"Şahsen ben moral bozucu konulardan hoşlanmıyorum, diyor insanlar. Sanki ölümlülük yaşam tarzına göre yapılan bir seçim, sanki hastalık, şiddet ve hüzün bir zevk meselesi."
Kızın yüzünü kalabalığa doğru çeviriyor, onu komşularına ve ailesine gösteriyorlar; yürümeyi öğrenirken ellerini tuttuğu, ona ekmeğini testiye batırıp ağzını silmeyi, sepet örmeyi, balık temizlemeyi öğreten insanlara. Şimdi annelerinin arkadında saklandıkları yerden ona kaçamak bakışlar atan çocuklarla bir zamanlar oyunlar oynardı; sağ salim doğsunlar diye dualar ederdi. O DA ONLARDAN BİRİYDİ, SIRADANDI. Ağabeyi ile kız kardeşlerinin gözleri önünde adamlar kılıcı çekiyorlar, sarı saçlarını başının sol tarafında topladıkları gibi kökünden kesip atıyorlar. İrkiliyor. Sonra kalan saçları da iyice kazıyorlar. ARTIK ONLARDAN BİRİ GİBİ GÖRÜNMÜYOR. Titriyor...
“ O halde hayalet dediğin kimlerdi, bizler mi, yoksa ölüler mi? Belki de önce onlar bizi hayal etmişti, belki de biz başka zihinler tarafından çok daha geçmişten çağırılmıştık.”