Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rebecca Solnit

Rebecca SolnitBana Bilgiçlik Taslayan Adamlar yazarı
Yazar
8.4/10
130 Kişi
488
Okunma
56
Beğeni
5,8bin
Görüntülenme

Rebecca Solnit Gönderileri

Rebecca Solnit kitaplarını, Rebecca Solnit sözleri ve alıntılarını, Rebecca Solnit yazarlarını, Rebecca Solnit yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Belirsizliği kavradığınız anda, sonuçlara etki edebileceğinizi de kavrarsınız."
Haberleri beğenmiyorsanız, dışarı çıkıp kendi haberlerinizi yapın." Spiker Wes Nisker'in 1970'lerde Ksan Radyo'sunda yaptığı programın kapanış cümlesi.
Reklam
192 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Aslında kitabın adı Mavi olsa daha iyi olurmuş. Dili akıcı. Gerisi bizden bişe yok. .....,,.................... .......................... .................
Kaybolma Kılavuzu
Kaybolma KılavuzuRebecca Solnit · Encore · 2015114 okunma
Tarih, yanlamasına seğirten bir yengeç, kayaları aşındıran bir tatlı su damlası, yüzyıllarca birikmiş gerilimi kıran bir deprem gibidir.
Sayfa 30
Umut etmek, kumar oynamaktır. Gelecek üzerine, arzularınız, açık yürekliliğin ve belirsizliğin kasvet ve güvenlilikten daha iyi olma olasılığı üzerine bahis oynamaktır. Umut etmek tehlikeli olsa da korkunun tam zıddıdır çünkü yaşamak risk almaktır.
Sayfa 30 - Siren Yayınları
"Karanlıkta kapıyı bilinmeyen için açık birak! En önemli şeyler oradan gelecektir,hatta kendine bile ancak bu kapidan ulaşabilirsin; gitmeyi düşündüğünde de yine o kapıyı kullanirsin."
Reklam
264 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Hikaye anlatmanın doğası, nedeni, niçini üzerine iyi düşündürüyor. Rebecca Solnit’le tanışmak için de doğru bir başlangıç noktası olduğunu düşünüyorum. Tüm bunların dışında bir anne kız hikayesi aslında. Alzaymır ise bu hikayenin anahtarı rolünü üstlenmiş sanki. Rebecca’nın annesi bu hastalığa yakalanmamış olsa ilişkileri de hikayeleri de böyle bitmezdi sanırım. Deneme sevmeyenlerin eline almaması gereken kitap.
Yakındaki Uzak
Yakındaki UzakRebecca Solnit · Encore · 201536 okunma
Borges, daha az bilinen bir hikayesinde, imparatorun muazzam büyüklükteki, dolambaçlı sarayını mükemmel şekilde tasvir eden bir şairden bahseder. Tasvir öyle mükemmeldir ki imparatoru öfkelendirir, imparatorun şairi hırsızlıkla yaftalamasına neden olur. Hikayenin bir diğer versiyonunda ise, saray ortadan kaybolur; onun yerini şiir almıştır çünkü. Tarifler içeren o şiir, mükemmel bir haritadır artık; mekanın bizzat kendisine dönüşmüş bir harita... Bu hikaye, bana bir başkasını anımsattı: Çin imparatorunun diktasındaki tutsak bir ressam, etrafındaki manzaranın olağanüstü bir resmini yapar ve günün birinde bu resmin derinliklerine kaçar. Bu kıssaların hissesi şudur ki, temsil her zaman kısmidir, aksi takdirde zaten adı temsil değil, gerçeğin ürpertici ikizi olurdu.
Yves Klein
... Paris’te açtığı Le Vide (Boşluk) adlı ikinci sergisi için, küçük galeriyi tamamen boşaltıp, iyice temizledi. Azize Rita’nın tapınağına ilk ziyaretini gerçekleştirdikten sonra, “Boşluğu sergilemenin epey tehlikeli olduğunu düşünüyorum,” cümlesini yeni kurmuş; galeriyi kireç beyazına boyamıştı. Bu, zihnen de tinsel güçleri çağırdığı iki gün boyunca sürmüştü. Sergiyi, “bir resim galerisinin sınırları içerisinde kalan resim gibi bir durum,” diye tarif ediyor, sözlerini şöyle sürdürüyordu: “Diğer bir deyişle, içeride bir ambians, resim gibi ama gerçek bir iklim yaratılıyor; sergilenen bir ambians, bir iklim olduğundan görünmez olduğu da söylenebilir... Galerinin sınırları içerisinde kalan, o resimvari, görünmez durumun, orada bizzat bulunması, etrafında ondan bağımsız akan yaşamla ilişki kurması gerekir. Ve bu şekilde resmin o güne kadar yapılmış en kapsamlı tanımının bizzat kendisi haline gelir: ‘Radyans’."
... en iyi metinler de tıpkı vahşi hayvanlar gibi ansızın ortaya çıkarlar. Serinkanlılardır, aynı anda hem her şeyi söylerler, hem hiçbir şey söylemezler. Sözü, sözün bittiği yere ulaşmak için sarf ederler. Belki de yazı, kendi kendisinin çölü, kendi kendisinin vahşi doğasıdır.
Reklam
Her aşkın bir manzarası vardır. Bu bakımdan, mekan sadece biz orada bulunduğumuz zaman değil, biz orada değilken de bize sahiptir aslında. Zira, mekan algımızın da kendisine ait bir yaşamı vardır. Bu algının nefes kesici etkisi ile bu etkinin uyandırdığı o güçlü duygu zihnimizde yankılanan birer çağrı gibidir. Bir başka ifadeyle, içimizdeki mekanlar, en az dışımızdakiler kadar mühimdir. Bu açıdan bakıldığında, mekanları yanımızda taşıma biçimlerimiz kadar, onlara duyduğumuz özlem de mekanları tanrısallaştırır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.