Saim Savaş

XVI.Asırda Anadolu'da Alevilik yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
42
Okunma
0
Beğeni
1.075
Görüntülenme

En Eski Saim Savaş Gönderileri

En Eski Saim Savaş kitaplarını, en eski Saim Savaş sözleri ve alıntılarını, en eski Saim Savaş yazarlarını, en eski Saim Savaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İran’dan gelen bazı kimseler(Safevi halifeleri), bu sene Osmanlı askeri “küffar üzerine gazâda olub” vilayet boştur, Şâh’ı seven şimdi belli olur, diyerek halkı isyana teşvik ediyorlardı.
Amasya beyine gönderilen 14 Eylül 1568 tarihli hükümde; Budaközü Kazası’ndan, Safevi halifesi olduğu belirtilen Süleyman Fakih’in, hırsızlık ve haramilik iddiasıyla, kimseye duyurulmadan, el altından Kızılırmak’a atılıp boğularak öldürülmesinin istenilmesi, ölüm infaz yöntem ve biçiminin bazen ölçüsüz ve hukuk dışı bir hâl aldığı intibâını veriyor.
Reklam
Toplu ölüm emri verilenler hakkındaki son örneğimiz, Ahlat Nahiyesi halkını, “Kızılbaş geldi” diyerek korkutup kaçıran ve mallarını yağmalayan Ekrad Ulusu ile ilgilidir. Van beylerbeyisine gönderilen 16 Eylül 1568 tarihli hükümde; Ekrad Ulusu’ndan yirmi kişinin Bitlis Kal’ası’nda hapsolunduğu ve bunların siyaset olunmalarının emredildiği, kayıtlı bulunuyor.
Şiiliğin İran’da güçlü bir devlet halinde ortaya çıkması nasıl İslam dünyasını tam ortadan ikiye böldü ise, Safevilerce gönderilen Kızılbaş halifelerin yoğun propagandaları da, Anadolu’daki Türkmen kitlelerinin önemli bir kısmını, Ahmet Yaşar Ocak’ın ifadesiyle “Halk İslamı”nı yaşayan ana kütleden koparıp farklılaştırdı.
Sayfa 100Kitabı okudu
Müfti Hamza’nın Kızılbaş fetvası:
… bunları kırub cemaatlerin dağıtmak vacib ve farzdur, müslümanlardan ölen sa’id ve şehid cennet-i a’lâdadur ve anlardan ölen hor ve hakir cehennemün dibindedür, bunlarun hali kafirler halinden eşedd ve ekbahdur… ve dahi nikahları gerekse kendülerden ve gerekse gayrden alsunlar bâtıldur
Sayfa 106Kitabı okudu
Huzur içinde uyu ulu çınarımız...
Pîr Sultan'ın taşlanması emredilmiş; herkes taş atarken musâhibi ve tarikat arkadaşı Ali Baba taş yerine gül atmış; bunu gören Pîr Sultan çok üzülmüş ve taş yağarken şu dörtlükleri söylemiş: “Şu kanlı zâlimin ettiği işler Garip bülbül gibi zâreler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fıskesi pâreler beni Pîr Sultan Abdalım can göğe ağmaz Hak’tan emrolmazsa irahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni”
Reklam
52 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.