“Hüzün, uzun kış günlerinde çoktan demir attığı sahilde kılı kıpırdamadan sakin ve kaderine razı, terk edilmiş bir buharlı gemi gibi kimsenin umurunda olmayan sahte mağrurluğuyla zamanı öğütmekte. Zaman, o zaman ki şahit olduğu onca şeye rağmen vakur ve dilsiz. Yalanların aşka dair olanlarını dinleyip, sessizce müziği öğütmekte. Müzik, o müzik ki kanunun kanun namına çalınamayacağını bilip, derinden derine içini dolduran tınılara karşı koyamayacağını bile bile aşkı öğütmekte. Aşk, o aşk ki er ya da geç yaşanacağını bilir. Galatada bir meyhanede, yalnız bıraktığı bana gülüp seni öğütmekte. Sen hem Allahsız hem kitapsızsın. Beni görmeden yürüdüğün o yollarda cilveli bakışlarınla kim bilir kimleri öğütmektesin. Kış, gülümseyen yüzlerin ardında gizlenirken bahar, gözyaşlarının arasından merhaba der... Ne kadar çok yağmur yağdı bilsen sen yokken...”

Sayfa 97 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Zellenbur’un Sıradan Bir Günü Metin Nart

Selman Ç.

@Seladam·

1yıl

“Sahile demir atmış şu hurda tekneler var ya, denize açılmayı çoktan unutmuşlardır. Dalgalar olmasa denizi bile hatırlayamazlardı. Metruk görüntüleri ürkütücü fakat onların da bir gayesi var. Gece balıkçılara, gündüz evsizlere barınak olurlar. En yenisi bir yüz yıllık vardır. Dilleri olsa neler anlatırlardı kim bilir. Sense kalkmış, daha birkaç yıllık ömrünle, yorulduğundan, yıprandığından bahsediyorsun! Hay babam vay...”

Sayfa 96 - İthaki YayınlarıKitabı okudu

Zellenbur’un Sıradan Bir Günü Metin Nart

Reklam

Geri 1111318 İleri

179 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.