Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesut Doğan

Mesut DoğanUnutulmuş Sesler Odası yazarı
Yazar
9.1/10
35 Kişi
91
Okunma
5
Beğeni
2.013
Görüntülenme

Hakkında

1968 Afyon doğumlu. Bursa Ziraat Lisesi ve Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunudur. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü’nde Yüksek Lisans yaptı. 1988–1993 yılları arasında İstanbul’da çeşitli sağlık kuruluşlarında çalıştı. Kardelen ve Şadırvan dergilerinin kurucuları arasında yer aldı. 1996 yılından bu yana Eskişehir’de bir kamu hastanesinde yönetici olarak görev yapıyor. Hikâye, şiir ve yazıları Bursa’da Sanat Edebiyat, Aylık Dergi, Mavera, Kardelen, İkindi Yazıları, Düş Çınarı, Kayıtlar, Dergâh, Şadırvan, Ardıç, Aşkın e-hali, Buruciye Edebiyat, Memlekent, Kalder Önce Kalite Dergisi, İstanbul Bir Nokta, İtibar ve Hece Öykü dergilerinde yayımlandı. Evli ve üç çocuk babasıdır. Yayınlanmış kitapları: Şiir: • Yalnızlığım Yetmiyor Hayatı Anlamaya, 1991 • Ağzı Karanfilli Dost, 1997 • Kırkıncı Basamak , İstanbul Yayınları, 2009 Gezi: • Çin Kadar Uzak Can Kadar Yakın Şehirler, 2012 • Düşlerin Son Sığınağı Endülüs, 2015
Unvan:
Şair, Yazar
Doğum:
Afyon, 1968

Okurlar

5 okur beğendi.
91 okur okudu.
1 okur okuyor.
33 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Hepimiz uçsuz bucaksız bir düzlükte toplanacağız biliyorum."
"Ve ben, o sessiz, yaşamın her oyununu kabullenen, hep bir adım geride bekleyen elleri hiç karanlığa bırakmadım. Onlara kıyamadım."
Reklam
"Her şehir, her insan, her yaşam birbirine benziyor artık."
"Çayı çok seviyordunuz. Üç nokta üç harf."
Acaba burası ölü bir kent mi ? Sanki buralar, kralın emrindeki insanların gülmeyi unuttuğu bir masal ülkesi... Stefan Zweig
Sayfa 119 - Metamorfoz YayıneviKitabı okudu

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
159 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
~Unutulmuş Sesler Odası ~ Birbirinden farklı 18 hikayeyi anlatıyor bize yazar. Ama öyle bir anlatıyor ki bahsedilen benzetmelerle, betimlemelerle insanı iç dünyasına götüren imgelerle karşı karşıya kalıyoruz. Yazarın gözlem gücü o kadar güçlü ki hikayelerinde sadece insanlar değil aynı zamanda eşyalar bile konuşuyor. Benim en çok beğendiğim hikaye felsefi bir ders niteliğinde olan "Kuyudaki Adamlar" dı. Akıcılığı, anlatımı ve insanı iç dünyasına sürükleyen betimleri ile arada bir veya birkaç hikayeyi tekrar tekrar okumak çok güzel olacaktır mutlaka.
Kitap Şuuru
Kitap Şuuru
Unutulmuş Sesler Odası
Unutulmuş Sesler OdasıMesut Doğan · Ötüken Neşriyat · 201944 okunma
159 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Unutulmuş Sesler Odası Öncelikle kitabın tüm hikayelerinin eşsiz ayrı bir lezzeti vardı. Okumaya başladığım andan itibaren bir çok karaktere büründüğümü fark ettim. Eserdeki kahraman bakış açısını gündelik yaşamımda hissettim. Bireyin iç dünyasının en derinliklerindeymişim gibiydi. Türkçenin doğruluğu, güzelliği tatmin ediciydi. Tüm hikâyeleri mükemmeldi fakat kendimi bulduğum en çok sevdiğim hikâyelerse "Beyaz Melek, Kuyudaki Adamlar ve Mükerrer" oldu. Beyaz Melekteki o inanç, çaresizlik , Allah'a sığınma, umut damarlarda hissediliyordu. Kuyudaki Adamlarsa felsefi bir ders niteliğindeydi; bu dünyada neden varız, hiç kimseye kalmadığı gibi bizlere de kalmaz. Yaşamımızı anlamlandırıp yaşamaya öyle devam etmeliyiz. Mükerrer de ise Anadolu'da büyüdüğümden o örfü adeti yaşayıp gördüğümdendir aşığın ailesine verdiği cevaplar sevgilinin terk edişinden sonraki olgunluğu ve çaresizliğinde kendimi buldum.
Kitap Şuuru
Kitap Şuuru
Unutulmuş Sesler Odası
Unutulmuş Sesler OdasıMesut Doğan · Ötüken Neşriyat · 201944 okunma
268 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Okuduğum ilk gezi türündeki kitaptı, kitapta yazar Mest Doğan ilk bi 30 sayfasında gezmenin yeni yerler görmenin, yeni insanlar tanımanın, keşfetmenin insanlara neler katacağını, her şehrin bir ruhunun, kişiliğinin, renginin olduğundan bahsetmektedir.. Yazar bazı şehirleri o kadar güzel tasvir etmiş ki bazen kendinizi Venedik'in dar sokaklarında, bazen Paris'in büyüleyici atmosferinde bulabilirsiniz ve bazen Verona da kendinizi Juliet'in penceresi altında serenad yaparken bulabilirsiniz, bazen Prag'da Kafka'yla kısa bi hasbihal edebilirsiniz.. Yazar bir şehri anlatırken tarihte o şehrin sakinlerinden örnekler vererek şehrin karakterini, rengini daha sağlam okuyucusuna aktarmıştır. Bana sorsalar gezen mi daha çok bilir okuyan mı diye ? Benim cevabım gezemiyorsanız okuyun arkadaşlar olurdu tabi ki her insanın bir şehirden alacağı haz farklıdır kimisi nehirleri, ormanları sever kimisi bir yapının bin yıl önceki dönemde duvarda kazınan işarete hayran olur, bazen bir şehri kahve kokusu anlatır, bazen aşkı yansıtan renkleri... Önemli olan gerçekten bir şehri anlamak, anlamaya çalışmaktır işte o zaman bir şehir sizinle herşeyini paylaşır hemde cömertçe... Keyifli okumalar.. :)
Çin Kadar Uzak Can Kadar Yakın Şehirler
Çin Kadar Uzak Can Kadar Yakın ŞehirlerMesut Doğan · Okur Kitaplığı · 20125 okunma