Mustafa Tunç

Eğitimde Değişim ve Reform yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
17
Okunma
1
Beğeni
275
Görüntülenme

Mustafa Tunç Gönderileri

Mustafa Tunç kitaplarını, Mustafa Tunç sözleri ve alıntılarını, Mustafa Tunç yazarlarını, Mustafa Tunç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir çocuk eğitimin merkezinde olabilir mi? Locke, çocukla çatışma içine girmemek gerektiğini ve kendileri için uygunsa istediklerinin onlara verilebileceğini söyler. Fakat her istediği yapılan çocuğun şımaracağını da ifade eder. Ona göre çocuklar arzularına karşı gelmeyi de öğrenmelidir. Çocuklar istedikleri şeyin yoksunluğunda da mutlu olabilmelidir. Vücutları gibi iştahlarıni da zorluklara alıştırmak onları daha güçlü yapacaktır. Mesela çok istedikleri halde bir şeyi elde edemezlerse alçak gönüllü olmayı ve itaat etmeyi öğrenirler."
Her bireyin kendine özgü bir öğrenme şekli olduğu varsayımı modem dönemde "bireysel farklılıklar” ilkesi olarak ifade edilmekle birlikte böyle bir ilkenin tarih boyunca var olduğu Locke'un ifadelerinden de anlaşılmaktadır. Ayrıca bu ilke Locke'dan çok önce yaşamış olan Gazzâli ve İbn Sina'nın da ön plana çıkardığı ilkelerdendir. Gazzâli'ye göre insanların bazıları kendi kendilerine öğrenebilir. Bazıları öğretmen desteği ile öğrenebilir. Bazıları ise öğretmen desteği olsa bile öğrenemez. Ona göre insan araziye benzer ve su bazı arazilerden kendiliğinden çıkar, bazısından biraz kazılınca çıkar. Bazı topraklar ise kazıldığında bile oradan su çıkarılamaz. Ona göre buradaki temel farklılık Allah'ın insana verdiği aklın miktarı ile ilgilidir. Gazzâli, Allah'ın insana verdiği akıl ya da kapasitenin pratikte farklı uygulamalara neden olduğunu söyler.” İbn Sina ise bireyler arasında çeşitli konulardaki farkın Allah'ın merhametinin bir sonucu olduğuna vurgu yapar. Ona göre insanların tamamının yönetici veya köle olmaları durumunda aralarında yardımlaşma kalmaz ve kaos çıkar.” Bu anlamda bireysel farklılıklar ilkesi yeni olmayıp bireye alan açan bir ilke olarak tarihi süreçte önemini korumuştur.
Reklam
21. yüzyıl hakikat noktasında bir göreliliği desteklemektedir. Bu görelilik zaman zaman eleştirilse de her bireyin kendine ait bir hakikate sahip olması kabul görmektedir. Chetan'a göre saf hakikat kesinlik barındırır. Ona göre, geleneksel eğitim anlayışında nefis, insan için kaçınılması en zor olan zindanlardandır. Geleneksel felsefe ve dinin en temel öğretisi budur. Modern dönemin eğitim anlayışı ise gençler nefis zindanından kaçmasınlar diye onlara sınırsız özgürlük sunar. Bu anlamda ortada geleneksel felsefe ve dinlerin öğretileri yoksa insanlar herhangi bir referansa sahip olamayacak ve yollarını kaybedecektir.” Toplum için eğitimden birey için eğitime geçiş bir anlamda ilahi olandan beşeri olana geçiş olarak da yorumlanabilir. Bu durum hakikat anlayışı ile de yakından ilgilidir. Birincisinde tek bir hakikat varken ikincisinde neredeyse birey sayısı kadar hakikat vardır. Çok sayıda hakikat anlayışı ciddi bir savrulmayı da beraberinde getirmektedir.
Oyuncak konusunda detaya giren Locke'a göre bir çocuğun oyuncakları bol ve çeşitli olmamalıdır. Bir kerede sadece bir oyuncak ile oynama hakkına sahip olmalı ancak ondan sıkıldığında kendisine yeni oyuncak verilmelidir. Çocuklar bu şekilde sahip olduklarının değerini bilmeyi öğrenir. Ona göre çocuklar için oyuncak satın alınmasına gerek yoktur, taş ve ağaç parçaları ile kendi başlarına bir şeyler yapıp onlarla oynamaları mümkündür. Çocuklar bazen en basit oyuncaklara bile en pahalı olanlardan daha çok ilgi gösterir. Çocuklara gereğinden fazla oyuncak almak onları açgözlü yapabilir. Zihinlerinin sürekli yeni bir şey aramalarına neden olur.” Gazzâli ve Locke'un oldukça çağdaş bir tutum olan eğitimde minimalizmi çok uzun süre önce ortaya koydukları görülür. Onlardan yıllar sonra gelen Kant ise eğitimin en büyük düşmanının dağınık bir zihin olduğunu” ve eğitimde olabildiğince az araç kullanılması gerektiğini söyleyerek sade bir eğitim anlayışına vurgu yapar.”
İslam geleneğinde Peygamberimiz Hz. Muhammed ile başlayan eğitimde sade olanı tercih etme anlayışı gelişerek devam etmiştir. Gazzâli'nin bu konuda detaylı anlatımları mevcuttur. Gazzâli, çocukların yemek, yatak, uyku, spor ve oyun konularında her zaman sade tavırlara alıştırılması gerektiğini söyler. Ona göre yatak çok yumuşak olmamalı, sofrada her zaman çeşitli ve zengin yemekler bulunmamalıdır. Çocuklar süslü elbise giymeye ve zenginlerden bir şey istemeye alışmamalıdır.? Gazzali'ye göre öğrenciler için günlük alışkanlıklar noktasında sadeleşmek gerektiği gibi hedefler noktasında da sadeleşmek gereklidir. O, öğrencinin sahip olması gereken özelliklerden bahsederken “Allah bir bedende iki kalp yaratmamıştır” diyerek ilme odaklanmak ve bunun dışında dünyalık bir işle iştigal etmemek gerektiğini söyler. Ona göre dağınık fikir suyu birkaç parçaya ayrılan bir dereye benzer ve bu durum da o derenin kurumasına yol açar.”
Modern dönemde üniversite ve eğitim hayatına devam eden gençlerin ilk beklentileri meslek sahibi olmaktır.Eğitimin meslek sahibi olmaya indirgenmesi anlamına gelebilecek bu durum bazı filozoflar tarafından sert şekilde eleştirilmiştir. Nietzsche bu konuda şöyle der: “Öyleyse, dostlarım, bu kültürü, bu narin ayaklı, nazli, göksel Tanrıçayı, ne olursunuz o İşe yarar, arada bir kendine “kültür” diyen, ama zaruretin, ticaretin, yoksulluğun yalnızca entelektüel hizmetçisi olan kızla karşılaştırmayın. Sonunda bir iş ya da ekmek teknesi vaat eden her eğitim, bizim anladığımız manada kültüre götüren eğitim değildir.”9
Reklam
81 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.