Mesut Doğan

Unutulmuş Sesler Odası yazarı
Yazar
9.1/10
35 Kişi
93
Okunma
5
Beğeni
2.141
Görüntülenme

Mesut Doğan Gönderileri

Mesut Doğan kitaplarını, Mesut Doğan sözleri ve alıntılarını, Mesut Doğan yazarlarını, Mesut Doğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kartal yuvası gibi yüksekte, kayalara sırtını dayamış evlerinde ikisi de artık dalda kuruyan meyveler gibi sabahtan akşama dek ovayı ve köyün giriş yolunu gözetlerlerdi. Çünkü en acı ve sevinçli haberler hep oradan, o toprak yoldan gelirdi. Ölüm de kesin oradan gelecek, ovada kim bilir nasıl bir toz bulutu kaldıracak ve davetsiz bir misafir gibi yanı başlarına bağdaş kurup oturacaktı. O, rüzgârın yuvarladığı dikenli bir çalı gibi sessizce gelir, kapıları gıcırdatmadan duvardan atlar sonra usulca içimizden geçer ve geriye pof diye boşalan bir nefes ve hayretle açılmış iki göz bırakır. O her zaman en kestirme yolları iyi bilir. Onun sözcükleri daima sessizdir. Konuşmayı hiç sevmez. Çünkü biz onu o kadar çok uzağa kovaladık ki, kolay kolay gelemez buralara. Yaşlanan her insan nöbet tutar gibi sabahtan akşama dek gözünü kırpmadan onu bekler ve yaklaştığını hissettiğinde onu kovmak için elinde ne varsa çaresizce atar sağa sola.
Eşyalar, evler ve insanlar sonsuz, kadifemsi bir maviliğe gömülüp kalan mutlu nesnelere dönüşmüştü. Zaman durmuş ve bir kulak çınlaması gibi masmavi boşlukta neşeyle yüzmekteydi. Benim için zaman hala orada o mavi boşlukta kayıtsızca yüzmeyi sürdürüyor. Sonra dönüp gitmiştin. Gittiğin yer ne kadar uzak olabilirdi ki?
Reklam
Her gün boş balkonu gözlüyordum. Çiçekler yorgun arzular gibi solmuştu. Bahçe sessizdi. Bütün renkler, soluklar, sesler ve kokular birbirine karışmış, kadit ağaçların karanlık kuytusunda bir çöp yığını gibi çaresiz kalakalmıştı. Soğuk bir rüzgâr tarhların üzerinde gizemli bir ayrılık sisini yoğunlaştırıyor, etrafa damla damla hüzün bırakıyordu. Ay, geceleri karanlık perdelerinizin ağlarında acemi bir balık gibi çırpınıyordu. Perdedeki siluetiniz her geçen gün oyuna katılmayan bir kukla gibi eskiyerek yok oluyordu.
“Yirmi yaşına kadar yatan zamanın koşacağı tutmuştu.”
Sayfa 62 - ÖtükenKitabı okudu
329 öğeden 341 ile 329 arasındakiler gösteriliyor.