Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuz Tansel

Oğuz TanselAl'lı ile Fırfırı yazarı
Yazar
7.2/10
23 Kişi
126
Okunma
10
Beğeni
2.649
Görüntülenme

Oğuz Tansel Gönderileri

Oğuz Tansel kitaplarını, Oğuz Tansel sözleri ve alıntılarını, Oğuz Tansel yazarlarını, Oğuz Tansel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Aylardan kiraz ayı Gözlerime uyku girmez oldu Karanlıkların ürpermesi dolar içime Yüreğime ateş düştü Mayku. İğde dallarından altınlar yağar Testisi omuzunda, belinde eli Kırlangıçların sevinci eteklerinde Sevince dağlar dillenmeli Burda taş olmuş gelinler kızlar "Ayrılık var bir yandan" dudaklarında Salla saçlarını öldür beni Aklımı bıraktım sulara Bahar sabahlarının tatlı yağmuru Sendedir manaların en güzeli Ay akşamladı gözlerinde."
Sayfa 66 - Çok fazla hayranlık duyduğum şairin,en sevdiğim şiirlerinden birisi...Kitabı okudu
Namaz kılmayışının nedenini sormuşlar, Baba’lardan birine: “Sarhoşken namaza kalkışmayın, diyor Tanrı buyruğu!” “A canım, orasını ayyaşlar düşünsün, sana ne?” Baba’nın damağında kuruyuvermiş tükrüğü: “Ayol, siz benim hiç ayıklığımı gördünüz mü?”
Reklam
Yumuşatma
Yaz ramazanlarından birinde Baba erenler, Yolu tenha bulup erik yiyerek gider. Olacak bu ya, burun buruna gelir bir softayla. Softanın gözü döner, yapışır yakasına: “Bre utanmaz, der, oruç yiyorsun ha!” “Yanılıyorsun, der, Bektaşi, oruçluyum.” Öbürü işaret edip avurdunun şişliğine: “Öyleyse, der be adam, ağzındaki ne?” Baba hiç bozuntuya vermez: “Erik, der, iftara yumuşatıyorum!”
Orası
Ava giden avlanır, bunu iyi bil. Sakın unutma, eyleme bak, söze değil. Yobazın biri önüne gelene öğüt verip Din önderliği taslarmış halka. Bir yandan da kadın, kız arkasında Dolaşıp dururmuş utanıp arlanmaz. Bir kez yakayı ele verirse de kurtulur. Birinde basılınca çareyi Bektaşi bulur: “Sicimle sımsıkı bağlayın orasından “Dürzü bundan kelli upuslu durur.”
Tökezletme
İmamın biri camide öğütlerken halkı: “Şarap içmek büyük haram, içmeyin sakın; “İçenlerin öbür dünyada, yarın “Şarap şişeleri boyunlarına asılacak, “Kıyamet halkına gösterilecek...” diye basar zılgıdı. Dinleyenler arasından Bektaşi: “Hocam, şişeler boş mu asılacak, dolu mu?” Diye sorar. “Boş” dese hafif olacak, “Dolu, dopdolu!” diye gürler hoca. İmamı afallattığına kıs kıs güler bizimki: “Desene hocam, yaşadık orda da!”
İçkiden gayrı sıvı nedir bilmez bir Bektaşi’ye, Ölüm döşeğinde son isteğini sorarlar: “Bir yudum su...” der; “Ama niye?” “Kişi son nefesinde tüm düşmanlarıyla barışmalı, "Üstelik yaşarken dostluk edemediklerimizle...”
Reklam
“Çevreye özenle bakıyorum şöyle; “Ne kocası olmayı isteyebileceğim bir kadıncık, “Ne de babası olmayı isteyebileceğim bir çocuk “Gördüm. Bu kanımda yok yalan, “Şu koşullar içinde evlenmez usu olan.”
Bektaşi:“Doğru adam nerde bu dünyada! “Şaraba da su katıyorlar yarı yarıya.”
Özür
Bektaşilerden, susamlı simit sever birine, Tebelleş olmuşlar ikindileyin: “Yürü bakalım yargıç önüne, önünü de ilikle e mi?” Öfke hep topuğunda zaten Devletlinin: “Ulan, göz göre göre oruç yenir mi?” “Yo, özrüm var, hoş görüle...” “Özrün de ne?” “Hastayım.” Kuşkuyla üstelemiş Yargıç: “Hastalığın neymiş bakalım?” “Açım aç... Açım!”
Yolcu
Oruç yerken yakalamışlar Bektaşi’yi, Yaka paça, yargıç önüne... Tanıklar, falan fıstık, horozlanmış öteki: “Behey cin çarpası, niye oruç tutmazsın?” Bizimki hiç istifini bozmadan: “Yolcuyum demiş, kurusun huyum...” Tanıklardan bir işgüzar hemen atılmış: “Bildim bileli kasabadan çıkmamıştır, efendim.” Bektaşi’nin yalancıktan kaşları çatılmış: “Benim yolculuğum karşı köye değil ki, “Ben öbür dünya yolcusuyum!”
Reklam
“Güzelini seçsen... Kıskançlıktan ömrün törpülenir; “Çirkinin ise yöresi çöplükte çergi; “Yoksulunu alsan... Onu doyurup, donatmak güç; “Zenginin böbürü, tafrası salt sana hörgüç... “İşte, bunlardan gayrısına, evladım, helal denir!”
Zorbalık
Ramazan günlerinden birinde Yan gelip kahve peykesine, Bektaşi, Nargilesini tokurdata tokurdata, Keyf çatıp düş kurarmış gönlünce. Ansızın bir subaşı dalmış içeri, Başlamış Baba'yı paylamaya: "Bre adam, sen Müslüman değil misin? "Yoksa!.." gibilerden basmış zılgıdı. Öteki, süklüm püklüm, "Müslümanım," diyebilmiş. "Ne zamandan beri?" diye asılmış zorba. "Kalû belâdan beri," demiş Baba. "O da ne demek be adam?" diye üsteleyince, Bektaşi omuz silkmiş, dayatmış yiğitçe: "Kalû ben, belâ sen, nerden geldin başıma? "Bozdun düşümü, çek git işine!"
Umut hiç batmayan güneş Gözümüz ışık elimiz ekmek Yaşantıya çağırır insanları
94 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Kitap halk derleme masalları içeriyor. Büyüklerimizin anlattığı masalların çok benziyor. Üniversitede işlediğimiz halk edebiyatı dersinde anlatılan halk masalları özelliklerinin çoğu mevcut. Tam tamına katkısız halk masalları diyebiliriz. Kitapta 'don değiştirme' yani kılıktan başka kılığa geçiş temel unsurlardan. En çok ilgimi çeken bu oldu. Hayvan konuşturma, hayvanların iyilere yardım etmesi, padişahın her istediğini yapması, çocuğu olmayan çok isteyen insanların çocuk sahibi olması, devler, şifalı sihirli sular gibi tüm belirgin halk masalı özellikleri var. Her masal bitiminde 'onlar ermiş muradına...' gibi tekerlemeler bulunuyor. Çok eski bir kitap, sayfalar yırtılmasın diye dikkatli okudum. Beni çocukken dinlediğim masallara götürdü.
Mavi Gelin
Mavi GelinOğuz Tansel · Elips · 20124 okunma
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.