En Beğenilen Şebnem Şenyener kitaplarını, en beğenilen Şebnem Şenyener sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Şebnem Şenyener yazarlarını, en beğenilen Şebnem Şenyener yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Değişik bir okuma süreci yaşadım bu kitapla birlikte. Yazarın çok farklı, şiirsel ve masalsı bir dili vardı. Bir yandan da satır aralarında bir çok konu hakkında göndermeler yer alıyordu. Her okuyucunun birikimine ve hayata bakış açısına göre yorumlanabilen kitaplardan. Belli bir okuma olgunluğuna erişmiş olanların daha çok seveceğini düşünüyorum. Benim için de orta karar bir kitaptı.
.
Konusuna gelirsek; Bir şehirde yaşanan gülme salgını anlatılıyordu kitapta. Bir aile ekseninde yaşanan gelişmeler üzerinden ilerleyen bir kurgusu vardı. Bu salgının çıkması ile paralel şehirdeki güvercinlerin de birer birer ölümü de aktarılmıştı. Aynı zamanda insanlar da bu salgın ile rüya görmemeye başlar. Yaşanan salgının detayları çok iyi kurgulanmıştı. İnsanların gülme salgını ile nasıl öldükleri bir Tıp doktoru gibi neden sonuç ilişkisine bağlı olarak anlatılmış olması çok iyiydi. Satır aralarında çarpıcı mesajlar çoğunluktaydı. Kitaptaki kumar bağımlısı Afsane karakterinin kumar oyunundaki hamlelerinin çok derinlemesine uzun uzun anlatılması bana çok sıkıcı geldi açıkçası.
.
Salgının tek çaresinin rüya makineleri icat etmek olduğunu düşünen doktor Hobson bu iş için çalışmalara başlar. Ütopik öğeler içeren, değişik okumalara açık bir kitaptı.
30 ŞubatŞebnem Şenyener · Can Yayınları · 20099 okunma
Geçmiş bir daha geri dönemeyeceğimiz kıyıdan bizi uğurlayan densiz bir özleme dönüşecek. Kısacası bizi aniden terk eden geçmişe kızgın, kandıran geleceğe küs olarak tahammül edemediğimiz şimdiki zamana sıkışıp kalacağız.
Kahkahalara boğuldu şehir
Bir nehir
Aktı üzerinden yıldızlarla beraber
Sel bastı gökdelenleri
Rüya bindi kuşların kanadına
Terk etti
Cenneti, cehennemi.
Bir günden ötekine gülen bir gemiyle, dalgaların üzerinden, çalkalanarak, her an güverteden denize kayma endişesiyle karanlıkta, etrafta dalga köpüklerinden başka bir şey görmeden sonu belirsiz yolculuktayız.
Otopsiye kravat iğnesiz girmeyin derdi babam. Beyni dağıtılmış kadavranın üzerine eğildiğiniz an kravat lekelenirse işi bitmiş demektir. Her seferinde yeni bir kravat alacak paran yoksa iyisi mi iğnele kravatını gömleğine.
Evan'ın uyarısını dikkate alarak biraz daha samimi konuşacaksak; hissiz, duygusuz, sosyal psikopat değil hayatın katilleri. Onlar da herkes gibi romanların, filmlerin kahramanı siyah-beyaz karakterlere hayran. Al Capone'a ya da karındeşen Jack'e.
Gitmeye hazırlanmakla geçirecek günlerini. Gitmekten bahsederek. Alıp başını gitmekten. Giderse geride bırakmak istediği her şeyin ruhuna eşlik edeceğinin farkında olmasına rağmen. Yakınında ona acı veren ne varsa onunla birlikte gidecek, üstelik onun ayrılık idealine hiç aldırmadan. Gölgeler halinde takip edecekler onu. Bizi terk edersen biz de seninle geliyoruz diyecekler alay edercesine.
Güzel bir polisiye roman. Aslında tiyatro metni gibi her karakter kendi kısmını okuyor. Kuşlar üzerine ihtisas yapmış bir sanat eseri dedektifi ile Parlak Cevriye lakaplı bir hırsızın mücadelesini anlatan iki adet polisiye hikaye mevcut. Biri piyano diğeri de Osmanlı zamanından kalma bir binanın tapusunun hırsızlığı ile ilgili bu kitap zevkle okunanlardan.