Roman 1960 ‘ların başında geçer. Salapurya Mahallesi ,yer yer komik yer yer trajik ve melankolik bir roman.Thames Nehri üzerinde teknelerinde yaşayan, savaş sonrasında müzik eğitimi için Londra'ya gelen ,kocası tarafından terk edilmiş ,iki çocuğu olan Nenna,diğer tekne sahipleri olan Richard Bloke ve yardımsever karısı Maurice,altmış beş yaşında ve eski deniz ressamı olan Sam Willis'in ve nehir üzerinde yaşayanların çarpıcı hayatları,etkileyici hikâyeleri kısa cümlelerle aktarılır.Romanda yer alan Martha ve deniz ressamı olmak isteyen Tilda adlı iki çocuğun iç dünyaları yansıtılırken anneleri olan Nenna'nın psikolojisi derinlikli yansıtılır.
Romandaki tüm karakterler denizle kara arasında kalmıştır.Kıyıda köşede kalmış,hallerinden şikâyetçi olmayan tek korkuları yaşadıkları teknelerinin çürümesi olan bu karakterler incelikle işlenir.Bazısı hayatta tek bir şeye tutunur.
Ortak özelliklerinden en belirgin olanı ;hayatta kaybetmiş kişilerdir.Fakat bu kaybediş ,romana yer yer hakim olan trajedi yazar tarafından bir ajitasyonla anlatılmaz.Hatta çok sıradan bir üslupla,bazen mizahla aktarılır.Zaten benim konusundan çok anlatımını beğendiğim bir roman oldu.