Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özcan Doğan

Özcan DoğanBay How Ne Yapmalı? yazarı
Yazar
Çevirmen
6.5/10
34 Kişi
103
Okunma
6
Beğeni
2.819
Görüntülenme

En Yeni Özcan Doğan Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Özcan Doğan sözleri ve alıntılarını, en yeni Özcan Doğan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Attığım her adımla, yeryüzü tükeniyor sanki ayaklarımın altında..." Büyük bir huzursuzlukla söylenmiş olmalı bu söz. Yok olmaktan korkan ama yine de yokluğa doğru ko- san bir insana ait kuşkusuz. Belki de tam tersi olacak ve ölümü arzulayan bir insan sahiplenecek bu haykırışı. "Yorgunum, uyumak ve unutmak istiyorum her şeyi." Eğer böyle bir cümle kuruyorsam, kendimi, hayatın kullanıp attığı bir paçavra gibi hissediyorum demektir; ya da büyük bir darbe yemişimdir insanlardan ve benim için hiçbir şeyin önemi yoktur artık; bilemiyorum, ama hüzünlü bir şeyler anlatıyor bu söz.
Belki bir yanılsamadır İnga, gerçeği ıskalayan bir hayalden ötesi değildir belki. Peki ya sizler? Nedir şu gerçekliğinize kanıt getirenler? Damarlarınıza kim kan oluyor, kim gözünüze fer? Yaşam bir mucizedir diyorsunuz, ölüm bir kehanet! Nedir bu yıldızlar peki, bu gök neye delalet ? Ve Tanrı neresinde bu işin, Deccal neye işaret?...
Reklam
Ya da insanın gerçek kişiliği çıkıp geliyor bazen, dedi Mehmed. Önüne çektiğimiz yapay duvarlardaki çatlaklardan sızıyor ve bizi biz yapan şeyi ele veriyor.
Her gün akşam olurken, her gece kendi köşeme çekilirken, dışarıyı yırtarak yeniden içe dönüyorum; etrafa dağılan parçalarımı yeniden bir araya getirmeye çalışıyorum. Ve ertesi gün bir bütün halinde kalabilmenin yollarını arıyorum. Çokluklardan arınmalıyım, diyorum.
İnsan bu varoluşunu sonlandığı, seslere büründüğü noktada başlar... Dışarıya adımımı attığım anda binlerce parçaya bölünüyorum. Dışarısı bedenimin bir parçası oluveriyor. Ellerime ve gözlerime dönüşen tenim üzerinde dışarıya açılıyorum ve çokluk kipinde insanların dünyasına dokunuyorum.
İnsanların dünyasına uzaktım ben hep. Uzak olduğum şey insanlığın kendisi değil, yaşama algılama biçimiydi.
Reklam
Bir ölü için kazılan yaşam dolu bir toprak. Ölüm ve yaşam ancak bu kadar bir arada olabilirdi belki de.
İnsanların bir yanı da bu gece gibi karanlıktı. Karanlıkta insanın kendisinden başka kötülük yoktur. O yüzden karanlıktan hoşlanmaz insanlar, kendilerinden korktukları için belki de. Aydınlıktan da korkarlar ama. Hep bir şeyler saklarlar ve ışığın o şeylere dokunup ortaya çıkarmasını istemezler. Aydınlıkta giyinip karanlıkta soyunurlar ve kötü dedikleri şey bütün şeyleri karanlıkta yaparlar. Gerçek insanlar karanlıktaki insandır o yüzden, kendi karanlığındaki insan.
Ruhunuz yok olduğunda bedeniniz de onunla birlikte yok olmuyor hemen. En kötüsü de, bu dünyada yaşarken kimsenin umurunda olmadığınız gibi, ölü bedeninize bile saygısı yoktur kimsenin. Eskimiş ve artık işe yaramayan bir paçavra gibi atılırsınız bir kenara. Her şeyden önce, hayat sizi kullanıp atmıştır bir köşe- ye. Bedeniniz içi boşalmış bir kabuktan ve ağır ağır çürüyerek yok olan soğuk bir kütleden farksızdır artık. Ama ölünüzün bile bir ağacın ya da bir yaprağın ölüsünden farklı olmasını istersiniz yine de. Oysa hayat bununla ilgilenmez. Ölenlerin ne hissettiğini umurunda değildir onun. Yaşayanlarla ilgilenir o.
101 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.