"İnsanlar, kendi hayatları binâsının mimârıdırlar. Bu binayı kurmak husûsunda gösterecekleri ustalık veya acemilik onları mes'ud veya bedbaht eder. Gayret et ki, hayâtını kurarken sana saâdet ve huzur getirecek iyilik, güzellik, hak, hakikat ve fazilet malzemesini kullanmak hünerini gösteresin.
Allah yardımcın olsun."
-Semiha Ayverdi
İnsan ve Şeytan Evet, her şeyde her yerde, çokluk birliğe geri dönmekte. İşte umûmi âhengi meydana getiren de bu olmuş. Okun kavsinde olduğu gibi, her düz hat da kendi azimet noktasına dönmek için kavis hâline geçmeye meyletmektedir. Fakat çokluğu vücu da getiren de gene o birlik. Farazâ, ressamın kafasında bir nokta olan mânâ, inkişaf ediverince, binbir renkli bir san’at eseri heyetinde meydana çıkıyor. Esâsen insanları şaşırtan, tezat ve ihtilâfa düşüren de mânâdaki bu zuhur, bu uyanış ve çoğalış değil midir?