Orhan Kemal Gönderileri
Orhan Kemal kitaplarını, Orhan Kemal sözleri ve alıntılarını, Orhan Kemal yazarlarını, Orhan Kemal yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Pırıl pırıl
Sevincimden hüngür hüngür ağlamak, bangir bangir nutuklar çekmek istiyorum.
O....usuz, p.....nksiz, gamsız, kedersiz pırıl pırıl yarınlara olan inancım şahlanıyor.
Sayfa 94 - Everest Yayınları
Pırıl pırıl
İlk, ikinci bardaklar...
Büsbütün coşuyorum. Hani âşık olur muyum, olurum. Sevgilimin laf anlamaz, aksi mi aksi babasına, önden cepli bol paçaları, incecik bıyığıyla it mi it ağabeyine postamı koyar, evlerine dinamit gibi dalabilirim. Kayalara yumruk atmak geçiyoriçimden!
Her zaman böyle olabilsek! Herkes, hepimiz, bütün dünya, dünyanın bütün insanları her an böyle cıvıl cıvıl, güneş vurmuş kalaylı kaplar gibi pırıl pırıl olabilsek! Gamdan, kederden, tasadan kurtulsak, yunsak, arınsak!
Sayfa 91 - Everest Yayınları
' Güneş, kanımı kaynatan, içime on sekiz yaşın tazeliğini veren pırıl pırıl güneş masamda. '
Sayfa 91 - Everest Yayınları
kırmızı mantolu kadın
"Namus? Şeref? İnsanlık?"
"Tok karnına namustan, şereften, insanlıktan bahsetmek kolay!
Karnımı doyurabilmek için insanlığımı harcıyorum, görmüyor musun?"
Sayfa 75 - Everest Yayınları
Büyükbaba
Tabut geçip gittiği, taksi hızla uzaklaştığı hâlde bile tesirinden kurtulamadı. Eşin, dostun, ahbabın omuzlarında musalla taşına, ordan da mezarlığa götürülüp gömülecek, sonra da unutulacaktı. Unutulmak!
İstemiyordu, unutulmayı istemiyordu. Bu masmavi gök, bu ağaçlar, bu taksi, otobüsler, cıvıl cıvıl insanlar... Patlıcan dolma- lan, börekler, Çerkeztavukları, karısı, kırk yıllık karısı, kulağının ardında bir sap karanfiliyle Şopar ocakçı, kahve. Gençliği, orta yaşlılığından bir şeyler saklı bu kahveyi bir daha hiçbir zaman gelip görmemek üzere bırakmak istemiyordu.
Sayfa 67 - Everest Yayınları
İzin Günü
Usanmıştı Garson Rıza'lıktan. Hiç olmazsa haftada bir, izin günlerinde unutmalıydı bunu.
Sayfa 54 - Everest Yayınları
İzin Günü
"Bu dünya fani bir dünya. Sultan Süleyman'a bile kalmamış. İnsan tam zamanında dişini sıkıp susmasını bilmeli!"
Sayfa 53 - Everest Yayınları
Kadın parmağı
Ne sanıyordu kendini?
Alt tarafı kiracıydı. Lafla karın doymazdı, istediği kadar bilgiç, hatta âlim olsundu, bir evi olmadıktan sonra..
Sayfa 49 - Everest Yayınları
Çocuk
Fazladan bırakılan yüz kuruş fenasına gidiyordu. Hakkı değildi ki. Namussuzluk, yahut hırsızlık gibi geldi.
Sayfa 32 - Everest Yayınları
NECATİ
biliyor musun, öyle kızıyorum ki.."
"Kime?"
"Kendi kendime..."
"Neden?"
"Acınacak insanların sözlerine kızmamaya hâlâ alıştıramadım kendimi!"
Sayfa 26 - Everest Yayınları
NECATİ
Omuzları çok geniş, etekleri çok uzun ceketi -bu ceketi hali vakti yerinde bir mahkûm vermişti-, altları paramparça, hantal potinleri, dizi yamalı pantolonuna rağmen, hayatı ve insanları seviyordu.
Sayfa 25 - Everest Yayınları
Kuduz
Neler yapamazdı? Çocuğunu seven, çocuğunun üstüne titreyen bir ana nelere kadir değildi? O gün gazetede gözleri yaşayarak okuduğu bir havadisi hatırladı: Bir ana, yanmış çocuğunun kurtulması için, derisinin bir metrekaresini yüzdürmüştü.
Sayfa 18 - Everest Yayınları
Kardeş Payı
Omuzları düşmüştü. Kurşunla vurulmuş, avratlarına sövülmüş gibiydiler. Hiçbirinden tek laf çıkmıyordu, dokunulsa ağlayacağa benziyorlardı.
Sayfa 5 - Everest Yayınları
Kardeş Payı
"Haklısın, siz çekecektiniz ama..."
"E?"
"Sizden sonra bunlar geldi, fiyat kırdı. Malum ya, ticaret!"
"Ticaret ama, erkekliğe sığar mı Refik Bey?"
"Ticaret dedik evladım. Hem bırak şu erkekliği merkekliği.
Sayfa 3 - Everest Yayınları
"...
Bir gün oturup çay içelim seninle.... Çaylar benden olsun manzara senden..
Olmaz mı?... "
Orhan Kemal