Onur Kartal

Yaşayan Ölüler yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
9.2/10
9 Kişi
30
Okunma
5
Beğeni
1.558
Görüntülenme

Onur Kartal Sözleri ve Alıntıları

Onur Kartal sözleri ve alıntılarını, Onur Kartal kitap alıntılarını, Onur Kartal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Slavoj Zizek
Normal bir ha­yat sürme hakkı elinden alınanlar, çıplak hayat statüsünü de yitirebilir, "sırf hayatta kalma uğruna hayatta kalmaya çalışmaktan kopup 'yaşayan ölüler' safına katılır ve yaşam hakkından feragat ederek, ölüm korku­sundan kurtulan birine" dönüşebilirler
Organsız beden, işçinin fabrikada, kadının hanede, siyahın plantasyonda montajlanmasına direnir. Organ-makinelere direnmek için, der Deleuze, organsız beden kendi düz, kaygan, geçirgen olmayan yüzünü sunar; organlarının altındaki larvaları, tiksindirici kurtları id­rak eder. Birbirine bağlanmış, kesintiye uğratılmış akışların karşısına amorf, yani şekilsiz, sınırları belli olmayan ayrımlaşmamış akışkanlığını çıkarır. Eklemlenmiş fonetik birimlerin bir araya getirilmesiyle oluşan sözcüklere katıksız, eklemlenmemiş ses bloklarıyla, yani haykırışlar ve feryatlarla direnir
Reklam
Kant’ın yasası evrenseldir, her yeri kuşatır, ama Başkaya yer bırakmaz...
Günümüz insanı için tıp ve güvenlik, uğruna adaklar adadığı, kendi yaşamını yoksullaş­tırdığı, başkasının yaşamını kolaylıkla feda edebildiği iki Tanrı gibidir.
Her siyasal rejim ideal bir rol dağılımını esas alır: işçinin, patronun, yurttaşın, erkeğin ya da kadının rolleri. . . İdeal işçinin ya da kadının pozisyonu belirli bir mekaniğe, belirli bir sabitliğe daya­nır. İşçinin rolü bütün yaşam enerjisini organ-makine olarak sermaye birikimine nakletmektir. Mekaniği de kol ya da kafa gücüyle böyle ta-rif edilmiştir. İşçi bu rolü reddettiği andan itibaren kapitalist dağılımın belkemiğini oluşturan "işçi" ideası aşınmaya başlar. Sözgelimi, işçinin mekaniği emek gücünü değil emek gücünün reddini esas aldığında, işçi artık bir simülakrdır. İdeayla kurduğu benzerlik ve makbuliyet ilişkisine kısa devre yaptırmış, aynının rejimine fark unsurunu dahil etmiştir. Ya da Bakkhalarda, Medea'da veya Samantha ' da olduğu gibi kadın figürü, kendi mekaniğini erkeğe karşı konumu itibarıyla hane yaşamı içinde, söz dinleyen rolünü icra ettiği ölçüde ideayla kopya arasındaki ilişkiyi layıkıyla muhafaza ederken, bu mekaniğin dışınaa çıktığı anda düzeni yerle bir edecek canavarca bir unsuru sahneye sokar. Marx'ın proletar­yasının, Biko'nun zencisinin, Fanon'un lanetlilerinin, Federici'nin cadı­larının ya da Arendt'in vahşilerinin simülakrı çağrıştırması bundandır.
Ben,felsefi anlamda transendental ego; sömürge koşullarında Beyaz Adam; toplumsal cinsiyet bağlamında erkek; Şarkiyatçılık ufkunda Avrupalı aydın; kapitalist üretim koşulları altında evreninde sermeyadar olarak karşımıza çıkar.
Reklam
72 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.