Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Raşit Tükel

Raşit TükelFreud Okumaları yazarı
Yazar
Editör
7.5/10
3 Kişi
25
Okunma
2
Beğeni
910
Görüntülenme

Raşit Tükel Sözleri ve Alıntıları

Raşit Tükel sözleri ve alıntılarını, Raşit Tükel kitap alıntılarını, Raşit Tükel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir ömrü ziyan eden şeyler
Freud'un bir anlatısına göre genç bir insanin hayatını mahveden üç şey vardır ; duygusallık, farkındalık ve fazla düşünmek. Yüksek bir bilinç düzeyi ,en büyük cehennemdir. Bunu anksiyete nöbetlerinin tam ortasında anlarsın...
Anne, başlangıçta bebeğe neredeyse yüzde yüz uyum göstererek, bebekte, kendi memesinin onun bir parçası olduğu yanılsamasının doğmasına fırsat tanır. Annenin bebeğin gereksinimlerini "yeterince iyi" olarak karşılaması, bebeğin, kendi yaratma kapasitesine karşılık gelen bir dış gerçeklik olduğu yanılsamasına neden olur. Ancak, zaman içerisinde, bebek, tahammül edebileceği kadar hayal kırıklıkları ile karşılaştıkça, dışarıdaki nesnelerin gerçekliğini farkına varacak ve gücünün bazı şeylere yetip, her şeye yetmeyebileceğini kabullenmek durumunda kalacaktır. Bebek, ilkel tümgüçlülükten engellenme ve bağımlılığın yaşanmasına giden bu yolda bir geçiş nesnesi oluşturmaya yönelir. Bebeklikteki bu ara bölge, çocuk ile dünya arasında bir ilişkinin başlaması için zorunludur.
Sayfa 150 - Bağlam Yayıncılık
Reklam
Klein'a göre, anksiyetenin kökeni, yaşam ve ölüm dürtüleri arasındaki çatışmada yatar. Yaşam ve ölüm dürtüleri arasındaki mücadele yaşam boyu sürdüğünden, anksiyetenin bu kaynağı hiç yok olmaz; tüm anksiyete durumlarında sürekli bir etken olarak devreye girer. Ölüm dürtüsünün içteki işleyişinden ortaya çıkan tehlike, anksiyetenin ilk nedeni olarak kabul edilir. Bu da, zihnin derin tabakalarındaki ölümlülüğün, ölüm dürtüsünün tehdidi olarak algılanmasında kendini gösterir.
Sayfa 223 - Bağlam Yayıncılık
Winnicott'a göre, "yeterince iyi anne" (good-enough mother) bebeğin ihtiyaçlarına etkin olarak uyum gösteren kişidir.
Sayfa 246 - Bağlam Yayıncılık
Gerileme kaosa neden olurken, aynı zamanda da yeni bir başlangıç potansiyeli taşır.
Sayfa 251 - Bağlam Yayıncılık
Anne bebeğin istek ve ihtiyaçlarına rezonans sağladığında ise, bebeğin istek ve ihtiyaçları bedensel işlevleri ve dürtüleriyle uyumlu hale gelir. Bu durum, kendilik duyumunun gelişiminin temelini oluşturur. Böylece, zaman içinde kendiliğin var olması olan kendilik duyumu, anne bakımıyla sağlanmış olur. Kendilik duyumu, çocuğun kendi tümgüçlülük duyumunu güçlendiren annenin empatik yanıtıyla pekişmektedir. Ancak, annenin çocuğun ihtiyaçlarını gerçekleştirmekteki başarısızlığı, yaratıcılığı ve gücüne olan inancını azaltarak çocuğun varsanısal tümgüçlülük duyumunu sona erdirecektir. Kendilik duyumunun oluşmasına katkısı olan tümgüçlülüğün, daha önce de söz edildiği gibi, gelişim açısından bir aşamada terkedilmesi gerekmektedir.
Sayfa 250 - Bağlam Yayıncılık
Reklam
Doğum, anksiyete için prototipik bir yaşantı olarak sunulmaktadır.
Sayfa 120 - Bağlam Yayıncılık
İnsanda anksiyete ilk kez doğum sırasında yaşanmaktadır.
Sayfa 115 - Bağlam Yayıncılık
Freud için güçlü ve sağlıklı bir benlik, anksiyeteden uzak bir benliktir; normalliğe duyulan arzu anksiyeteyi en aza indirir.
Sayfa 224 - Bağlam Yayıncılık
Duygunun abartılı derecesi, mevcut olanın sadece kendisi olmadığını ve diğer zıt duygunun baskı altında tutulmaya çalışıldığını ortaya koyar.
Sayfa 140 - Bağlam Yayıncılık
Reklam
Freud'a göre erken döneme ait çocuksu cinsel oluşumların iki temel özelliği vardır; cinsel nesneleri henüz yoktur, bu nedenle de otoerotiktir ve cinsel amaç erotojenik bölge tarafından belirlenmektedir. Otoerotizm, dürtünün diğer insanlara yönelmediği, doyumun kişinin kendi bedeninden elde edildiği cinsel etkinliğin bir özelliği olarak tanımlanmıştır.
Nesne libidosu gelişiminin en üst noktası aşık olma durumudur. Bu durumda kişi nesne yatırımı lehine kişiliğinden vazgeçer.
Sayfa 48 - Bağlam Yayıncılık
Saldırganlık konusu, "Obsesyonel Bir Nevroz Olgusu Üzerine Notlar" (1909) makalesinde de ön plandadır. Freud, bu çalışmasında, çatışmayı aşk ve nefret arasında görmekte; aşkın sıklıkla nefret olarak algılanabileceğini, aşkın doyumdan yoksun kalırsa kısmen nefrete çevrilebileceğini belirtmektedir.
Sayfa 40 - Bağlam Yayıncılık
Bebeklerin çoğu verdiklerini geri alamama deneyimini uzun süre yaşamak zorunda kalırlar. Bakar ve kendilerini görmezler. Bunun bir sonucu olarak, yaratıcı kapasiteleri körelmeye başlar ve çevreden kendilerine ait bir şeyleri geri almanın yollarını ararlar. İkinci olarak, bebekte, baktığı zaman gördüğü şeyin annenin yüzü olduğu fikri yerleşir. Bu annenin yüzünün ayna olmaması anlamına gelmektedir. Böylece algı, kavrayışın, dünyayla kurulabilecek anlamlı bir mübadele ilişkisinin başlangıcı olabilecek şeyin yerini alır.
Sayfa 248 - Bağlam Yayıncılık
Winnicott, annenin, bebeğin yaşantı ve jestlerinin kesin bir yansımasını ona sağlayan bir ayna olarak işlev gördüğünü belirtmiştir. Winnicott'a göre, bebek annenin yüzüne baktığında kendisini görür. Bir başka ifadeyle anne bebeğe bakmaktadır ve nasıl göründüğü orada ne gördüğüyle bağlantılıdır. Winnicott, şöyle ifade eder: "Baktığımda görülüyorum, demek ki varım".
Sayfa 248 - Bağlam Yayıncılık
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.