Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selahattin Şenliler

Selahattin ŞenlilerMamak Cezaevi Günlüğü yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
13
Okunma
6
Beğeni
859
Görüntülenme

Selahattin Şenliler Gönderileri

Selahattin Şenliler kitaplarını, Selahattin Şenliler sözleri ve alıntılarını, Selahattin Şenliler yazarlarını, Selahattin Şenliler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
NİZAM-I ALEM davasının davacıları idik. Bir cepheden bakınca ihanet içindekileri bir kenara koyarak parantez içinde söylüyorum; devrimciler de, solcu sosyalistler de bizim gibi düşünüyorlardı... Ortak payda ülke idi.
Dünyayı değiştirmek için yola çıkmıştık. Ezilenin, ezenin olmadığı bir düzen kurmak idi. Mücadelemiz hakça bölüşümün olduğu, sömürünün olmadığı, kula kulluk olmadığı, Allah'ın nizamının yeryüzüne hâkim kılındığı bir düzen istiyorduk.
Reklam
Ve 12 Eylül 1980 darbesinden hemen sonra Kenan Evren'in ilk imzaladığı karar Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönmesine verilen izin kararı idi. Hem de hiçbir şart ileri sürmeden. NATO'nun, ABD'nin "Bizim Çocuklar" dediği Türk Silahlı Kuvvetleri, Kenan Evren'in emir komuta zinciri içinde darbe yaptılar. 12 Eylül 1980 darbesi bir ABD-NATO planı idi... Olan milletin çocuklarına oldu.
"Gönül gözümden bir ışık aktı yıllar evvelinde Hayata manâ veriyordu, ruhta şekil Evrenin bilinmeyen bir noktasında Sevincin; Evren kadar büyük hazzını duyardım seninle..."
-"Solcu'ya varsan da susun, gürültüyü, kavgayı kesin desen hemen Faşist diyor, Sağcıya desen Komünist diyor. Anlayamadım gitti birader" diyordu. -"15 günüm kaldı, bir gideydim şuradan..." dedi Teğmen. Sivilde öğretmenmiş. "Onu da bırakacağım herhalde..." diyordu, başını iki yana sallayarak giderken. Uzaklaşırken dudaklarından dökülen son kelimeleri; -"Bu memlekette öğretmenlik de yapamazsın ki adam gibi..."
Reklam
Mustafa Sami Barshan, -"Biz ülkücüyüz ve Türk milliyetçisiyiz! Biz dava adamıyız! Adamlıktan öte adamız! Hamdi Sevinç'i vuracaksak veya sizin hakkınızda bir şeyler düşünüyorsak bunu ulu orta konuşmayız. Gerektiği zaman gerekeni neredeyse yaparız. Konuşmayız, yaparız! Onun için bu gibi şeyler ile bizi töhmet altında bırakmayın. Öküz altında buzağı aramayın." dedi.
1979'un ortalarına geldiğimiz günlerde, Emniyet Teşkilatları da tıpkı diğer öğrenciler, memurlar, işçiler gibi "ülkücü polisler" ve "devrimci polisler" diye ikiye ayrıldılar. Devrimci polisler, diğer bir ifadeyle solcu polisler, "Pol-Der" diye bir polis derneği; milliyetçi, diğer bir ifadeyle ülkücü polisler de "Pol-Bir" diye bir polis derneği kurmuşlardı. Memleketin halini görüyor musunuz? Devletin polisi, ülkücü ve solcu diye iki ye ayrılıyor ve dernekler altında örgütleniyor.
Mamak Askeri Cezaevi'ndeki en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi, özellikle Ramazan Ayındaki sıkıntılarımızdan bir tanesi, geceleri sahur yemeği meselesidir. Cezaevi idaresi, bir şekilde bizi terbiye etmek, disiplin etmek için her türlü ibadetlerimizi, dini faaliyetlerimizi, yasaklamaya çalışıyordu. Topluca teravih namazı kılmak, sahur yemeği yemek, iftar vaktinde iftar için yemek hazırlamak; bazı subaylara göre sanki bir başkaldırı, bir isyan gibi algılanıyordu.
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.