Ömer Seyfettin Sözleri ve Alıntıları
Ömer Seyfettin sözleri ve alıntılarını, Ömer Seyfettin kitap alıntılarını, Ömer Seyfettin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Darwin" denilen herifin sözüne inanmalı. Evet, insanlar mutlaka maymundan türemişler! Çünkü işte neyi görsek hemen taklit ediyoruz; oturmayı, kalkmayı, içmeyi, yürümeyi, durmayı, kısacası, kısacası her şeyi...
“Ne olacak, yaşamanın sonu hep ölüm işte..”
Derinlerine yuvarlandığımız karanlık uçurumun, bu ahlaksız ve bozukluk, vefasızlık ve bencillik, adilik ve miskinlik cehenneminin dibinde karamsar ve yabancılaşmış kıvranırken saf ve nurdan mazi, kaybolmuş bir cennetin hakikatten uzak bir serabı halinde karşımda açılır...
"Ben de bu bahar hiç kelebek görmedim. Kendim için değil, benim gibi olanlar
için, bütün Türk kızları için, bütün Türk kızlarının talihi için bakacağım."
İnsan ne tuhaftır!
Fikrine, ümidine, arzusuna ters düşen bir şeye rastlayınca hemen bozulur.
"Kılıcın değil, asıl aklın kuvvetiyle galip gelindiğini bilirdi.”
Türk milleti uyanır ve birleşirse Müslümanlık alemi yüz milyonluk kuvvetli bir hadim kazanmış olur… Müslümanlık ancak Türklerin ve Türklüğün uyanmasıyla esirlikten kurtulacaktır!
"...lakin insanların hayvanlığına nihayet yoktur!"
Bu iki vücut eski ve yeni Türk kadınlığının karamsar ve teselli kabul etmez iki örneğiydi.
Biri, bir asır evvelki neslin son örneği, hayattan ziyade ölüme ve unutuluşa ait bir hatırası...
Diğeri, bugünün, bir asırlık mecburi ve uğursuz gelişmenin, başkalaşmanın narin ve tatmin olunmaz bir çiçeğiydi...
"Demek keyif yalnız akıllı insanlara mahsus değildi."
Erken kalktığım açık ve bulutsuz sabahlar herkes gibi bana da çocukluğumu hatırlatır.
"Lakin söyleyiniz, okumayayım da ne yapayım?"
Hayattaki her gülünç şeyin altında görünmez bir facia yok mudur?
Mademki "gelişme"den sakınmak mümkün değildi ve gelişmeyse mutlaka değişmek, mutlaka eskiye benzememekti, o halde asırlarca evvelki Türk kadınlığı da ilkel halinde kalamazdı....
Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde daha çok ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım