Kendi kendini çelmeleyen bir adamı görünce, ona kahkalarla güleriz. Oysa yaşam, zihinsel olarak kendini engelleyen insanların trajikomik öyküleriyle doludur.
Dünya geri döndürülemez bir biçimde kökten değişiyor.Bütün bir uygarlık, artık kendine bir çeki düzen vermek zorunda. İnsanlık öyle bir noktaya geldi ki: Ya yaklaşımını değişetirecek ya da giderek büyüyen bir belirsizlik ve şiddet dalgasıyla çözülüp dağılacak.
İnsanlığın dünyaya bakış biçimi zorlu bir sınavdan geçiyor. Doğa artık hep bildiğimiz düzeninden uzaklaşmış durumda. Olması gerekenler olmuyor, olmaması gerekenler oluyor. Yağmur ormanlarının tahrip olması, hayvan türlerinin yok oluşu, asit yağmuru, sera etkisi ve toprak erozyonu ile doğa alarm veriyor.
Aslında insanı ihtiyarlatan şey zaman değildir.Geçmişte takılıp kalmasıdır.
Geçmişteki acılarına ve kendisine yapılan haksızlıklara takılıp kaldığı için ihtiyarlar insan.
Kendinizi hayatın belirsizliğine ve boşluğuna bırakamıyorsanız mutlu olmanız mümkün değildir.
Ne kadar kontrol etmeye çalışırsanız o kadar her şey ellerinizin arasından kayıp gider.
Hayatınızda bir tek kişi bile varsa kin ve öfke duyduğunuz kendi kendinizle sürtüşüyorsunuz demektir.
Sizi aciz bıraktığı için kızıyorsanız dönüp kendinize,niye aciz olmayı seçtiğinizi,sormalısınız…