Bazılarıysa, İtilaf Devletleri'nin saflarında müdahaleye geçilmesini savunuyordu: çünkü, onlara göre, "düşmanın elinde" kalmış bütün ülke topraklannı geri alma nın ve Adriyatik Denizi'ne egemen olmanm tek yolu buydu.Kamuoyundaysa farklı görüşler vardı müdahaleden yana olanlar, sağcı liberaller, farmasonlar, Hırıstiyan demokratlar (çok küçük bir öbektiler), reformcu ya da muhalif (Mussolini) sosyalistler, cumhuriyetçilerdi; yansızlık taraflarıysa, solcu liberaller, Katoliklerin çoğu, sosyalistlerin ve sendikacılann çoğundan oluşuyordu. Parlamento, on iki yıldır siyasal yaşama egemen olan Giolitti'nin etkisindeydi ve bütün gücüyle yansızlık hareketini destekliyordu. Salandra'nın başkanlığındaki hükümet, yalnızca İtalya'nın "kutsal egoizminden" esinlenmek istediklerini açıkladı. Dolayısıyla hükümet, 1915 başında her iki tarafla da görüştü. Dört aylık çetin görüşmelerden sonra karara vardılar. Avusturya-Macaristan hükümetine Adriyatik Denizi programını kabul ettiremediğinden, İtilaf Devletleri'yle 26 Nisan 1915'te gizli bir antlaşma imzalandı; antlaşmaya göre İtilaf Devletleri, Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun İtalyanca konuşulan topraklannın yanısıra, Dalmaçya kıyılarının büyük bölümünü de İtalya'ya bırakmaya söz veriyorlardı. Parlamento çoğunluğu verilen bu sözleri reddetmeye hazır gibi görünürken kamuoyunda ortaya çıkan bir hareket bu direnişi kırdı. Büyük kentlerindeki halk gösterilerinde "Yaşasın savaş" diye bağrılan tek ülke İtalya oldu. 20 Mayıs 1915'te, Parlamento askeri ödenekleri onaylamak zorunda kaldı.