Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şamil S. Zagitoviç

Şamil S. ZagitoviçDoğu’nun Sönmeyen Yıldızı Hayyam yazarı
Yazar
6.5/10
2 Kişi
15
Okunma
0
Beğeni
394
Görüntülenme

Öne Çıkan Şamil S. Zagitoviç Gönderileri

Öne Çıkan Şamil S. Zagitoviç kitaplarını, öne çıkan Şamil S. Zagitoviç sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Şamil S. Zagitoviç yazarlarını, öne çıkan Şamil S. Zagitoviç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayyam’ın bazı rubailerinde şairin ahiret yaşamı hakkındaki ilkel efsanelere karşı attığı alaycı kahkahalar daha net bir şekilde duyulur. Bir kaç dörtlüğünde, kıyamet günü ölülerin dirilişin resmedilişini ve cenaze töreni ritüellerini iğneleyici bir dille alayı alır. Öldüğümde cenazem şarapla yıkansın. Mezarındaki güller şarapla sulansın. Mahşer günü beni merak eden olursa, Meyhane önündeki toprakta arasın. Ya da: Diyorlar ki:” Oruç tutup, ibadete ediniz, Nasıl yaşarsanız öyle dirileceksiniz!” Sımsıkı sarılalım sevgiliye ve meye , Belki de mahşer günü elele diriliriz .
Neyi düşünmek ve hatırlamak istemediğini söyle bana, ne olacağını söyliyim sana.
Reklam
Nefeste aldırmayan bir telaştır bu, Kederle inlemekten göğsüm yoruldu. Söyle neden geldim şu dünyaya neden, Bensiz bile sürdüren garip yolunu?
Aptallar bilgeden sayıyor beni, Ya Rabbi ben öyle görmem kendimi, Ne dünyayı, ne kendimi bilirim, Aptallar ısrarla pîr görür beni.
Çocuktuk hakikat içe giderdik hocamıza, Büyüdük hakikat için geldiler kapımıza. Nerededir hakikat? Oluşmuşuz bir zerreden. Yel olup gideriz hayyam, başka yolu yok keza!
Buradaki zerre ve yelle Aristoteles’in dört temel elementinden ikisini atıf yapılmıştır
Geldim de bir güzellik katmadım semaya, Ve gideceğim rengi olmayacak başka. Neredeydin nereye gidiyorum bilmem: Aldırmam ne bir tahmine, ne de kelâma.
Reklam
Doldurup günü cazibesiyle gökkubbenin, Doldurup gönlü kor aleviyle sevmelerin, Aman dayının mı diyor Tanrı? İşte kadeh, Ağzına kadar doldurdum, ama siz içmeyin! Yolunda çukurların, tuzakların nicesi, Yürü, diye emreder Yücelerin Yücesi. Buyurur böyle, ama iyi bilir aslında, Faka basan biziz de, fakı kuran kendisi.
Âlemin en bilgili insan hani? Bulamadı eşyanın gizemini. Konuşup konuşup tanrı hakkında, Şu an zayıf sakalını kös kös gitti.
Dönemin araştırları ve bilginleri hakkında düşünüp şüphelerini yazdığı dörtlük
Dört ile yedinin ellerinde kalan can! Yedi ile dörttür seni kedere salan. Kapılma kibre, otur da derdine yan, Gitti mi gidiyor insan bu diyarlardan. Burada dört derken, dört element -Ateş, toprak, hava ve su- kastediliyor; yedi derken de yedi gezegen -Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Ay ve Güneş- kastediliyor.
Hayyam, rubailerini sancılı düşünme süreçlerinde yazmak zorunda kalıyordu. Bunlar her şeyden önce kendisi içindi. Kağıda dökülmüş her bir rubai, Hayyam’ın ruhunda meydana gelen çatışmayı, onun melankolisini ve kederini anlatır. İçi boş, hem hasta, hem de sinsi dünyada, Hayat şarap diye zehir sunar kucağında. Ve canımı pek fazla acıtmasın diye ben. Boşaltmak isterim kadehimi tek yudumda.
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.