Binaya her girişinde, kendisini kuytuda bekleyen hazinesini, yani tüfeğini düşününce bayram gününü iple çeken bir çocuk gibi karnı havalandı. Yine de onu görme arzusunu bastırabildi. Merhametsiz, sabırla ölüm saçacağı o günün gelmesini bekliyordu.
Toplumda kötülerin oranı çok daha fazla. Rahatlıkla tanımadığım herkesin kötü olduğunu farz edebilirim. O yüzden ölenlerin iyi olabilme ihtimali, hem çok düşük hem de beni ilgilendirmiyor şu anda.
"Toplumun kültürü bir şekilde şiddeti körüklüyordu.Şiddet övülüyor,delikanlılık adı altında pazarlanıyordu.Tevazu,hoşgörü ve sabır gösteren,kendilerinden başkaları lehine vazgeçen insanlar ise enayi ve ezikler olarak adlandırılıyordu."
"Sol gözünden bir damla yaş damladı ...Vicdanı ile deliliğin sesleri bilincinde son kez çarpışmaya başladı ...Bir tarafta bunun vebalinden sakınan bir ben , öteki tarafta ise öfkeden ve intikam duygusundan kudurmuş başka bir ben ...."
"Toplumun kültürü bir şekilde şiddeti körüklüyordu.Şiddet övülüyor,delikanlılık adı altında pazarlanıyordu.Tevazu,hoşgörü ve sabır gösteren,kendilerinden başkaları lehine vazgeçen insanlar ise enayi ve ezikler olarak adlandırılıyordu."
“Ya öleceğini bilseydin? Rasgele bir yerde, rastgele bir zamanda, rastgele biri tarafından rastgele öldürüleceğini bilseydin ne düşünürdün? Böyle öleceğini bilseydin gözünden uykusuzluk, alnından ter eksik olmaz mıydı? O yüzden ölümün geldiğini bilmemek senin için daha iyi.”
"Herkes gibi yaşamın, hayatın ve evrenin farkında değildim. Yani tüm önceliğimi eğlenceye, zevke, sefaya, yemeye içmeye, gezmeye tozmaya harcadım. Amacım zevk ve sefa ile mutluluğa erişmekti. Hepimiz aynı şeyin peşindeyiz değil mi? Mutluluk! Kimisi mutlu olmak için gezer tozar, kimisi mutluluğu sekste ve cinsellikte arar, kimisi için mutluluk dilediğince yemek içmektir, kimisi için mutluluk parti yapmak ve dans etmekten ibarettir, kimisi için uyuşturucu mutluluğa götüren en kestirme yoldur. Dünyada ne kadar insan varsa hepsinin bir mutluluk tanımı vardır."