Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nuri Kahveci

Nuri KahveciNişanlılık yazarı
Yazar
Editör
9.6/10
8 Kişi
45
Okunma
9
Beğeni
1.294
Görüntülenme

Nuri Kahveci Sözleri ve Alıntıları

Nuri Kahveci sözleri ve alıntılarını, Nuri Kahveci kitap alıntılarını, Nuri Kahveci en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir hadiste Hz. Peygamber, "Ödeme gücüne sahip borçlunun borcunu ödemeyip geciktirmesi haksızlık ve zulümdür; bu davranışı onun kınanmasını ve cezalandırılmasını gerektirir"; bir başka hadiste ise, "Zenginin borcunu ödememesi haksızlıktır (zulüm)" buyurmuştur.
Sayfa 62
"Ey iman edenler! Akitlere riayet ediniz", "Sözünüzü tutunuz; çünkü sözün hesabı verilecektir", "Sözleştiğiniz zaman ALLÂH'a verdiğiniz sözü tutunuz, ALLÂH'ı kefil göstererek sağlamlaştırdıktan sonra yeminlerinizi bozmayın".
Sayfa 70
Reklam
Evlilik insan hayatındaki sosyal değişimin en önemlisi olarak nitelendirilebilir. O halde bu değişim Müslüman bireyin hedeflediği yere doğru onu götürme de sapma göstermeyeceği bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Ayrıca Hz. Peygamber'in, "Emânete riayet etmeyene aman yoktur, sözünü tutmayanın dini yoktur" hadisi de, akitlerde sorumluluğun ve bağlayıcılığın asıl olduğuna işaret etmektedir.
Kuvvetli bir Akit
Nikah diğer akitlerden farklı olarak yapısı gereği iki kişi arasında kalacak bir özellikte olmadığı gibi Kur’an’ın ifadesiyle “güçlü bir söz veriş”tir.
Sayfa 119Kitabı okudu
Hangi sebeple olursa olsun borç altına giren kişinin büyük bir yük yüklendiği bunun için huzursuz olacağı ve borcunu bir an önce ödeyebilmenin imkânlarını arayacağı gerçeği Hz. Peygamber tarafından dile getirilmiştir. Örneğin, bir defasında "küfürden ve borçtan ALLÂH'a sığınırım" deyince bunu duyanlar, 'Ey ALLÂH'ın Resûlü, borcu küfre denk mi tutuyorsunuz?' diye sormuş, o da "evet" cevabını vermiştir. Bir defasında da borçtan, borcun ağırlığından, borcun galip gelmesinden ALLÂH'a sığınan ifadeler kullanmış, şaşkınlığını gizleyemeyen Hz. Ayşe "Ey ALLÂH'ın Resulü! Borçta ALLÂH'a sığınman ne de çok oldu?" diye sorunca Hz. Peygamber, "Çünkü borçlanan konuşur, yalan söyler, vaad eder, vaadine aykırı davranır" şeklinde bir açıklamayla Hz. Ayşe'ye cevap verir.
Sayfa 60
Reklam
İslâm hukukuna göre fertlerin asla ceza verme hak ve yetkileri yoktur. Onlar ancak ceza talebinde bulunma hakkına veya suçlu olarak zannettikleri kişileri şikâyet etme hakkına sahiptirler. İslâm'ın ilk dönemi olan Hz. Peygamber devrinde şahsi intikama son vermiş suç ve cezanın tayini ile cezalandırma hakkını devlete münhasır kılmıştır. Buna göre, devlet bazı suçlar için mâlî tazminat müeyyidesi uygularken bazıları için de cezâî yaptırım uygulama hakkına sahip kabul edilmiştir.
Sayfa 31
Bazen 40‘da da Râşit olamayan oluyor
Geçmiş dönem İstanbul Hukukçularının genel kabulüne göre evlilik ehliyeti için gerekli olan “âkil” ve “bulûğ”un günümüz şartlarında dini sorumluluk için yeterli olmakla birlikte evlilik birliğini yürütmek için yeterli olgunluk olduğu hususu yeniden değerlendirilmesi gereken bir konudur zira sosyal şartlar gereği gençler bulûğ çağı ile birlikte evlenebileceklerine zihinsel olarak hazırlık içinde olmadıkları gibi ailelerde onları bu yönde yetiştirmemektedir bu şartlarda bulûğa ermiş olan erkek veya kadın evlilik birliğini yürütebilecek bir bilinç ve olgunluğa ulaşmış kabul edilemez bu nedenle evlilik için ayrıca bir “rüşt” çağından söz edilebilir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Genel bir yaklaşımla İslâm cezâ hukuku, insanların gerek canlarına gerekse uzuvlarına, kuvvetlerine, ırzlarına, mallarına karşı işlenen herhangi memnu'/yasak fiili konu edinen bir hukuk olarak nitelendirilebilir.
Sayfa 28
Toplumda suçların yayılmasının temelinde insanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve merhamet bağının zayıflaması yatar. Dinî inancın desteklemiş olduğu vicdan ve fazilet duygusu geliştiği zaman insanların birbiriyle kaynaşmaları da güçlü olacağı için onları suça iten kindarlık duygusu zayıflar veya yok olur.
Sayfa 17
Reklam
Müspet edim: Borçlunun olumlu bir davranışta bulunmak suretiyle yerine getirmesi gerektiği edim türüdür. Bir şey vermeye, örneğin bir miktar paranın ödenmesine, satılan malın mülkiyet ve zilyetliğinin alıcıya geçirilmesine, bir şeyin geri verilmesine ilişkin edimler ile bir şey yapmaya, örneğin işçinin işverene bir hizmet görmesine ilişkin edimlere müspet edim (olumlu edim) denir.
Sayfa 54
İslâm'a göre toplumsal düzenin sağlanmasında esas olan bireylerin eğitilmek suretiyle bozucu ve tahrip edici eylemlerden uzak kalmalarının sağlanmasıdır. Kur'ân-ı Kerim bazı prensipler doğrultusunda bireyin eğitimiyle ilgili temel esaslara değinmektedir. Toplumsal düzen için insanların fıtratlarına uygun bir şekilde eğitilmesi, eğiticilerin bireye erdemli davranış özelliklerini kazandırmayı amaçlamaları, bilmediklerini öğretmeyi hedeflemek bu esaslardan bazılarıdır.
Sayfa 27
Sadece hareketin başlı başına suç sayılamayacağı ceza hukukunda benimsenmiştir. Ancak İslâm ceza hukukunda hareket suç sayılmazsa da suça götüren yolların engellenmesi prensibinden hareketle suç sonucu doğurma ihtimali taşıyan davranışların sergilenmemesi için tedbir nitelikli birtakım hükümlere ihtiyaç duyulmuştur.
Sayfa 142
11.2.1.2.(c). İkrah (Zorlama/Korkutma)
Ayrıca istememe yönündeki bütün ısrarlarına rağmen babası tarafından evlendirilen dul bir kadının Hz. Peygamber'e gelerek şikâyette bulunması üzerine onun nikâhını geçersiz kılması da buna delil olabilecek niteliktedir.
Sayfa 126
"O böyle yapmak istiyor, sana ne!" ifadeleri de dağılmayı destekliyor.
Her bireyin istediği şekilde davranış sergileyebildiği bir toplumda sosyal hayatın varlığından söz edilemediği gibi bu sosyal düzensizlik o toplumun dağılmasına neden olur.
Sayfa 20 - 21
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.