Kendinden önceki şirketlerden farklı olarak Kumpanya, "tek bir kurumsal beden" olarak kurulmuştu. Bu şekilde örgütlenmenin özellikle Doğu Hint Adaları'na yapılan uzun mesafeli ticaret açısından çok değerli mali ve kurumsal yararları vardı. Hem nakliye açısından hem de yurtiçine yönelik malların satın alınabilmesi için gerekli olan külçelerin temini bağlamında sermaye kaybı oldukça yüksekti. Buna ek olarak yatırımların bir kısmının ya da tamamının kaybına yol açacak hem doğal hem de siyasi riskler oldukça fazlaydı.
Doğu Hindistan ingiliz şirketin arkasında bıraktığı bir yıkılmış harabe, Abdullah Han Galip'ten bir mısra : Zakhm gardab gaya, Lahu na thama,
"yara gizli olsa da, kan akmaya devam eder."
Kumpanya akıl almaz bir korkunçlukta bir geçmişi biçimlendirmiş ve aslında yerli halkın (belki de daha binlerce yıl) hiç ihtiyaç duymadığı bir şekilde bir ülkeyi, bir bölgeyi hatta bir kıtayı ve kendi anayurdu ile dünyayı değiştirmiştir.
Dünya ekonomisini liberalleştirmeye ilişkin tüm çabalara rağmen günümüzdeki küresel ticaret örüntüsünün aslında şirket ticaretinin bir türü olarak adlandırılması daha iyi olacaktır. Bu, Kumpanya çağındakiyle çok büyük benzerlikler taşıyan bir durumdur. Liberalleşme, serbest piyasalarda değil ama genellikle "batamayacak kadar büyük" şirketlerde gerçekleşmiştir. Böylesi durumlarda, Doğu Hindistan Kumpanya'sının garanti altına almak için çabaladığı resmi bir tekele sahip olmaya gerek yoktur.
Kitabın ismi dünyayı değiştiren şirket yani İngiliz Hindistan Doğu şirketi olarak bilinen ve İngilizleri Hindistan'da yaptığı sümürüleri zulümleri çok detaylı şekilde anlatıyor.
Sadece kitabın içinde küçük alıntı yapmak istiyorum; inligiliz başsavcı Edward thurlow çok sitemli bir açıklama yapar der ki; Bengal kendi kendine yönetirken bu kadar müferrehken bizim yönetimimiz altında harabe olmanın eşiğine gelmesini kumpanya (şirket) çalışanlarının aç gözlüğünden başka neye borçlu olabilir.
İngiliz Doğu Hindistan Şirketinin devletleşmesi yaptığı zulümler ve İngiltere'nin zenginliğine yaptığı katkılar. Batı zenginliğini Doğuya borçlu ve bu zenginlik milyonların kan ol ve gözyaşı üzerine kurulu