Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

N. Defne Karaosmanoğlu

N. Defne KaraosmanoğluYemekle Devrialem yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
604
Görüntülenme

N. Defne Karaosmanoğlu Gönderileri

N. Defne Karaosmanoğlu kitaplarını, N. Defne Karaosmanoğlu sözleri ve alıntılarını, N. Defne Karaosmanoğlu yazarlarını, N. Defne Karaosmanoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bedensel heves ve coşkular önemlidir. İyimser bir tezle yaklaşan Highmore’a göre, “ötekini” yemek pozitif bir bakış açısı sağlar. Başka kültürleri ve yemekleri yerken, tat duygusundan aldığımız haz, “ötekini” anlamamızda ve empati kurmamızda önemli bir rol oynayabilir.
Sayfa 178Kitabı okudu
Mauss’a göre beden insanın ilk ve en doğal teknik nesnesidir ve bu nesne üçlü bakış açısıyla (biyoloji, sosyoloji ve psikoloji) düşünülmezse tam anlamıyla anlaşılmaz. Beden biyolojik, sosyolojik ve psikolojik yönleriyle sürekli öğrenir ve dolayısıyla sürekli değişir. Örneğin, her daim yeni tatlar, yeni aromalar, yeni kokular ve yeni iletişim şekilleri öğreniriz. Bu yüzden de Mauss’a göre bitmemiş bir projeyiz ve en iyi hocamız çevremizdeki maddî ve bedensel dünyâ.
Sayfa 176 - PdfKitabı okudu
Reklam
Adam Curtis, The Century of the Self belgeselinde, halkla ilişkiler birimlerinin ve politikacıların, Sigmund Freud’un teorisini kullanarak nasıl kalabalıkları kontrol etmeyi amaçladıklarını ve bu esnada nasıl rıza mühendisliği (engineering of consent) yaptıklarını anlatır. Freud’un etkisiyle tüketicilerin irrasyonel kişiler oldukları düşünülür ve bu yüzden neyi, nasıl tükettilerinin bilinçaltlarındaki arzuda saklı olduğu görüşü hâkimdir.
Sayfa 92 - PdfKitabı okudu
1995’te yine İngiltere’de yapılan bir araştırma yemek pişirme görevinin yüzde 75’inin, çalışıyor olsalar bile kadınlarca yapıldığını ortaya koymuştur.
Sayfa 91 - PdfKitabı okudu
Yemekle Devrialem
Yemekle Devrialem
çok hoş bir kitap. İlginç bilgiler de var, eğlenceli.
Antropoloji, sosyoloji, coğrafya ve kültürel çalışmalar gibi sosyal bilimler alanlarında yapılmış yemekle ilgili araştırmalar, yemeği kültürleri, coğrafyaları ve tarihi anlamak için bir araç olarak düşünmenin dışında, kimlikleri belirleyen, yaratan ve bozan; milletleri, dinleri, toplumları ve insanları birleştiren ve ayıran; sınırlar koyan veya sınırları tekrar ve tekrar yaratan veya yıkan bir siyâsî olgu olarak düşünmüş ve çalışmıştır. Yemek hem üretimi hem de tüketimi düşünüldüğünde oldukça siyâsîdir. Ne yiyip ne yemediğimiz ne pişirip ne pişirmediğimiz siyâsî imâlar taşıyabilir.
Reklam
“Korkutucu” yemek yemek bir nevi yüksek riski olan tehlikeli sporlarla özdeşleştirilir.
Sayfa 52 - PdfKitabı okudu
İnsan bir yerden bir yere giderken, sâdece vardığı yeri değil, tekrar geri döneceği veya dönmeyi hayâl ettiği yeri de değiştirir.
Sayfa 48 - PdfKitabı okudu
Suşinin tam olarak ilk ne zaman yapıldığı konusunda kesin bir bilgiye sâhip olmasak da 200’lü yıllarda Çin’de tuz ve pişmiş pirincin içinde salamura yapılmış balığa “saşi” dendiği ve suşinin kökeninin bu kelimeden geldiği tahmin edilmektedir. Bir teoriye göre de ilk suşi, Güneydoğu Asya’da dağlarda yaşayan insanların proteini kaybolmasın diye eti mayalanmış pirincin içinde saklama yöntemi olarak ortaya çıkar. Het iki durumda da pirinç ve suşi arasındaki ilişki göz ardı edilemez.
Sayfa 31 - PdfKitabı okudu
Hindistan’daki İngiliz hakimiyeti de yemeklerde kendini fazlasıyla hissettirir. Örneğin körü tozunun hikâyesi İngilizlerin Hint tatlarıyla tanışmaları sırasında başlamıştır. İngilizler Hintlilerin yemeklerde kullandıkları baharat karışımlarını öğrenmek ve tek bir karışım üzerinden kolay Hint yemeği yapmak isterler. Hint yemeklerinde kullanılan körü tozu yirmi kadar baharatın bir araya gelmesinden oluşur. Bu baharatlar arasında kakule, çili, tarçın, karanfil, kişniş, kimyon, çemen, rezene, kırmızı ve kara biber, safran, susam, muskat (nutmeg), demirhindi ve hintsafranı bulunur. İngilizler Hint yemeklerinde kullanılan bir karışımı standartlaştırıp körü tozu denilen, bugün Hint mutfağının en tipik ve en bilinen karışımını icat etmiş olurlar.
Sayfa 28 - PdfKitabı okudu
Reklam
Jean-Anthelme Brillat-Savarin 1826’da gastronomi üzerine yazdığı La Physiologie du gout (Tadın Fizyolojisi) kitabında “bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” der.
Sayfa 13 - PdfKitabı okudu
Sidney Mintz, Sweetness and Power (Şeker ve Güç) adlı kitabında toplumdaki çeşitli güç ilişkilerinden yola çıkarak 19. ve 20. yüzyıllarda Batıda şeker yeme alışkanlıklarına bakar. Fakat bunu tek bir coğrafya ve tarih üzerinden yapmaz. Şekeri Afrika’daki üreticilerinden Batıdaki tüketimine kadar geniş bir coğrafî yelpazede inceler. Mintz tarih akışında değişen üretici ve tüketici ilişkilerine bakarken şekeri sosyal ilişkileri belirleyen bir metafor olarak ele alır. Meselâ 17. yüzyılın sonuna gelmeden önce şekerin zor bulunan değerli bir madde olduğu bilinir. O zamanlar İngiliz halkı için pek bir şey ifâde etmezken, seçkin sınıflar için hayata ve var oluşlarına dair belirleyici anlamlar içerir.
Sayfa 12 - PdfKitabı okudu
Lèvi-Strauss, dilin kodlarının olduğu gibi, yemek kodlarının da olduğunu ve bunların toplumsal hareketleri va tavırları anlamada antropologlar için önemli bir bilgi olduğunu söyler. Ayrıca yemek ile düşünmenin başka toplumsal olguları anlamak için çok yararlı olduğunu iddia eder.
Sayfa 8 - 9Kitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Bir bölgenin gastronomik unsurlarını inceleyerek o bölgenin kültürel özelliklerine dair önemli bilgiler edinebiliriz. Yemekle Devrialem’de farklı başlıklar altında teknoloji, siyaset ve devlet politikaları, yerellik ve küresellik gibi konuların yemek ile olan ilişkisini incelemiş yazar. Her birinin kendine ait başlığı olduğu için detaylı bir kitap. İçinde hiç duymadığım ve beni şaşırtan bilgiler dolu. Yemeğin farklı boyutlarını okumak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Yemekle Devrialem
Yemekle DevrialemN. Defne Karaosmanoğlu · Kitap Yayınevi · 20179 okunma
Beden, biyolojik, sosyolojik ve psikolojik yönleriyle sürekli öğrenir ve dolayısıyla sürekli değişir. Örneğin, her daim yeni tatlar, yeni aromalar, yeni kokular ve yeni iletişim şekilleri öğreniriz. Bu yüzden de Mauss’a göre bitmemiş bir projeyiz ve en iyi hocamız çevremizdeki maddi ve bedensel dünya.
Sayfa 176 - Kitap YayıneviKitabı okudu
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.