, Mehmet Bayrakdar kitap alıntılarını, Mehmet Bayrakdar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sokrates, İslam dünyasında daha çok bir ahlak filozofu olarak tanınmıştır.
Stoacı filozofların hiçbir eseri Arapçaya çevrilmediğinden, onların İslam felsefesinin oluşumuna ve genelde İslam düşüncesine doğrudan ve sürekli etkilerinden bahsedilemez. Ancak yukarıda isimlerini zikrettigimiz Helenistik devir filozof ve yazarlarının vasıtasıyla dolaylı bir etkileri olmuştur.
Reklam
Genelle Müslüman filozofların bilim anlayışı da Aristocudur. Bilim, tikellerden tümele varmak, teoriden pratiğe gitmek ve genel kurallar aramaktır. Aristo, bilimin konusu ancak değişmeyen varlıklar demiştir. Arisyo bu anlayış içinde de bir ilimler sınıflaması yapmıştır. Buna değişken gördüğü tarihi, sosyal veya sosyolojik ilimleri sokmamıştır. Kindi, Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd genel de bu anlayısa baglı kalmışlar ve Aristocu ilim tasnifini benimsemişlerdir. Fakat bu Aristocu anlayışı benimsemeyerek tam tersi bu bilim anlayışını savunan Müslüman düşünürler de vardır. Mesela Biruni ve Ibn Haldun. Biruni, pratikten teoriye gitmeyi savunmuşken, İbn Haldun , tarih, ekonomi ve sosyolojinin birer ilim olduğunu kabul etmiştir.
Kiliseye girildiği zaman bir sürü insan sureti görürsünüz, resimde bir insanı görmek demek, görüşünüzün insanda ve insanla sınırlanması demektir. Camiye girdiğimiz zaman birçok arabeskler görürsünüz, bu arabesklerde motif ve şekillerin devamlılığını, sürekliliğini ve akıcılığını görürsünüz ki, bu sizi sonsuzluğa götürür ve görüşünüzü sınırlamaz.
Me'mun: Güzel olan şey nedir? Aristo: Akılca güzel olan şeydir. Me'mun: Ondan sonra? Aristo: Şeriatça (hukukça) güzel olan şeydir. Me'mun: Ya sonra? Aristo: Cemiyetçe güzel olan şeydir. Me'mun: Ya sonra? Aristo: Sonrası yok artık. Me'mun: Bana nasihatı artır. Aristo: Tevhide sarıl..
Sayfa 42 - Tercüme faaliyetlerini hızlandıran bir unsurKitabı okudu
Aristo veya Eflatun'un İslam ahlakçılarına etkisi, asla abartılacak derecede degildir. Zaten Müslüman ahlakçıların Aristo'ya ait olarak naklettikleri ahlak ve siyasetle ilgili birçok fikir, gerçekte Aristo'nun fikirleri değil, yazarı bilinmeyen fakat Aristo'ya atfedilmiş, ileride isimlerini zikredeceğimiz uydurma eserlerden alıntılardır.
Reklam
Farâbì etik ve estetigine göre, "Aşk", "Daha mükemmel" veya "En Mükemmel" in mükemmelligine duyulan bir iç duygu, bir iç özlem ve bir bilgi ve imândir. O'na göre mükemmellik veya yetkinlik (el-Fâzilet) Aşk'la ayni şeydir
Sayfa 193Kitabı okudu
Felsefeyi tamamen reddeden menfi tutumun karşısında, tam tersi bir tutum vardır. Felsefeyi ve akli düşünceyi aşın bir sekilde yücelten tutumun temsilcilerinin başında tabiatçı filozof ve bilimci Muhammed Zekeriyya er-Razi (865-932) gelir. Ona göre akıl her şeyin ölçüsüdür. O, insan için aklın yeterliliğini savunur. Kur'an-ı Kerim de dahil, başta İncil ve Tevrat'ı kötü dille eleştirir. Dinler ve peygamberlere karşı tutumu, "insanlığı kavgaya sürükleyen dini çatışmalar" olduğunu söyleyen modern Marksistleri hatırlatır. Hayatı boyunca tam bir filozof hayatı yaşamayı benimseyen Razi, Sokrat ve Eflatun hayatına özenmiş ve filozofun hayatının sade ve basit hayat oldugunu savunmuştur.
İbn Haldun ise, tarih, ekonomik ve sosyal olayların da, bir ölçüde tabii vakalar olduğunu, onların da belirli ölçüde genel kanun ve kurallarla ifade edilebilecek yönleri olduğunu ileri sürerek, onlara da ilim demektedir. Çünkü tabii varlık olan insan meydana getirdiği olaylara tabii olaylar olarak bakmak gerektiğini vurgular. Böylece de o, ilk defa tarihi ve sosyolojiyi -ki bunlar "kültür ilmi" olarak adlandınlır- ilim kabul ederek ilimler sınıflamasına alır.
Batılılar, 18 yy. sonlarında başlayan emperyalist emellerinin siyasî devamını sağlayabilmek için, istila ettikleri milletlere kendi üstünlüklerini telkin edici çeşitli vasıtalar kullandılar. Bunların en etkilisi elbette kültürel olanıydı. Bunun için de onlar "Herşey Batı'da vardır, her büyük şahsiyet, bilim ve keşif adamı Batı'dan çıkar" sloganını bilim tarihimizden habersiz eğitimcilerimiz vasıtasıyla bizlere, gerek okullarda okutulan müfredatlarla, gerekse çeşitli kitaplarla telkin ettirmişlerdir. Bu hastalığın kökeni, az çok farklarla, tá Tanzimat a kadar gider. Bunun içindir ki hâlâ bugün, İslâm memleketlerinin her yerinde bilhassa okullar ve üniversitelerde, bir Pascal'dan matematikçi olarak bahsedilirken, matematik tarihinin en büyük simalarından biri olan ve bugün Batı'nın da hayranlığını kazanan Havarizmi'den, Ömer Hayyam'dan matematikçi ve geometrici olarak bahsedilmez.
Sayfa 23
761 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.