Mona DeKoven Fishbane

İlişkilerin Nörobiyolojisi yazarı
Yazar
9.3/10
3 Kişi
11
Okunma
2
Beğeni
421
Görüntülenme

Mona DeKoven Fishbane Gönderileri

Mona DeKoven Fishbane kitaplarını, Mona DeKoven Fishbane sözleri ve alıntılarını, Mona DeKoven Fishbane yazarlarını, Mona DeKoven Fishbane yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tanınmış nöro­ bilimci john Cacioppo beynimizin evrimsel tabakalan­ masının etkilerini şu şekilde dile getirmektedir: "Bizi zeki kılan en yeni ve en karmaşık beyin kısımlarımız maymunlar ve hatta farelerle dahi paylaştığımız, daha eski ve basit (ilkel) beyin kısımlarımızın yerine geçmez­ ler. Eski sistemler yenilerinin altında hala işleyiş halin­ dedirler ve hatta sıklıkla bağımsız bir şekilde ... En son gelmiş haliyle bu tabakalı yapıyı işleyişi açısından ele aldığımızda, üst beynin tereddütsüz ve her durumda bey­ nin gemisinin kaptanı olmadığı anlaşılır. Korteks, köp­ rünün üstünde ve gözetleme kulesindedir. Gözlemler, olup bitenin farkındadır, planlar yapar, kararlar alır. An­ cak kendisinin altında yer alan duygusal kısımlar kor­ teksten çok daha önce vardılar ve her an varlıklarını belli edebilirler" ( Cacioppo ve Partrick, 2008, s. 49) .
Üç aşamalı beynimizin "sürüngen yönü" ve "meme­ li yönümüz" biz insanlara mahsus olan beyin kısımları­ mız ile aynı nöral alanı paylaşır. kın akrabalarımız olan şempanzelerle DNA'mızın %98'ini paylaşırız. Geriye kalan %2'lik kısım, bizim düşünme ve muhakeme yeteneğimizin merkezi olan PFK'den kaynak­ lanır. Kafamızın içinde evrimsel tarihimizi taşıyor olma­ mız işlevselliğimizi etkiler. Dolayısıyla, doğa eski parça­ ları yeni amaçlar için tekrar kullanmıştır. Eski beyin "devrelerimiz" beynimizde artık yeni kullanımların hiz­ metindedirler. Bu eski kısımlar kendimizi tehdit altında hissettiğimiz durumlarda olduğu gibi, amigdalanın kont­ rolü ele almasıyla yeni beyin kısımlarının işleyişini dev­ re dışı bırakabilirler (Goleman, 1995).
Reklam
Küçük çocukların beyni belli tabakalardan oluşur. Kimi alanlar doğar doğmaz çalışmaya hazır vaziyetteyken ki­mileri daha sonra gelişecektir. Sözsüz ve duygusal sü­reçlerle ilgili olan özellikle sağ beyin yarım küresinde yer alan kısımlar doğumla beraber iş başındadır. Şimdi de insan beyninin üç tabakadan oluşan temel yapısını inceleyelim
"Yaşantı nöronlar arasındaki bağlantıları değiştir­ mek suretiyle beyni yaşam boyu değiştirir ... yaşantı bi­ yolojidir. " (Siegel ve Hartzell, 2003, s. 33-34). Dahası, yaşantının beyin üzerindeki etkisi sinaptik düzeyin öte­ sindedir de. Yaşantı gen ifadesini değiştirebilir. Genlerin açığa çıkmasını-çıkmamasını etkileyebilir. Yakın zaman­ larda yapılan araştırmalar gen ve çevre etkileşimine odak­ lanmış ve kimi epigenetik değişimlerin sonraki kuşakla­ ra geçebildiğini göstermiştir (Zhang ve Meaney, 2010).
Çocukluk alışkanlıklarımız ve hayatta kalmak yönünde geliştirdiğimiz stratejilerimiz beynimizin nöral ağlarının işleyişine yansır. Biz yetişkinler olarak (çoğu kez bilinç­ dışı olan) bu stratejileri sevgi ilişkilerimize getirip "eski melodileri tekrar tekrar çalmaya devam ederiz." V elha­ sıl, çiftler nöral tekrarlarının tuzağında kalır. Çiftin or­ tak "dansı" ve bireylerin hayatta kalmaya ilişkin inanç ve stratejileri (Scheinkman ve Fishbane, 2004) her bir partnerin nöral işleyişine yansır ve bu işleyişi etkiler. Çift bu dansı ne kadar çok tekrar eder ise, o kadar çok da gelecekte tekrar etmeleri olası hale gelir. Bu nedenle, gün gelir taraflardan birinin yüzündeki hafif bir asılma dahi birbirlerine tepkisel davranma döngüsünü saniye­ ler içinde harekete geçirebilir. Terapinin işlevlerinden biri, bu yerleşik ve otomatik hale gelmiş örüntüyü boz­ maktır. Böylelikle, yeni bir dansın, yeni bir senaryonun yeni otomatik davranışları olmasına olanak sağlamaktır.
Beyni teşkil eden hücreler çoğunlukla nöronlar değil, glia hücreleridir. Yani beyaz maddedir. Glia hücreleri­nin birçok çeşidi vardır ve her biri beynin işleyişine farklı şekilde katkı sunar. Bu güne dek olan araştırmalar ço­ğunlukla nöronlara ve nöron ağlarına odaklandı, glia hücrelerini ise daha çok yardımcı işlevler gören unsur­ lar olarak ele aldı (besin getirme, temizlik vs.). Ancak, son yıllardaki çalışmalar glia hücrelerinin nöral ağların işleyişinde koordinasyon gibi karmaşık rollerinin oldu­ ğunu ortaya koymuştur (Fields, 2009) . Glia hücreleri­nin bir çeşidi olan olgodendrocite, aksanların etrafında yağsı yapıdan oluşan miyelin kılıfını oluşturur ve bu da nöronlar arası ileti geçişini daha etkili ve hızlı hale geti­rir. Bu lipit yapıya sahip miyelin beyaz görünürken nö­ronlar gri maddeyi oluşturur. Miyelinleşme aksanda çok daha hızlı ve etkili işleyişi sağladığı için daha esnek, karmaşık düşünmeye ve akıl yürütmeye olanak sağlar. Miyelinleşme yetişkinlikte de devam eder ve bu sayede daha ileri gelişime ve dönüşüme katkıda bulunur.
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.