Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Necib Asım

Necib AsımKitap yazarı
Yazar
Çevirmen
8.7/10
12 Kişi
59
Okunma
19
Beğeni
2.527
Görüntülenme

Hakkında

Necip Asım Yazıksız (d. 29 Aralık 1861 Kilis – ö. 12 Aralık 1935, İstanbul), asker, müderris, tarihçi, Türkolog , milletvekili. Türk Ocakları'nın kuruluşunda rol aldı. Çoğu küçük risalelerden oluşan 40 civarında eser yayımladı. İlk kez Türk tarihini kaleme alanlardan birisidir. Türk dilinin sadeleşmesinde büyük emek sarfetmiştir. Türkiye’de dilbilimin gelişip yerleşmesinin öncülerindendir. Bilmisel çalışmaları için Fransızca, Arapça, Uygurca ve Çağatayca öğrendi. TBMM'de III., IV., V. dönem Erzurum milletvekili olarak yer aldı. 1861 yılında Kilis’te doğdu. Babası, Balhasanoğulları diya anılan bir sipahi ailesinden Hacı Asım Bey’dir. İlk ve orta öğrenimini Kilis’te yaptı. 1875’te Şam Askeri İdadisi’nde başladığı lise öğrenimine İstanbul’daki Kuleli Askeri Lisesi’nde devam etti. Bu sırada devrin ünlü bilim adamlarından Hoca Tahsin Efendi’den çeşitli konularda dersler aldı. 1878’de Ahmet Mithat Efendi ile tanıştı ve onun teşviki ile Tercüman-ı Hakikat Gazetesi’nde fen alanında yazılar yazdı[1]. 1879’da girdiği Harbiye’den Piyade Mülazimi (Teğmen) rütbesi ile mezun oldu. Öğretmenlik Yaşamı Eğitimini tamamladıktan sonra askerî rüştiyelerde ve sonra Harbiye’de Türkçe, Fransızca ve tarih gibi dersler okuttu. Bu dönemde birçok gramer, okuma, coğrafya ve tarih kitapları yayınladı. Bu küçük okul kitaplarından başka “Medrese-i Edep”, “Medeniyete Hizmet”, “Sitler” gibi çeşitli eser ve tercümeleri, Fransızca, hatta fizik ve resim derslerine ait risaleleri basıldı. Fransız şarkiyatçı Léon Cahun’un Türk tarihi üstüne eserlerini ve Gök Bayrak (1876) adlı romanın tercüme etti. Bir yandan da Türkçülük çizgisi belirgin olan İkdam Gazetesi’nde Türk tarihi ve Türkçülük ile ilgili makaleler yayımladı. Yazdığı makalelerin şöhreti 1890’larda Avrupa’ya kadar ulaştı[1] Paris’te faaliyet gösteren “Asya Cemiyeti”’ne üye seçildi ve 1892’de çalışmalarını takdir için Şikago’da açılan sergide kendisine bir madalya takdim edildi. Bilimsel araştırma ve incelemelerini sürdürüken askeri okullardaki öğretmenlik görevi de devam eden Necim Asım, 1913’te miralay (albay) rütbesi ile emekli oldu. Darulfünun Müderrisliği II. Meşrutiyet’ten sonra İstanbul Darülfünun’nda Türk Tarihi ve Türk Dili Tarihi dersleri verdi. İstanbul Darülfünununda Türkoloji bölümünü kuran ve Türk Dili Tarihi kürsüsünün ilk profesörü kabul edilen Necip Asım, dilbilimin Türkiye’de gelişip yerleşmesinin öncülerinden birisi oldu. Türk Yurdu, Bilgi, Edebiyat Fakültesi Mecmuası, Türk Tarih Cemiyeti Mecmuası gibi birçok mecmuada makaleler yazdı, kitaplar çıkardı, çeviriler yaptı. Osmanlı Tarihi Araştırmaları Necip Asım Bey, Osmanlı Tarihi’nin yazılması ve belgelerin toplanması için Sultan Mehmet Reşat önderliğinde 27 Kasım 1909’da kurulan ve kendisine her türlü vasıtayı kullanma, arşivlerde inceleme yapma yetkisi verilen Tarih-i Osmani Encümeni’nde yer aldı. Encümen, yazacağı Osmanlı Tarihi’nin ilk cildini yazma görevini 9 Şubat 1910’daki ilk toplantısında Necip Asım ve Mehmet Arif Bey’e vermişti. İki araştırmacı, yedi yıllık çalışmadan sonra Osmanlı Tarihine ait tek cilt yayımlayabildi. Bu cilt, pozitivizme dayalı olmadığı gerekçesiyle Köprülüzade Mehmet Fuat, Akçuraoğlu Yusuf, Ahmet Refik tarafından ciddi biçimde tenkit edildi.[2] Türk Derneği Necip Asım, 1911 yılında Türk milliyetçiliğini esas alarak kurulan ilk dernek olan[2] Türk Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığına getirildi. Mehmet Arif ile birlikte yürüttüğü Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmalarını bu derneğin tüzel kişiliği altında gerçekleştirdi. Derneğin bazı üyeleri ile birlikte 1915 yılında kurulan Asar-ı İslamiye ve Milliye Tedkik Encümeni’ne katıldı. Türkçeciler Osmanlılık düşüncesinin iyice yerleşmiş olduğu Abdülhamit devrinde Türkçü ve Türkçeci olarak belirmiş olan en kuvvetli fikir adamlarımızdandır.O günlerde Türkçeciler grubunda Ahmet Mithat Efendi ve Şemsettin Sami ile birlikte yer almıştır. Vav’lı Türk Ünvanı 1910’larda Türk kelimesinin eski harflerle nasıl yazılacağı konusunda belirsizlik sürüyordu. Necip Asım’a gelinceye kadar kelimenin yazımında “ü” sesini veren “vav” kullanılmıyordu. Necip Asım Bey, “Türk”’ü “vav” ile yazmaya başlayan kişidir. Bu suretle Türkler’den bahsedilirken kullanılan “Etrâk-i bî-idrâk” (İdraksiz, anlayışsız Türkler) ifadesinin yazılması mümkün olmaktan çıkmıstır[1]. Necip Asım Yazıksız ve onun gibi düsünen Veled Çelebi bu yüzden biraz da küçümseyici bir ifade olarak “Vav’lı Türkler” diye anılmıstır. Milletvekilliği 1927’de Erzurum milletvekili olarak TBMM’e girdi ve ölümüne kadar milletvekilliğini sürdürdü. Türk Dil Kurumu çalışmalarında yer aldı. Soyadı Kanunu çıktığında “Yazıksız” soyadını aldı. Yazılarında Başhasanoğlu ve Balkanoğlu adlarını da kullandı. Ölümü 12 Aralık 1935’te Kadıköy’deki evinde yaşamını yitirdi. Erenköy’de Sahrayıcedit mezarlığına gömüldü. Vasiyeti gereği mezar taşına “Necip Asım, Türk tarihi müellifi, 1861-1935” yazıldı[1]. Bazı eserleri - Ziya ve Hareket - Güvercin Postası - Yeni Tertipte Osmanlı Sarfı - Ev Kızı - Lügatı İlmiye ve Fenniye - Usul-İnşa - Kitap - Ural ve Altay Lisanları - Mükemmel Sarf ve Nahiv-i Osmani - En Eski Türk Yazısı: Yazarın Orhun Abideleri adlı eserinde Orhun harfleri ile ilgili bölüme kaynaklık eden küçük kitaptır. Osmanlı Türkçesinde yazılan bu eser, Burcu Yanıklar tarafından günümüz Türkçesine uyarlanmıştır. - Türk Tarihi Umumisi - Milli Aruz - İlm-i Lisan - Osmanlı Tarihi - Eski Savlar : Divânu Lügati't-Türk’te geçen 290 atasözü ve bu özellikteki diğer sözlerle bunların açıklamalarını, bazılarının bugünkü karşılıklarını bir araya getiren eserdir. - Orhon Abideleri: Necip Asım Yazıksız’ın, Orhun Abideleri hakkında, kitabeleri ilk defa okuyan Vilhelm Thomsen’in eserini esas alarak ve Şemseddin Sami’nin daha önce meydana getirdiği basılmamış Orhun Abideleri adlı eserinden yararlanarak yazdığı eserdir. - Celaleddin Harzemşah Hibetü’l-Hakayık: Necip Asım Yazıksız’ın, Ayasofya Kütüphanesinde bulduğu ve okumayı başardığı 11. Yy. şairi Yüknekli Mahmut oğlu Ahmet adlı Türk şaire ait olan Atebetü’l-Hakayık adlı eserin lehçemize tercümesidir.
Tam adı:
Necip Asım Yazıksız
Unvan:
Türk Asker ve Tarihçi
Doğum:
Kilis, Türkiye, 29 Aralık 1861
Ölüm:
İstanbul, Türkiye, 12 Aralık 1935

Okurlar

19 okur beğendi.
59 okur okudu.
4 okur okuyor.
62 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Letaifden olarak gazetenin birisine şöyle bir fıkra yazılmıştı: -Matmazel, ne kadar çok kitaplarınız var. Şunlardan bir tane verseniz de okuyup geri versem. -Âh kardeşçiğim, bu kitaplar hep şunlardan bir tane verseniz de okuyup geri versem, diyerek alınmıştır!!”
Reklam
“Kitap delileri kitap muhiblerine benzemezler. Bunlar yalnız kitap toplamak isterler.”
“Herkeste bir kitap-hane edinmek fikri, yemek dolabı edinmek ihtiyacı kadar teammüm etmelidir.”
“Saint-Simon hâtıratında Kont İstre isminde bir herifin 52.500 cilde mâlik olduğu halde okumak bilmediğini beyan eder.”
Yukarıda bulunan Tanrı ezmediği, aşağıda bulunan yer patlamadığı halde, Ey Türk Milleti! nizamınızı kim bozabilir?
-Kitap,
"İşte, kitap deliliği, mevki ve mizaca göre, birtakım namus kırıcı eylemlere ve cinayetlere sebep olmaktadır." -
Necib Asım
Necib Asım
Reklam
Herkeste bir kitap-hane edinmek fikri, yemek dolabı edinmek ihtiyacı kadar teammüm etmelidir.
Necib Asım
Necib Asım

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap ilmi gelişmelerin Devlet-i Aliyye'nin so döneminde bile takibinin ortada olduğunu görmek açısından çok önemli. Konu ile ilgililere tavsiye ederim.
En Eski Türk Yazısı
En Eski Türk YazısıNecib Asım · Kutlu Yayınevi · 20197 okunma
7/10 puan verdi
Fransızların eskiden beri yüksek ilmi konuları halkın ortalama seviyesine hitap edebilecek şekilde özetleyen "qu'est ce que la..." (... nedir) tarzı kitapları vardır. Konunun çok ayrıntılarına girilip, okuyucu referanslara boğulmaz, dil ağır tutulmaz. Daha çok nükteli yönler ile akılda kalabilecek bilgilerle konu hakkında yeterli malumat sunulur. Bununla birlikte müellif ilmi disiplinden geçtiğinden temkinli yazar. İşte bu kitap Necip Asım tarafından 120 yıl önce bu amaçla yazılmış. Dili, 1893 yılına göre gayet sade, zaten kendisi de bir dilci ve dilde usulüne uygun sadeleşme taraftarı. Eser, kitap kavramının kendisi hakkında yapılmış ve Türkçe telif edilmiş ilk eser olmak özelliğini koruyor. Beşir Ayvazoğlu da "kitab"ın büyük bir hayranı, benim de okumam onun vesilesiyle oldu. Genel olarak kitaplar; ciltleri, kağıtları, yazı şekilleri, kütüphaneler ve kitap sevdalılarından bahsediyor. 3 açıdan kitap beni mutlu etti: 1) Nispeten sâde bir dille güzel Türkçe kullanımı gördüm. 2) Bazı kitaplarda bulamayacağım mâlumatlara eriştim, özellikle müellifin tavsiye ettiği okuma listesi çok iyi oldu. #22232429 3) Kitap Büyüyenay yayınlarından kusursuz bir editoryal katkı ile çıkmış. Kitabın içinde geçen kişi, yer isimleri kitabın ana bölümünün 1,5 katı kadar bir ek bölümüyle destekleniyor. Ayrıca sadece kuru biyografik bilgi yok, bir emek ürünü olduğu belli. İlk defa bir ansiklopedik kitap okurken bu kadar az internete başvurdum diyebilirim. Çalışmada emeği geçen tüm kâşif'ul kadîmlere teşekkür edelim, varolsunlar.
Kitap
KitapNecib Asım · Büyüyenay Yayınları · 201239 okunma
400 syf.
8/10 puan verdi
"Kitap" Bir kitabın meydana gelmesine neden olan unsurları tarihi gelişim serüvenleri ile ele almış. Yazının icadı, yazı yazılan muhtelif metaryeller ve gelişimi, yazı yazılan malzemeler, eserlerin çoğaltılması, basım /matbaa, kütüphaneler, yazarlar, kitap severlerin ve kitap delilerinin özellikleri, imzalar, mühürler, yazı karakterleri... Kitab dili Osmanlıca kelimelerden oluştuğu için aşina olmayan kişilerde konu intibakını zorlayabilir. Ama her sayfanın altına günümüz Türkçesine çevirmeler yapılmış. Eğer Osmanlıca'ya ilgi duyuyor iseniz zaten hoşunuza gidecek ve hatta okumak bir süre sonra zevkli hale gelecektir.
Kitap
KitapNecib Asım · Büyüyenay Yayınları · 201239 okunma