Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Saim Savaş

Saim SavaşXVI.Asırda Anadolu'da Alevilik yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
39
Okunma
0
Beğeni
1.006
Görüntülenme

Saim Savaş Sözleri ve Alıntıları

Saim Savaş sözleri ve alıntılarını, Saim Savaş kitap alıntılarını, Saim Savaş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı-Safevi mücadelesi sırasında, genellikle arada kalıp ezilen Kızılbaş halkın dertlerine şiirleriyle tercüman olan Pir Sultan ile Pir Ali isimli bir Kızılbaş şairin bazı dizelerinde de, her bakımdan bunalan bu insanlarda ki bir kurtancı bekleme inanışının varlığı açıkça görülmektedir.
Sayfa 9 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Kızılbaşlar'a yöneltilen suçlamalardan birisi de erkek-kadın, çoluk-çocuk bir arada toplanıp, gece-gündüz saz ve söz ile meşgul olmaları, saz çalıp, türkü söyleyerek eğlenmeleridir.
Sayfa 32 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Reklam
mezhebi farklılık tamamıyla siyasi tercihle alakalıdır. Siyasi bakımdan Safevileri tercih, yukarıda ifade ettiğimiz üzere Şafiî/Sünnî bir Kürt aşiretini bir anda Şiî/Kızılbaş yapmadığı gibi, saltanat derdine düşmüş bir Osmanlı şehzadesini de aslında Kızılbaş yapmamaktadır. Mesele tamamıyla devrin şartları ve siyasi menfaatlerle ilgilidir.
Sayfa 143 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
"Yezit"
Hz. Hüseyin'in şehadetine sebep olan Muaviye'nin oğlu Yezid'in işlediği suçun Sünnî kesime mâl edilmesi ya da İslâm tarihinde siyasi hâkimiyet kavgalarının en dramatik biçimde sonuçlandığı Kerbelâ hadisesinde Sünnî câmiâyı Yezit tarafında görmenin bir sonucu olarak gelişen bu anlayış, Sünnîler arasında yaygın bulunan Kızılbaş-Alevi kesim hakkında uydurulmuş ahlâksızlık ithamları kadar yaygın bir karşı ithamdır.
Sayfa 37 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Merkezi otoriteyle herhangi bir sebeple farklı düşen marjinal guruplann toplum nazarında kötü ya da haksız gösterilmelerinin yegâne yolu, onların genel ahlâka aykırı bir takım ithamlarla suçlanmalarıdır.
Şeyh Cüneyt'in öldürülmesinden sonra Erdebil sûfileri tarafından pir ve hatta "Tanrı'nın zuhuru" olarak tanınan oğlu Şeyh Haydar'ın, 12 dilimli Kızılbaş tacı giymeğe, kızıl sarık sanınmağa başladığa, müritlerine de, derecelerine göre, aynı tâca, sarıklı ya da sarıksız olarak giydirdiği ve bu yüzden bu tip taca "haydarî tâç" denildiği, söyleniyor.
Sayfa 7 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Reklam
Çaldıran Savaşı’nda, Osmanlı ordusu savaş alanına geldiği zaman, askere 24 saat istirahat verilmesi teklifine karşılık Rumeli Defterdarı Pîrî Mehmet Çelebi, akıncılardan mühim bir kısmının Alevi ve Şiilerle taraftar olmaları sebebiyle, istirahat anında düşmanla anlaşma ihtimalinden dolayı, hemen savaşa girişilmesi teklifi kabul olunması, ilginç bir ayrıntı olarak dikkate alınmalıdır.
İlgilendiğimiz dönemde, Kıbrıs’ın yeni fethedilen bir bölge olması hasebiyle, esaslı bir sürgün bölgesi haline getirildiği söylenebilir.
Pir Ali:
Osmanlu yanına kalır mı sandın Nice intikamlar alınsa gerek Mehdi çıkar ise nic’olur halin Heybetli küsleri çalınsa gerek.
Aslında başlangıçta Sünni olan Safeviye tarikatının, Hoca Ali devrinden itibaren Şiiliği benimsemesinin temel sebebinin,kendilerini Osmanlılar’dan ayırt etmek ve Suriye, Anadolu ve Azerbaycan’daki Şii-Batıni boyları ve hatta Şeyh Bedrettin taraftarlarını kazanmak olduğu söylenmektedir.
Reklam
Mezhebi farklılaşma ve aynı zamanda devam eden sıcak ve soğuk savaş, genelde Osmanlı toplumunda ve özelde söz konusu mücadele ve farklılaşmanın yaşandığ coğrafyada yaşayan insanlarda, bir taraftan aşılmaz önyargı duvarlarının örülmesine sebep olurken, diğer yandan karşılıklı içine kapanma ve karşısındakini mutlak yanlış ve kötü görme anlayışının doğmasına sebep olmuştur. Söz konusu anlayışın, bilhassa sıcak savaş dönemlerinde siyasi, dini ve askeri önderlerce körüklendiğini tahmin etmek güç değildir. En başta her iki devletin karşılıklı olarak birbirlerini küfürle itham etmeleri ve din adamlarının bu yönde fetvålar verebilmeleri bu durumu açıkça göstermektedir. İçine kapanma ve zamanla meydana gelen karşı taraf hakkındaki bilgisizlik, akla ve havsalaya sığmayacak bir takım suçlama ya da iftiraların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Etkileri günümüze kadar gelebilen bu tür sosyal gelişmelerin, toplum kesimleri arasında nasıl kapatılması güç çatlaklar oluşturduğu bugün bile görülebilmektedir.
Sayfa 145
Anadolu'ya gelen Türkler'in, bilhassa göçebe, yan-göçebe ve köylü kesimlerinin önemli bir kısmının, bir din olarak İslâm'ı kabul etmiş olmakla birlikte, kitabi ya da Medrese Islâmı olarak ta adlandırılan Sünni inanış ve yaşayış biçimini tam olarak benimseyip hazmedemedikleri, genel olarak biliniyor. Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı'nın kuruluş ve büyüme dönemlerinde yaşanan tam olarak oturmamış siyasî yapı sebebiyle, günümüzdeki anlamda Anadolu'da homojen bir toplumsal yapının kurulabildiği söylenemez. Osmanlı hakimiyetinin yeni yeni sağlanmaya çalışıldığı ve dolayısıyla Osmanlı merkeziyetçi devlet anlayışının henüz benimsenmediği, XV. ve XVI asırlar Orta ve Güney Anadolu'sunda yaşayan, daha doğrusu yaşamaya çalışan sözünü ettiğimiz kesimlerin, içinde bulundukları psikolojik durumu izah etmek gerçekten güçtür.
Sayfa 26
Safevîlerin, önceleri Sünnî bir karaktere sahip iken, bilhassa siyasi amaçları ön plana çıktıktan sonra Şiî eğilimleri benimsemeleri belki de bu yüzdendi.
Şah'a kılıç çekilmez; ona kılıç çeken ya da ona karşı savaşan Müslüman değildir, sözleri, Kızılbaşların Safeviler'e ve Osmanlılar'a hangi gözle baktıklarını gösteriyor.
Sayfa 27 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
İleri gelen Safeviler’in öldürüldüğünü,bunların ailelerinin ve bağlılarının ise, sürgüne gönderildiği söylemek, tarihi realiteye daha uygun düşecektir, kanısındayız.
73 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.