Açıkçası Newton'ın Tanrı'sı Aydınlanma'da bulunmayan bir saatçi değildi. Aksine, istediği gibi bir dünya yapmakta özgürdü. Daha sonra değiştirmek isterse var olan her şeyi yöneten kadir-i mutlak ve ilahi yönetici olarak onu da yapabilirdi -biz ölümlüler kim oluyoruz da onun öngörüsünü sorguluyoruz? Saatçi Tanrı fikri sık sık “Newtoncılık”la özdeşleştirilse de Newton bu anlamda bir Newtoncı değildi. Peki nasıl olmuştu da aslında olmadığı bir Aydınlanmacı olarak görülmüştü?
Bunun nedeni, kısmen, sağlığında teoloji ve simyayla ilgili yazılarını bir sır gibi saklaması, kısmen de araştırmacıların yirminci yüzyılın ikinci yarısına kadar bu yazılara gereken ciddiyeti göstermemesiydi. Ayrıca on sekizinci yüzyılın Fransız felefecileri Hristiyanlığın yerine yerleştirmek istedikleri seküler aklı yüceltmek adına kendi Newton anlayışlarını yaratmışlardı, zira aktif bir Tanrı onların resmine uymuyordu. Aynı zamanda gökyüzündeki ve yeryüzündeki hareketleri Newvon fiziğinin kuvvet, eylemsizlik ve sabit “yasalar”, ile açıklamak için ilahi bir varlığa başvurmak gerekmiyordu; bu iş için sadece yasalar yeterliydi, tabii esas soruların bir kenara bırakılması kaydıyla.