Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Roger Griffin

Roger GriffinFaşizmin Doğası yazarı
Yazar
6.0/10
1 Kişi
12
Okunma
1
Beğeni
987
Görüntülenme

Roger Griffin Sözleri ve Alıntıları

Roger Griffin sözleri ve alıntılarını, Roger Griffin kitap alıntılarını, Roger Griffin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kapitalizm hakkında konuşmaya hazır olmayanlar faşizm hakkında da sessiz kalmaktadır Max Horkheimer
Hangi faşist hareketi ele alsak, ölüm ve yeniden doğuş, çöküş ve yenilenme miti ultra-milliyetçi nüveyi oluşturur.
Sayfa 228
Reklam
Faşist İtalya ve Nazi Almanyası 1918 sonrası Avrupa'da kurulan diğer otoriter rejimlerle kıyaslandığında karşımıza hemen çok önemli bir fark çıkar: Hiçbiri, yeni milli düzen yaratma kararlılığı taşıyan popülist nasyonalist sistem dışı bir devrimci hareket ile iktidarın ele geçirilmesi sürecinin doğrudan ürünü değildir. Şu veya bu şekilde hepsinin iktidara gelişi, yönetici seçkinlerin alt gruplarının ya da onların askeri temsilcilerinin çabalarıyla olmuştur ve hedefleri var olan sınıf yapısının ya da geleneksel değerlerin temellerine zarar vermeden istikrarı ve güçlü yönetimi tesis etmektir. Yani, dinamikleri özünde gerici ve muhafazakardır.
Sayfa 198
Milyonlarca vatandaş için Nazizm millet ve devletle özdeş görüldüğünde ve tüm potansiyel muhalefet biçimleri ezildiğinde ya da susturulduğunda, Gleichschaltung [koordinasyon] programı, Mussolini'nin yönettiği devlete kıyasla olağanüstü güce ve etkinliğe sahip bir sınai-askeri-devlet yapısı kurulmasını mümkün kılmıştı.
Sayfa 365
Faşizmi aşırı sağdan bağımsız, özünde yeni bir güç, dahası Avrupa içi ve dışı çağdaş tarihin temel bir faktörü olarak gören akademisyenler vardır (örneğin -oldukça farklı yollarla Moore, 1966; Gregor, 1969). Diğer bir yorum, faşizmi iki savaş arasına sıkışmış bir olgu olarak görür, ancak ideolojik gerekçeli Nazi ve daha oportünist Faşist türler arasında belirgin bir ayrım olduğunu öne sürer (Weber, 1964). Bunun yerine, faşizmi, bütünsel "paradigmatik" ifadesini Nazizm ve Faşizmde (örneğin, O'Sullivan, 1983; Organski, 1968) ya da sadece Nazizmde (örneğin, Hayes, 1973; ayrıca çoğu Marksist) bulan uluslararası bir olgu olarak gören farklı yaklaşımlar da vardır. Bu sonuncu pozisyon, türdeş faşizmler ailesinin şüphesiz var olduğu ancak Nazizmin bu ailede yer alamayacak kadar farklı (fazlasıyla "biyolojik" ırkçı) olduğu inancıyla taban tabana zıttır (örneğin Sternhell, 1979 ve 1987; kıyaslayınız, yine Gregor, 1969, s. xiii-iv. Burada Gregor farklı bir yoldan benzer bir sonuca ulaşır).
Sayfa 27
Reklam
Marksistler konuya yaklaşırken, faşizmi kapitalizmin azgın bir türüne indirgeme eğilimi her zaman pusudadır. O zamanki adıyla GDR'den [Demokratik Alman Cumhuriyeti) tarihçi Petzold, Horkheimer'ın 1939 tarihli "kapitalizm üzerine konuşmayı reddedenler faşizm konusunda da aynı biçimde susmalıdır" hükmünü tekrar ederken "en vulgar olmayan" yoldaşları adına da konuşmaktadır.
Sayfa 25
Tarihsel süreçte, tüm imkansızlıklara rağmen iktidarı ele geçirebilen sadece iki faşizm biçiminden bir tanesinin benzersiz yıkıcı (ama nihilist değil) potansiyele sahip bir ideoloji ile var olması, "Murphy Kanunlarının" özellikle grotesk ve trajik bir tezahürüdür. Faşist İtalya'nın başvurduğu Mazzinici squadrista ya da Roma imparatorluğu miti, Mosley'in Daha Büyük Britanya yaklaşımı, Degrelle'nin daha fanatik Rexistlerinin beslediği yeni bir Burgonya hayali ya da Akademik Karelia Topluluğu'nun geliştirdiği süper Fin ırkı anlayışı; bunların hiçbiri, Nazilerin Yahudisiz ırksal imparatorluk hayallerinin ima ettiği askeri şiddet ve ırksal zulüm ölçeğiyle kıyaslanamaz. Her ikisi de, savaşın patlak vermesiyle birlikte, Rusya'yı fethetmeyi ve Yahudileri fiziksel olarak dünya yüzeyinden silmeyi içerecek biçimde radikalleştiler ve tam bu noktada Üçüncü Reich emperyal hırslar ve sistematik barbarlık açısından Japon İmparatorluğu'nu bile geride bıraktı. NSDAP'ın, 1933'te iktidarı ele geçirdiğinde, toplumsal değişim programına da kattığı ve kısa süre sonra kazanacağı askeri-sınai güç ve fanatik destekle uygulamaya koyacağı kendinden menkul misyonu sapmaz bir kararlılıkla kovalayacak bir lidere sahip olması, milyonlarca insan için trajik bir durumdu.
Sayfa 362
Nazizmin yıkıcılığını besleyen diğer bir önemli unsur, kuruluşlarını gerektiği gibi gerçekleştirdikten sonra tüm hiyerarşik yapılar tarafından geliştirilen özerk yönetsel ivme ve dolayısıyla da uyguladıkları programlardır.
Sayfa 365
Gelecekte liberal ulus devletler ne tür krizlerle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, faşizmin gelişmek için gereksinim duyduğu siyasal alan ve ultra-milliyetçi iklimi eşgüdümlü siyasal bir güç olarak engelleyeceklerini varsaymak için çok fazla neden mevcuttur. Neofaşistlerin 1970'lerde kronik istikrarsızlığı olan liberal yönetime sahip bir ülkede, İtalya'da iki savaş arası koşulları ("gerilim stratejisi"ne başvurarak) suni olarak yeniden yaratma girişimi bile liberalizm karşıtı ya da faşizme yönelen bir savrulma yaratmakta tamamıyla başarısız oldu.
Sayfa 350
Reklam
Faşizmi zamanın şartlarına uydurma isteği faşizmin ideolojik kabuğunda da önemli değişikliklere yol açtı. Eski ve yeni faşizm zaman zaman AIDS ve feminizm gibi çağdaş konulara da el attı ve "Erika" serisinden, dört dilde yayınlanan Feminen Avrupa Düşüncesi başlıklı broşürün örtük bir neo-Nazi propagandası olduğu ortaya çıktı.
Sayfa 275
1930'a kadar, parlamenter sistem Nazileri başarıyla marjinalize etti. Daha sonra, Hitler'in Almanya'daki başarısı, Büyük Buhran'ın etkileri ve özellikle de 1932-1934 uzun devlet krizi, Alman kan kardeşleri ölçeğinde bir kitle hareketine dönüşemese de NSDAP'ın gerçek bir popülist güç olmasını sağladı.
Sayfa 205
Liberalizmin zayıflığının komünist devrim umutlarını yükselttiği ülkelerde açıkça Bolşevik karşıtı olan askeri diktatörlüklerin yeni türleri zehirli mantarlar gibi türedikçe, katı Marksistler bunları otomatik biçimde Faşizmin yeni permütasyonları (yani faşizm) diye tanımladılar. Öyle ki, reformizmleri tüm "gerçek" sosyalistlerin içinde yer aldığı devrimci sınıf savaşına ihanet kabul edilen sosyal demokratlara, yani tarihsel akrabalarına, "sosyal faşist" yaftasını yapıştırdılar. Bunun bir sonucu Weimar Cumhuriyeti'nin son yıllarında Nazizm karşıtı sol kanat muhalefetinin trajik biçimde bölünmesiydi. Böylelikle kavramın hem türdeş hem de abartılı (enflasyonist) kullanımı, İkinci Dünya Savaşı'ndan çok önce sol kanat akademik diline yerleşmişti.
Sayfa 24
Faşizm, modernizm karşıtlığının ya da birkaç ulus devletin izlediği özel gelişme yöntemlerine dair sosyal patolojik sürecin olağandışı bir sergilenişi değildir. Hammaddeleri militarizm, ırkçılık, karizmatik liderlik, popülist milliyetçilik, çöküşe yol açan güçlerin tüm ulusu ya da uygarlığı içine düşürdüğü korkular, modem çağa karşı hissedilen derin kaygı ve yeni bir çağın başlamasına duyulan özlemdir ki bunların hepsi çağdaş tarihin fiili bileşenleridir. İki dünya savaşı arasında bu bileşenlerin popüler ve hatta kitle hareketlerinde bir araya gelmesi, ayrıca bunlardan ikisinin, Faşizmin ve Nazizmin nihai olarak yeni bir tür tek parti devleti tesis etmesine yol açması, doğrudan veya dolaylı olarak Birinci Dünya Savaşı'ndan ve Rus Devrimi'nden kaynaklanan şiddetli sosyo-politik gerilimlerin yaşandığı olağanüstü bir konjonktürden dolayıdır. Bu nedenle faşizm büyük ölçüde 20. yüzyılın ürünüdür.
Sayfa 11
Faşizm, "devletin elindeki yasal araçlar onları boyun eğdirmek için yetersiz kaldığında, büyük burjuvazinin proletarya ile savaşma aracı" ilan edildi. Buysa haliyle "diktatörlüğünü kurmak ve genişletmek isteyen büyük burjuvazinin hukuk dışı kolunu" temsil ediyordu David Beetham
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.