Eve ekmek getiren babaya minnet duyup, babanın vesilesiyle eve ekmek gönderen Rabbi'ni unutmak elbette kalbi katılaştırır, ruhsal zekayı işlemez hale getirir.
Bilge adama sordukları ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar zaman içinde sıkılmaya başlamışlar. Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım diye düşünmüşler. Kardeşlerden biri, "buldum..." demiş.
İki elimin arasına kelebek koyacağım. Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü? Ölü derse bırakacağım, canlı derse avcumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabını bilemeyecek.
Kelebeği ellerinde tutan kardeşlerden biri, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış ve sormuş...
"Avcumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?" Bilge, uzun uzun çocuğun gözlerine bakmış ve cevaplamış;
"Senin ellerinde evladım, senin ellerinde..."
İnancınızı kuvvetlendirin. İnanç bütün zorluklara karşı dayanıklılığı sağlar. İnancı zayıf olan insan hemen pes eder, hayata teslim olur. Böylece arabesk yaşama sarılır. Kendini acındırarak hayatını yaşamaya çalışır.
Rabbini seven, O'nun takdirine saygı duyar, O'nun verdiği canı küçük görmez. Kendinden başka kimseyi yermez, ayıplamaz, küçük düşürecek nazarlar etmez.
Tabiatta kötülüğün kaynağı insandır. Diğer canlılar sadece içgüdüleriyle hareket ederler ve onlara karşı tedbir alınabilir, ancak kötü niyetli insanların nerede ne yapacağını kestirmek, tedbir almak her zaman mümkün değil.
(Okumak Bizim İşimiz)
Rivayete göre Sultan Mahmut, sık sık kıyafet değiştirip halkın arasına karışır ve memlekette neler olup bittiğini anlamaya çalışırmış.
Bir akşam uğradığı bir kahvede, aksakallı çaycıya herkesin ‘Tıkandı Baba’ diye hitap ettiğini duyunca merak etmiş ve bu adama neden Tıkandı Baba denildiğini öğrenmek istemiş.
Biraz
Hayata gelmekle kendinizi bir limanda bulursunuz. Gelen gemiler yolcusunu alır gider. Kim nereye gidecekse, kendi gemisini bekler. Siz Allah'a giden gemiyi tercih edin ki, yolculuğunuz da huzurla geçsin, ulaştığınız yerde cennet olsun.