Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pierre Ancet

Pierre AncetUcube Bedenlerin Fenomenolojisi yazarı
Yazar
9.0/10
4 Kişi
10
Okunma
1
Beğeni
387
Görüntülenme

Pierre Ancet Sözleri ve Alıntıları

Pierre Ancet sözleri ve alıntılarını, Pierre Ancet kitap alıntılarını, Pierre Ancet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
On sekizinci yüzyılda, insanın evrenselliği sorunuyla entelektüel olarak ilgilenen kişilerde de görü­len, artık çağdaş kültürümüzde muadili olmayan mesafe koy­ma şekilleri vardı. Aydınlanma düşüncesinin savunucularından bir markiz, diye anlatıyor Gladys Swain, uşağının önünde çıplak banyo yapabiliyordu, "çünkü uşak insan değil"di.
Ölümden söz etmek, gerçek ama kişi kendi adına deneyimlemediği için bir o kadar da paradoksal olan bir deneyime yönelmektir. Ölümün gerçek bir tanımı yoktur, sadece yaşamın olmayışı gibi nominal tanımları vardır, çünkü hiçbir mümkün deneyime tekabül etmez. "O öldü" demek, kendi içinde çelişen bir sözcedir, zira ölü olmak bağlı olduğu özneyi yok sayan bir niteliktir.
Reklam
Gözlere kadar uzanan bitimsiz tebessüm, derin bir yarıktan daha fazlasıdır. Bir maskedir. İster soytarı maskesi ister zalim maskesi olsun, önemli değil: Bu maske insan ile nesnenin birbirine karışmasına yol açacak kadar görüneni engeller. Maske, yüzü şeyleştirir.
Başkasının bedenini kavradığım yer, kendi bedenimin uzamıdır. Bu özgün uzam, nesnel uzamdan bağımsız olarak, eylemde kendini gösterir. Böylece, kendi bedenimde yönümü bulabilir, kollarımı, bacaklarımı, ellerimi, başımı, gövdemi, onları kendi aralarında konumlandırmadan, onları nesnel uzamda arayıp bulmaya çalışmadan, "mutlak bilgi" niteliğinde, bölümler arasındaki ilişkilerin gerçekliği niteliğinde hissedebilirim. Aynı şekilde, benim bedenimle olan benzerliğini ya da benzemezliğini tespit etmeye gerek kalmadan başkasının bedeninde yönümü bulabilirim. Bu yakınlığı, bedensel uzamımı ve hareket kabiliyetlerimi bozmadan, kendimi orada bulma ihtimali sayesinde hissedebilirim. Ne var ki başkasının bedeninde kendini bulma ihtimali, orada olup bitenlerin hissedilebileceği, intropati'nin*gerçekten mümkün olduğu anlamına gelmez. Bu ihtimal, onun, sadece bedenin fenomenal uzamına katılımı anlamına gelir
Gözlerimizle görmemize rağmen dile getiremediğimiz için ancak göstererek, parmağımızla işaret ettiğimiz şeydir ucube. İnsan olarak kabul edilmesi olanaksız bir şey, bebek bedeninin yerini almıştır. Gözlemcinin bütün dikkatini zapturapt altına alan uyumsuzluk öylesine derindir ki, kişinin kendisi ve başkası arasındaki ilişki imkânlarını bir anda yeniden tanımlayan kökensel bir deneyim olarak ortaya çıkar.
Gölge, nesnenin gerisinde bulunan fon gibi ya da net olarak fark edilenin gerisinde gö­rünenin muğlak sınırlarında belli belirsiz fark edilenler gibi değildir. Gölge, görünen şeyin tam da ortasında belirir ama eksik görülür. Gölge, aynı zamanda, algılanan değil, fazlasıyla algılanan bedene aittir, kişinin gözlerini alamadığı aşırı bir görü­nürlüğü olan bu bedenin varlığı, kişi gözlerini kapattıktan sonra bile uzun süre silinip kaybolmaz. Sanki zihin, ucubeyi yerli yerine oturtamadığı ve onu anlayamadığı için, görünüşünü bı­kıp usanmadan tekrar ederek hatırlama yoluyla kendine uydurmaya çalışır.
Reklam
Bedenin karanlığı, kendi içinde, bir sakatlıkla karşılaştırı­lamaz. Çünkü bir sakatlık görünür, somut olarak hissedilir. Bedenin salgıladığı karanlığın elle tutulabilecek bir tarafı yoktur. Kan görüntüsü gibi, sadece iticidir.
Ba­kış, öteki üzerinde sabitlenmez, sıradan bir fotoğrafa, bir eğlen­ce nesnesine bizim uzun uzun bakmadığımız gibi. Bakış, başka­sı huzurunda tahayyül edilmesi mümkün olan şeylerden daha temel bir başkasılığa ilgi duyar.
"yaşamın karşıtı olan değer ölüm değil ucubeliktir." Ucubelik, hayatın "dışarıdan zaruri sınırlaması" olan ölümün aksine, hayatı içeriden tehdit eder."Ucubelik, [...] canlının, yaşayamayan tarafından reddidir."
Sayfa 18 - YKY
Aslında geniş plandaki bir beden belli belirsiz görülen bir bedenden her zaman için daha korkutucudur. Bu tür bakış, aksine, her insanda bulunan gizli şekil bozukluklarını gösterir. Hiçbir güzellik, tenin bütününün bölüm bölüm incelenmesi karşısında dayanamaz.
Reklam
Engellinin sakatlığını gördüğümüzde üstümü­ze çöken sıkıntıda bu yakınlığı görmeyi reddedişin bir izini mi görmek gerek?
Bedenin ifade boyutuna bakıldığında, yüzün ayrı bir bütün gibi işlediği görülür. Yüz bir beden­deki, kendi anlam ağıyla başka bir beden gibidir, bedenin geri kalanından ayrı tutulabilir. Her yüz, istençdışı da olsa bir ifade yan­sıtır. Kendisine rağmen, irsi yollardan bir ifade edinemeyecek ka­dar ucube bir yüz yoktur.
Anakronik olarak bir ucubenin derealizasyonu (yalnızca dış görünüşüne duyulan ilgi, insan olup olmadığı sorusunun kesin reddi) gibi görünen şey, bölünmeleri bizimkilerle örtüşmeyen bir dünyanın "gerçekçi" bakış açısıdır.
Böyle bir rahatsızlığın nedeni nedir? Aslında ortada bir adaletsizlik, bir suçlu yok. Ne var ki, söz konusu olan duygu, agresyondur. Aykırı bir şekil görüntüsü, fiziki saldırı benzeri bir şiddetin taşıyıcısıymış gibi, ötekinin tüm masumiyetine rağmen agresyonu gündeme getirir.
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.