Polisiye türünde aradığım yeni yazarı buldum diyorum bu kitapla birlikte. Serinin ilk kitabi Buzdaki Kız.Gece Avı'nda farklı bir olayı yine Başdedektif Erika Foster çözüyor. Kadın polislere bayılıyorum, karşısına çıkan zorluklara rağmen pes etmeyen Erika'yı da seviyorum. Benim sevmediğim şey, Erika'nın iki kitapta da hak ettiği değeri çalıştığı yerde görememesi. Bu zor vakadan alınmasına rağmen çözmeye kararlıydı ama bu durum terfi almasına yeterli olamadı ve ben bunu okurken sinirlendim gerçekten. Onun dışında katil hakkında şaşırtmaca yok bu kitapta. Arada onun ismi verilerek anlatıldığı bölümler var. Okudukça katilin yaşadıklarına üzülüyorsunuz, cinayetleri işleme sebeplerine bir nebze de olsa hak verebiliyorsunuz. Ona yaşatılan iğrenç şeylere karşı intikam almasını okuyorsunuz. Aynı zamanda, Erika katilin kadın olduğu düşüncesini savunurken meslektaşlarının ona şüpheyle yaklaşması feministlik damarımı kabarttı. Polis de olsanız katil de olsanız sırf kadın olduğunuz için yetersiz görülüyorsunuz. Çok tuhaf bir durum gerçekten.
Neyse polisiye severlere önerebilirim. Bölümleri kısa,dili akıcı. Kolayca okunabilecek, okuması da zevkli bir roman. Serinin devamını da mutlaka alacağım.