Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sabahattin Selek

Sabahattin Selekİsmet İnönü Hatıralar yazarı
Yazar
Derleyen
8.7/10
26 Kişi
139
Okunma
14
Beğeni
3.348
Görüntülenme

En Eski Sabahattin Selek Gönderileri

En Eski Sabahattin Selek kitaplarını, en eski Sabahattin Selek sözleri ve alıntılarını, en eski Sabahattin Selek yazarlarını, en eski Sabahattin Selek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat hikayemin özeti
İmparatorluğun çöküşü içinde vazife yapmaya çırpınırken, hesapsız şehitler ve felakete uğrayanlar arasında, yaşayarak çıkmak gibi bir umulmadık olay başımdan geçti.
Hayat hikayemin özeti
Milli Mücadele, ben otuz sekiz yaşında iken zaferle bitmiştir. Bu devirde, amansız ve kudretli dış düşmanlar karşısında, kendi memleketimizi temsil yetkisi iddia edenlerin idam fermanını boynumuzda taşıyarak çıkabildik.
Reklam
Aile hayatımda huzur ve mutluluk hatırası ile doluyum. Aile içinde dar zamanlarımı genişleten, kasvetli günleri aydınlığa yönelten başlıca desteğim, eşim Bayan İnönü olmuştur. Siyasi hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı anında ürkmedi. Aile içinde geçimimiz, daima anlaşmalı olmuştur. Biz bunun tılsımını şu usulde bulduk: Bir olaydan hangimiz şikayetçi olur ve ilk söze başlarsa, ötekimiz susar ve hak verir ve fırtına ne kadar sürse mutlaka sütliman olarak biter.
Çocuklarımla arkadaş gibi yaşadım. Şimdi torunlarımla arkadaş gibi anlaşmaya çalışıyorum. Ben, Türklerin iyi aile hayatına tabiattan istidatlı olduklarına inanmışımdır. Aile saadetinin temelinin, tek evlilik olduğuna yürekten hükmetmişimdir.
Resmi hizmet yolunun en büyük mükafatı, resmi hizmetten ayrıldıktan sonra milletten sevgi görmektir. Bu ikbale ermiş insanlardan biri olmakla iftihar ederim. Hususi ve siyasi hayatın hilatlarından sıyrıldıktan sonra sevgi ile karşılanmak, bizde nadir görülmüştür. Muarızlarım dahil olarak, bütün siyaset adamlarına bu ikbali yürekten dilerim.
Geçmiş hayatımın arkadaşlarını, yardımcılarını ve bana amir mevkiinde bulunmuş olanları saygı ile anıyorum. Beraber çalıştığımız zamanlarda bana daima rehber ve yardımcı olan büyük Atatürk'e karşı yüreğim sevgiler ve minnetlerle doludur.
Reklam
Selim III. zamanında ki, nizamı cedit aleyhtarı irtica ile 1909 daki 31 Mart irticaından hangisinin vatan için daha çok zararlar getirmiş olduğunu mukayese edemiyorum.31 Martı her hatırladığım zaman bir büyük binanın yıkıldığını görürüm.
Bizim vaziyetlerimiz ve rütbelerimiz, devletin her işi için hizmete hazır olmayı, tabiatıyla icapettirir.
...bir gün Saffet Bey (Arıkan) ansızın evimize geldi. Hesaba göre, Mart'ın 19. günüydü. "Seni Ankara'dan Mustafa Kemal çağırıyor. Hazır mıyız?" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920 Cuma günü büyük bir merasimle açıldı. Önce Hacıbayram'a gidildi, namaz kılındı, kurbanlar kesildi. Meclisin içinde ve dışında dualar okundu. Bildiğimiz dini törenlerin hepsi yapıldı.
Reklam
Asilerin elindeki silah , tehlikeli ve korkunç bir silahtır. Halife adına, Padişah adına, din uğruna hareket ediyoruz diye halkı kolaylıkla kendi taraflarına çekebiliyorlar.
II. İnönü zaferi
Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. Mustafa Kemal Atatürk
Lozan
Ermeniler, Yurt İstiyorlar Noradunkyan Efendi ile bu meselenin görüşülmesini iyi bir işaret say­dım. Tahmin ettim ki, devletin en yüksek makamında bulunmuş bir kim­se sıfatıyla, Türklerin hissiyatına ve ekalliyetler üzerindeki düşünüş tarz­larına en yüksek ölçüde, en samimi şekilde vakıf olan bir insandır. Onunla anlaşmak kolay olacaktır.
Sayfa 350Kitabı okudu
Ermeni Meselesine İsviçreli Karışıyor Yine bugünlerde, yaşlı bir İsviçre profesörünün riyasetinde bulunan bir İsviçre heyeti bana geldi. Bunlar Ermeni hukukunu savunan bir İsviç­re cemiyetini temsil ediyorlarmış. Profesör, cemiyetin başkanı olarak gelmiş. Profesörle Ermeni davası, ekalliyetler meselesi üzerinde konuştuk. Bana, Ermeni davasının
Sayfa 352Kitabı okudu
Lozan
Lord Curzon bana dedi ki: “Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsu­nuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. İmar etmeyecek misiniz? Bunun için pa­raya ihtiyacınız olacaktır. Parayı nereden bulacaksınız? Para bugün dünyada bir bende var, bir de bu yanımdakinde. Unutmayın, ne reddederse­niz hepsi cebimdedir. Nereden para bulacaksınız, Fransızlardan mı?” Ben, evet, dedim. Curzon sözlerine devam etti: “Para kimsede yok. Ancak biz verebiliriz. Memnun olmazsak kimden alacaksınız? Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz.” Lord Curzon’un bu sözleri kulağımda kalmıştır ve sözünün geçtiği her yerde hatırlamışımdır. Lozan Konferansı olalı 45 sene geçti. Bu sözleri hiçbir zaman unutmadım. Bu 45 sene içinde para almak için müracaat et­tiğimiz her yerde bu ihtimalleri görmüşümdür. Lord Curzon’un sözleri bittiği zaman, kendisine dedim ki: “Şimdi me­seleleri halledelim, para istemek için gelirsem o zaman gösterirsiniz.” Ha­kikat şudur ki, İkinci Cihan Harbi kapı önünde görününceye kadar mali bakımdan bize kolaylık gösterilmemiştir. Ve Türkiye kendisini kendi alın teri ile tamir ederek İkinci Cihan Harbi’ni idrak etmiştir.
202 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.