Mızmız Dergisi kitaplarını, Mızmız Dergisi sözleri ve alıntılarını, Mızmız Dergisi yazarlarını, Mızmız Dergisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Çiçekler ve çiçeksizlikler var. Ben çiçekliliği seçtim. Dünyadayım ve dünyada olmanın anlamını, içindekileri, çürümeleri ve zorbaları ve çıkıp gelecek olanı ve kaybolacak gidecek olanı biliyorum. Çiçek öğretti.
"Bir adam da karşısında dura dura zamanla aynaya benzemiş. O andan sonra aynada süslenen kendi mi, kendinde süslenen ayna mı asla bilememiş. Süslenmekten vazgeçip atınca kendini sokağa, yüzünde hissedince rüzgârı; demiş: "Yüzüme çarpan rüzgâr, yüzümü nerden buldun, ben onca yıldır peşindeyken?"
Sonra bakınca yanından gelip geçen iyi ayaklı canlılara; aynaların mı insanlara, insanların mı aynalara dönüştüğünü anlayamamış. Korkuyla gerisin geri dönünce evine, hiçbir aynanın yerinde olmadığını görmüş. Ve düşünmüş: Tüm bunlar gerçek mi, düş mü; yoksa korkulu bir düşüş mü? Ve anlamış: Önemli olan dünyaya insan olarak gelmek değil, hayatı insan olarak tamamlayabilmektir."
"Dünyayı döndüren şey sabır; alemde gözünün değdiği her yerde görünmez kalemle sabır yazıyor. Yaz sabrediyor sırası gelsin diye, baharın bitmesine, kuşlar göçmek için mevsime, insanoğlu doğabilmek için aylarca etten bir gize...
Anlıyorsun ki, her şey gizemli bir kuytuda sırasını bekliyor, beklerken o kuytuda büyüyor, 'var' oluyor.
Ancak vakti geldiğinde de sahneye çıkmaya tek lahza tereddüt etmiyor. Bunu fark eden kimse, kendisine ikinci adımı attıracak mayayı da artık gözünden tanıyor: "Korkmamak."
Zira tutkuyla istediği bir şeyi dahi sırf korkuları yüzünden kapı arkasına itiyor insan. Başarısız olma korkusu, 'el alem ne der' korkusu, sıfatlarına sahip çıkma korkusu...
Liste koyu bir karanlık gibi, ucu bucağı belirsiz, engin ve bitimsizce uzuyor. Korkulardan korku beğenilmiyor."
∾
Ağlamak güzeldi.
Aşk acıtıyordu.
Akşamlar yorgundu.
Herkes yaralıydı.
Kalp unutmazdı.
Şehirler, arka sokaklar terk edilmek içindi.
Yol arkadaşları çekip giderdi.
Ayrılıklar bitmezdi.
Tutunamasak da, güller solsa da bir çocuk sevebilirdik.
Söz bitse de şarkı söylemek lazımdı.
Herkes; « sevdiği şarkılar kadar » 'dı.
∾
Eskilerin irticalen(doğaçlama)dedikleri türden bir çeviklikle Gazi Mustafa Kemal yukarıdaki beyiti şu şekilde yeniden kurar adeta:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur kurtaracaq bahtı kara mâderini!"
Ulu Önder'in edebiyyat tutkusu çok derin ve köklüdür.Kendisini:
"Fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür bir şairim"diye tarif eden Tevhik Fikret'in de iyi bir okuru olan Mustafa Kemal bu mısrada 1924'de Muallimler Birliği Kongresi Üyelerine yaptığı konuşmanın sonunda şöyle uyarlar:
"Cumhuriyyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister."Yeni Türk devletinin kurucusu sanatla olan irtibatını asla koparmaz.
"Edebiyyatsız bir millet dilsiz insan kabilindendir".diyen Namık Kemal'ın sözünü ''Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir."diyerek bağlama genişletmiştir.Tüm bu sözlerinden etkilendiği kimsenin edebiyyatçı olması tesadüf değildir.