Muhammed Tarık Koç sözleri ve alıntılarını, Muhammed Tarık Koç kitap alıntılarını, Muhammed Tarık Koç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adı Ölüm; o gölge bir başrol. Ölüm, doğruyla yanlışı ayırt edebilme kabiliyetini derinden sarsarak oyunculara rollerini bile unutturabiliyordu. Ölüm; diğer tüm oyunculardan daha sahici, daha ikna edici bir role sahip. Ama ölüm hayat olmadan bir hiçti...
“Insan belki su gibi altinda bir ocagin atesi ile degil, hayatin zorluklar ile süreki bir hararete maruz kalirken degisiyor, dönüsüyor ve tipki her gün yenilenen milyarlarca hücre gibi zihnen, fikren
hic durmadan baskalasmiyor mu?”
" Adı Ölüm; o gölge bir başrolde. Ölüm, doğruyla yanlışı ayırt edebilme yeteneğini derinden sarsarak oyunculara rollerini bile unutturabiliyordu. Ölüm; Diğer tüm oyunculardan daha sahici, daha ikna edici bir role sahip. Ama ölüm hayat olmadan bir hiçti..."
Zaman zaman uğradığım yaşanmışlıklar mezarlığıydı orası. Sık sık kabrini terk eden, bazen bir daha oraya gelmeyen zombi anılarla dolu bir mezarlık...Geri gelmeyeceğini bildiği o yaşanmışlıklar, anıların başında ağlayan kimseler olurdu orada.
“Ruh ve beden yalnizlık düsmaniyla baris imzalayarak yenilgilerini kabullenmis, zoraki barisin geregi olarak yalnizlik ete kemige bürünmüs, ruhlanarak hayatlandirilmistı simdi.
"Yanılıyorsun, hayat sandığın gibi ihanet eden değil vazifesi bitene dek bize dost olan mahluktur. Ama onu dost olarak görmek gerekir. Hayat kısa bir süre çatının kiremitleri arasında yuvarlanıp sonra oluklardan hızla karaya ulaşan yağmur sularına benzer. Yolu kendin çizmelisin. "
Onları gördüm. O ikisinin birbirlerine nasıl baktıklarını. Mum, pabucu dama atılmış, eski ilgiyi göremeyen evin büyük çocukları gibi nefretle bakıyordu tepesinde birden yanıveren beyaz floresana.