Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Murat Gezenler

Murat GezenlerHakimiyet Mefhumu yazarı
Yazar
8.9/10
18 Kişi
63
Okunma
24
Beğeni
4.647
Görüntülenme

Murat Gezenler Sözleri ve Alıntıları

Murat Gezenler sözleri ve alıntılarını, Murat Gezenler kitap alıntılarını, Murat Gezenler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bil ki hak, kendisine tabi olan kişilerin sayısıyla bilinmez... Ancak kişiler, hak ile bilinir... Hak mü'minin yitik malıdır ve aradığıdır. Paçalarını sıyır ve yürü. Allah, sakınanların dostudur.
"Yeryüzünde fitne, şirktir. En büyük bozgunculuk ise, Müslümanın kafirle, itaat edenin de asiyle karıştırılmasıdır. Bu yapıldığında İslam nizamı karışır, Tevhidin hakikati yok olur ve büyüklüğünü ancak Allahu Teala'nın bilebileceği bir şer ortaya çıkar. Kişinin İslam'ının istikamet üzere olması, iyiliği emir ve kötülüğü yasaklama emrinin yerine getirilmesi ve cihad sanca- ğının yukarıya kaldırılması ancak Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, Allah'ın dostlarını dost edinmek ve düşmanlarını da düşman edinmekle mümkündür.
Reklam
Sonuç olarak, Demokrasi bir tağuttur. Allah'ın kitabına itibar etmediği için bir tağuttur. Resulullah'ın sünnetini bir kenara fırlattığı için bir tağuttur. Çoğunluğun görüşü Allah'ın vahyinden daha üstündür dediği için bir tağuttur. Demokrasiye göre kendi kutsal kitapları, yani anayasaları, Allah'ın kitabından daha faziletli, daha kymetli ve uyulması gereken tek kitap olduğu için bir tağuttur. Ve senin Müslüman olabilmen ve ebedi saadete erişebilmenin tek şartı öncelikle demokrasi tağutunu inkar etmene bağlıdır. Eğer demokrasi tağutunu inkar etmez, onun sana emrettiği şeylerden uzak kalmazsan, kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa sarılman, yani İslam'a girmen ve Müslümanlardan olman kesinlikle mümkün değildir.
Ey Demokratlar! Bilin ki; "Biz sizden de taptıklarınızdan da beriyiz." Bizim dinimizde insanları bağlayan, mutlak uyulması gereken tek söz, sadece Allahu Tealâ'nın kitabı ve Resulü'nün sünnetidir. Bizler ancak Allah'ın indirdiği hükümlere itaat eder, tabî oluruz. O'nun indirdiği esaslara aykırı ne bir görüş ne bir düşünce, ne bir söz ne de bir kanun ve hükme uymayız. Biz sizden de, demokrasi dininizden de, kutsal kitabınız anayasanız- dan da beriyiz. Siz sadece Allah'ın hükümlerine dönünceye kadar sizinle bizim aramızda ebedi kin, nefret ve düşmanlık vardır.
demokratik sistemin aslı, beşerin beşere kulluk ve köleliğidir. Bununla beraber insan bu sistemde, mala, mülke, kendi hevasına ve dünya ziynetine kölelik yapmaktadır.
Demokrasi küfür ve inkâr toprağında büyümüş, dini hayattan ayıran Avrupa'nın şirk ve fesat yurtlarında gelişmiştir. Demokrasi, bütün zehirleri ve fesatları taşıyan o ortamlarda gelişmiş olup, köklerinin iman toprağıyla yahut inanç ve ihsan suyuyla hiç bir ilişkisi yoktur. Demokrasinin varlığını ancak di- nin devletten ayrılması ilkesinin kabulünden sonra görebilirsin. Demokrasi, halklarına livatayı, zinayı, içki içmeyi, soy sopun karışmasını ve bunun dışında gizli açık bütün kötülükleri, mübah kılmaktadır. Bundan dolayıdır ki, demokrasiyi ancak ve ancak iki sınıf savunmaktadır. Bunların bir üçüncüsü yoktur. Bu iki sınıf ya kâfir bir demokrat ya da bütün anlam ve içeriğiy- le cahil bir alçak...
Reklam
Demokrasi'nin halkın egemenliğine dayandığına dair bu tanım demokratlara göre onun en büyük özelliklerindendir. İşte bundan dolayı da devamlı, demokrasiyi övüp dururlar. Ancak bilinmelidir ki, onların övüp durdukları bu özellik (yani demokrasilerde egemenliğin insana ait olması) küfrün, şirkin, İslam Dinine ve Tevhid Milletine son derece ters düşen batılın özelliklerinden bir özelliktir. Geçtiğimiz satırlarda da belirtti- ğimiz gibi insanların yaratılmasında, kitapların indirilmesinde, Peygamberlerin gönderilmesindeki en yüce esas, İslam'daki en sağlam kulp, ibadetlerde Allahu Teala'yı belirlemek ve O'ndan başkasına ibadet etmekten kaçınmaktır. Teşri, yani yasama noktasında Allah'ı birleyerek O'na itaat etmekte işte bu ibadetlerden bir tanesidir. Yoksa insan helak olanlarla birlikte müşrik olur.
Nefislerinize bir bakın ve La İlahe illallah'ın hakikatini öğrenmeye çalışın. O, Allahu Teala'nın, öğrenilmesi için Âdemoğluna emrettiği ilk şeydir. Abdesti ve namazı bozan şeylerden önce, Tevhidin şartlarını ve onu bozan şeyleri öğrenmek gerekir. Çünkü Tevhidi bozulan kimsenin abdesti de, namazı da geçerli değildir...
Demokrasi kokuşmuş laikliğin meyvesi ve onun gayri meşru kızıdır. Çünkü laiklik, dini gündelik hayattan soyutlayan yahut dini devletten ve yönetimden ayıran bir küfür mezhebidir. Demokrasi ise, halkın ya da tağutların yönetimidir. Kesinlikle hiçbir yönüyle Allahu Teala'nın hükmü ve egemenliği değildir.
Muhammed Kutub: “Allah'ın kanunlarından hariç yasamada bulunmak tüm fukahanın ittifakı ile küfürdür. Acaba tüm davetçiler Allah'ın indirdiği şeriatin dışında kanun ve yasa koymanın, sahibini iman dairesinden çıkardığını, yine aynı şekilde bu kanunlardan razı olmanın da sahibini dinden çıkardığını daha öğrenmediler mi?”
Sayfa 44
Reklam
Şeyh Muhammed b. İbrahim şöyle der “Lanetli bir kanunun, apaçık Arapça bir dille, insanları uyarması için, Cebrail (aleyhisselam) tarafından Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in kalbine indirilen (vahyin) yerine konulması, apaçık bir küfürdür.”
Seyyid Kutub: "Hakimiyet; insanları kul edinme hakkı ve onlara kanunlar koyma yetkisi... İşte bunlar ilahlığın temel özelliklerindendir. Allah'a inanmış birisi bunları kendisi için iddia edemeyeceği gibi, başkasının iddiasını da doğrulayamaz. Hakimiyet hakkı, insanları kendisinin koyacağı kanuna boyun eğdirme hakkıdır. Burada söz sahibi olduğunu iddia edenler ilahlık iddia etmektedirler "
Sayfa 44 - şehadet yayınları
"Deki: Amelleri açısından en çok ziyana uğrayanları size haber verelim mi? Onlar öyle kimselerdir ki, dünya hayatında yaptıkları boşa gitmiştir. Üstelik onlar kendilerinin muhakkak iyi iş yaptıklarını zannederler." (18-Kehf/103,104) "Şüphesiz ki Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz." (Nisa Sûresi, 48) İnsanların yaptıkları bütün güzel amelleri iptal eden sebeplerden en önemlisi Allah'a şirk koşmaktır. Ancak bu topluluklar, kendisiyle Allah’a şirk koştukları amelleri işlerken niyetlerinin ihlâs üzere, amellerinin hidayet üzere olduklarını zannetmektedirler. İşte onların bu zanları, kendileri için bir mazeret teşkil etmemektedir. Ayetin "Üstelik onlar kendilerinin muhakkak iyi iş yaptıklarını zannederler" ifadesi açık bir şekilde kişinin kendisini hidayette zannetmesi neticesinde sahih bilgiden uzak kalmasının kendisi için bir mazeret teşkil etmeyeceğini ortaya koymaktadır.
Sayfa 62 - şehadet yayınları
Şeyh Muhammed bin Abdulvehhab (rahimehullah)'ın İslam’ı bozan halleri zikrederken onlardan bir tanesinin de dini öğrenmekten yüz çevirmek olduğunu söylemiştir: "Bil ki, kişinin İslam’ını bozan sebeplerden birisi de Allah’ın dininden yüz çevirerek, bu dini öğrenmemek ve onunla amel etmemektir. Buna delil Allah’ın şu sözüdür: "Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatıldığı halde, sonra bundan yüz çevirip -tavır takınandan- daha zalim olan kimdir? Şurası kesindir ki biz, mücrimlerden intikam alacağız." (32 Secde/22) " Er-Resailu-ş Şahsiyye, s:113."
Sayfa 76 - şehadet yayınları
İbn Kayyım (rahimehullah) şöyle der: "Azab iki sebebten dolayı kişiye hak olur. Bunlardan birincisi; hüccetten (davetten) yüz çevirmek ve onu istememek, onunla ve davetin gerekleri ile amel etmemektir. İkincisi ise; Hak ona ulaştıktan sonra inatlaşarak onun gereklerini yerine getirmemektir. Bu tavırlardan ilki yüz çevirme (i’rad), diğeri ise inat küfrüdür. Ancak hüccetin ikame olunmaması ve rasûllerin davetini elde etme imkânının da olmaması ile kaynaklanan cehalet küfrüne gelince, Allah bu kişiden rasûllerin hücceti kendisine ikame olununcaya kadar cezayı kaldırmıştır." Tariku-l Hicreteyn, s:414
Sayfa 77
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.