Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Münir Göle

Münir GöleFısıltılar yazarı
Yazar
Çevirmen
7.1/10
30 Kişi
112
Okunma
15
Beğeni
4.293
Görüntülenme

En Eski Münir Göle Sözleri ve Alıntıları

En Eski Münir Göle sözleri ve alıntılarını, en eski Münir Göle kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Değişmenin, insan yaşamının en önemli parçalarından biri olduğunu çoktan kavramıştı. Kimi zaman acıyla kıvranarak, kimi zaman mutluluktan uçarak her yanını saran kabuktan biraz daha sıyrılmış, sıkıntıların ördüğü sık çalıları azıcık olsun aralamıştı. Süreç sonsuzdu, bir yaşamın yetmeyeceğini biliyordu, bu da amaçsız bir yolculuğun derin ve karmaşık keyfini sağlıyordu ona, çıkabileceği nice yolculuklar daha vardı, yepyeni yaşantılar. Ve sonunda dönüp bunları paylaşabileceği kişiler. Pencerelerinden deniz taşan bir kent ve gizemini sislere damıtan bir başka kent: Kendi çifte yaşamı...
Sayfa 13 - CanKitabı okudu
Bir saat ne kadar da uzun olabilirdi, hele acı bir yırtılmayı izleyen yedi yıllık sessizlikten sonra. Dile gelmeden içe atılan sözcükler, ansızın bellekten boşalan sesler, kokular, duyumlar, yarım kalmış anılar, gözle görülebilen değişimler, kurulmuş yaşam parçacıkları, öfkenin yatışmasına, hoş bir heyecana dönüşmesine yarayan zaman aşımı, ilk karşılaşma anının, şaşkınlığın gizlemeye izin vermeyeceği fiziksel tepkiler, geçmişi çekip yüzeye çıkaran bir dokunuş, görünümün canlandırdığı imgeler, gözler, eller, boyun, saçlar, çene. Paylaşılan bir saat, upuzun bir saat, engellerin de zamanın burgaçlarında yitip gittiği bir içtenlik, mahremi su yüzüne çıkaran bir zaman boşluğu, bitimsiz bir saat...
Sayfa 15 - CanKitabı okudu
Reklam
İtiraf etmeliyim, hep olmadığım, yaşamadığım şeyler çekiyor beni. Kimi yalnızlıklarımda, karşımda biri olsun kim olursa olsun diye düşündüğümü hatırlıyorum. O biriyle yüz yüze olduğumuz an yalnızlığımı özlemeye başladığımı da.
Bu hikayenin neden ikide bir yeniden kurgulandığını anlamakta güçlük çekiyor olsam da, sosyal anlamda temiz bir sicilin kadının seçilmesinde önem taşımasının yanı sıra, senin de geçmişini kirli gördüğüm sonucuna varıyorum. İnsanın gururla sergileyeceği kimliğinin çeşitli kılıflara uydurulması, bu kimlikle kişinin barışık olmadığının göstergesidir. Hele seçimlerini kendi duyuları, arzuları, duyguları doğrultusunda yapmak yerine, önerilen kıstaslara uyum sağlamayı yeğleyen birinin bunca serüvenden sonra, kendine yaraşır bir hikaye tutturamamasını, kendini kandırma sınırlarının iyice genişletmesini anlıyorsam da, anlayışla karşılayamıyorum. Açtığın her yeni sayfanın başarısızlık öyküsüne dönüşmesi, senin başkalarını yargılama biçimini de derinden etkiliyordu. En yakın arkadaşlarını bile, arkalarından yerin dibine batırıyordun. Her biri birer iffetsizlik örneğiydi, her önlerine gelenle yatıp kalkıyorlardı, kendini asla onlarla bir tutmuyordun. Sanki kendi uğradığın yıkımların daha beterini onlara yansıtmak yoluyla, kendi durumunu daha kabul edilebilir kılıyordun. Çarçur edilmiş her hayat, kapanması olanaksız bir yaradır derinde bir yerde. Ne yazık ki seninki böylesi bir hayata güzel örnek oluyor.
Sen bu hikayeyi kendine nasıl anlatıyorsun bilmiyorum. Gövdene kulak vermeni önerebilirim sana. Çocukluğundan beri genç sayılabilecek yaşına rağmen başından geçenlerin bir listesini çıkarmaya kalksan yeter belki. Ruhçözücüsüne güzel bir istatistiki imkan veriyorum. Yüzdelere vurduğunda gövden ne diyor sana? Beslenme bozuklukları, zehirlenmeler, çarpıntılar, aritmi, migren, uyku bozukluğu, ölüm korkusu, mikrop korkusu, sürekli soğuk algınlığı, grip, kramplar, baş dönmesi, tansiyon düşmesi, kan şekerinin azalması, daha neler. Bunlar sence bir çağrı değil mi? Gövden imdat diye avaz avaz bağırmıyor mu? Bunca ilgilenebilecek şey varken, orta yaşı yeni devirdiği bu dönemde tıpla bu kadar haşır neşir olmanı nasıl açıklamalı? Gövde yaşatır, ama gövde öldürür de. Korkular gövdeyi basar, gövde öldürür. Ölüm korkusuyla kaçarken, ölümün kendisiyle burun buruna gelir insan.
Zaman anıları silmeye kalkıştığında, geriye belli belirsiz cehre, silik hatlar, boğuk ses kalıyor.
Reklam
Hava güneşli ya da yağmurlu olsun, sıcak ya da soğuk olsun, ben icimdeki fırtınayı taşıyorum her gittigim yere.
Düştüğü kuyunun derinliğinden , kesin bir kararlılıkla çıkmak , her kadının altından kalkacağı iş değildir.
Yolculuklara yapayalnız çıkmayı sevmişimdir kendimi bildim bileli. Yalnızlık daha çekicidir. Kitaplara yapayalnız dalarız, onların dünyalarında yapayalnız geziniriz.Kitaplar kimselerle paylaşılmaz. Sevişmek de okumak gibidir gene. Her ne kadar esrimeye varıncaya kadar bir başkasına tutunursak da, o geri dönüşü olmayan dorukta yalnız kalırız, yapayalnız.
Reklam
Ablalar, kendi hayatlarından kerteriz alırlar; başkasından bildikleri, anladıkları kavradıkları hatları ararlar. Benzerlikler de, farklılıklar da onları hayal kırıklığına uğratmaya mahkumdur. Ararlar, aranırlar; kabul edilesi tekbir ayrıntı bulamazlar. Kadının kadını yargılaması uçsuz bucaksızdır, ufuk çizgisizdir.
Evrimin iki büyük düzenleyicisi, iki büyük mimarı, sağ kalma ve neslini sürdürme güdüleri. Bütün medeniyet çabaları, bütün iyi niyet uğraşlarına rağmen, toplumun bir parçası olamıyorlar hala. Evrime aykırı düşüyorlar. Evde kalmış kızlar, erkek kuruları, sakatlar, hastalar. Dünya barındırıyor onları, ama içine almıyor ,biraz olsun dışlıyor. Ulusculuk, ırkçılık, savaşlar, cinayetler, kavgalar, basit saldırganlıklar. Hep kendini ayakta tutabilmek için . Hayvandan farklı olduğunu kanıtlamaya çabalarken , ona ne kadar yakın olduğunu kavrıyor insan. En ürkütücü yüzleşme içimizde.
"Aile nerededir? Ne zaman başlar, nerede biter? Kişi ailesini kendi ana babasında mı, yoksa bir yabancıyla yaptığı çocuklarda mı bulur? Her ikisinin birlikte olması, sürüp gitmesi mümkün müdür, yoksa ayrılık çizgisinin çekildiği bir yer olmak zorunda mıdır?"
Sayfa 58 - Can YayınlarıKitabı okudu
Seçimleri kolay tarafından yapıyoruz galiba. Sonra sorgulamak şöyle dursun, seçimi savunmak için canımızı dişimize takıp savaşıyoruz. Uçurumlar git gide derinleşiyor, eksikliğimize surlar inşa ediyoruz. Tek boyutlu insan, diye tekrarlıyorum için için.
Sayfa 54 - AlakargaKitabı okudu
Uyumlu yaşarken zevk alınabilir, verilebilir mi? Bilemiyorum, sormaya yüzüm tutmuyor.
Sayfa 58 - AlakargaKitabı okudu
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.