Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pal Fodor

9.7/10
10 Kişi
32
Okunma
10
Beğeni
1.141
Görüntülenme

Pal Fodor Gönderileri

Pal Fodor kitaplarını, Pal Fodor sözleri ve alıntılarını, Pal Fodor yazarlarını, Pal Fodor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sultan Süleyman, Macaristan ve Erdel‘de izlediği siyasetle, haleflerinin vazgeçilmediği ya da vazgeçmek istemediği, bilakis ara sıra yeniden tatbik sahasına koyduğu, odağında Viyana’nın fethinin (ve Habsburg’ların yenilmesinin) yattığı bir program bırakmış oldu. 1593-94,1663-64 ve 1683 Osmanlı seferlerinin hedefi buydu.”
Sayfa 150 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“1552’de Macaristan’da çözülmeden kalan meseleler, hayatının son gününe değin Süleyman’ın yakasını bırakmadı. (…) Süleyman’ın siyasetine yön veren temel ilke, Erdel’i Habsburg güçlerinden temizleyip Zapolya hanesi varisi Yanoş Sigismund’a teslim etmekti.”
Sayfa 147 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“1552’de Macaristan’da çözülmeden kalan meseleler, hayatının son gününe değin Süleyman’ın yakasını bırakmadı. (…) Süleyman’ın siyasetine yön veren temel ilke, Erdel’i Habsburg güçlerinden temizleyip Zapolya hanesi varisi Yanoş Sigismund’a teslim etmekti.”
Sayfa 147 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“Sultan Süleyman’ın saltanatının başlarında giriştiği sonu gelmez seferlerin muazzam maliyeti, imparatorlukta maddî değer taşıyan varlıkların o güne değin olmadığı kadar tafsilatlı bir şekilde araştırılıp bulunmasını zorunlu kılıyordu.”
Sayfa 145 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“İmparatorluk 1550’lerde hızla malî sınırlarına yaklaşıyordu. Nihayet para darlığı baş gösterdi ve merkezî idare, malî hesaplarını, uzun vadede kaynakların kuruması ve raeyanın sırtındaki vergi yükünün tahammül sınırını aşması anlamına geldiği belli olmasına rağmen iltizam uygulamasını yaygınlaştırarak döndürülebilir hâle geldi.”
Sayfa 144 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“İkmal üslerini Viyana’ya yaklaştırmak isteyen Süleyman, 1541’de fethettiği Budin’i Macar topraklarındaki ilk Osmanlı beylerbeyliği (vilayet-i Budin) halinde teşkilatlandı.”
Sayfa 111 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Osmanlı sultanları, 15. yüzyılın başından itibaren kendilerini kadim devirlerin fatihi Büyük İskender’in varisi kabul ediyorlardı. Önü alınamaz Osmanlı zaferleri, bu fikri, II. Mehmed devrinde siyasî bir ideolojiden Osmanlı hükümdarlarının bizatihi inandığı şahsî bir kanaate çevirdi.”
Sayfa 104 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“1532’den sonra bölgeyi [Macaristan] bir süreliğine kendi kaderine terk eden Süleyman, I. Ferdinand’a Habsburg müdafaa sisteminin temellerini atıp çağının en ileri muharebe usullerini (örneğin tüfekçi ve mızraklı birliklerin birlikte kullanılması) benimsemesi için yeterli vakti bırakmış oldu.”
Sayfa 101 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“Mısır’ı zapt eden Osmanlılar, İslam diyarlarının sözü geçen unsurlarından birinin, Sünnî ulemanın desteğini kazandılar. Osmanlılar, bu sayede, birbiriyle gırtlak gırtlağa boğuşan devletçilerden oluşan batı cephesinde yekvücut bir İslam imparatorluğu hüviyetinde arz-ı endam edebilirdi.”
Sayfa 98 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“1525 Şubatı’nda gerçekleşen Pavia Muharebesi’nde Şarlken’e esir düşen Fransa kralı, başına gelen talihsizliği bildirip sultandan Habsburgların gücünü kırmak için ordusunu Macaristan’a yollamasını rica ediyordu.”
Sayfa 89 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“16. yüzyılın başlarına gelindiğinde, kuvvetler dengesi Osmanlılar lehine büyük ölçüde değişmişti. 1510 ve 1514’te doğrudan bir istilâ harekâtına girişmiş olsaydılar, 1526’dan önce Ortaçağ Macar krallığının işini pekâla bitirebilirlerdi.”
Sayfa 61 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“15. yüzyıl Osmanlı toplumu, Hristiyanlar karşısında kazanılan sürekli zaferler ve hasımlarının birbiri ardınca devrilmesinin yarattığı bir özgüven dünyasında yaşamaya alışmıştı. Göz kamaştırıcı zaferler, toplumun en alt katmanlarında bile dışa dönük bir üstünlük duygusunu perçinliyordu.”
Sayfa 49 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“15. yüzyıla gelindiğinde, askerî amaçlarla istihdam edilen Hristiyanlar akılalmaz rakamlara ulaşmıştı. (...) Balkanlar’ın neredeyse yarısının o veya bu isim altında (eflak, martolos, voynuk, akıncı, derbendci, şahinci vb.) Osmanlı harp mekanizmasının uzunları haline geldiği söyleniyordu.”
Sayfa 46 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
“Sadrazam İbrahim Paşa’nın 1528’de belirttiğine göre, Osmanlı hazinesi bu tarihte köle ticaretinden senelik 30.000 altın gelir elde ediyordu ve 1578’de Kefe’de kölelerden hasıl olan varidat 4.5 milyon akçeyi (takriben 75.000 altın) bulmuştu.”
Sayfa 41 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı türkleri, Macaristan sınırlarında, 1390’da boy göstermişlerdi. Sırp birliklerinin refakatinde 1390’da Moçva (Mocsó) banlığı ve Krassó ve Temeş ilçelerini ‘ziyaret edip’ yağmalamışlar; 1391’de Sirmium ve 1392’de Tımışvar (Temesvar) ve Sirmium’u çevreleyen bölgeyi yakıp yıkmışlardı.”
Sayfa 32 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.